Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

NLP Sınırsız Güç Hazırlayan : Reha YELKEN Kaynak: www.nlpat.com.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "NLP Sınırsız Güç Hazırlayan : Reha YELKEN Kaynak: www.nlpat.com."— Sunum transkripti:

1 NLP Sınırsız Güç Hazırlayan : Reha YELKEN Kaynak:

2 KALİBRASYON Eğitimimize algılama konusuyla başlıyoruz. Algılarımız, dışarıdaki dünyanın zihnimizdeki temsil ediliş biçimini dolayısıyla, neye tepki vereceğimizi sürekli etkiliyor. Karşılıklı sohbet eden iki kişinin, aralarındaki iletişimin, %7 si içerik (söylenen söz), %38' i ses tonu (sessiz, bağırarak.. vs.) ve geri kalan %55 i de beden dili (fizyolji, jest ve mimik) aracılığı ile gerçekleşiyor.

3 Demekki insanlar arasındaki iletişimde, ne söylenildiğinden ziyade nasıl söylendiği ya da davranıldığı önemli, çünkü insan beyni tarafından öncelikli olarak, sözsüz sinyaller yorumlanıyor. Birçok insan karşısındakiyle iletişim kurarken algılarını keskinleştirmeyi, dikkatini yoğunlaştırmayı (Kalibre etmeyi) ihmal eder. Kalibrasyonu zayıf olan kişiler, söylediklerini sabırla dinleyen bir kişinin, aslında kibarlığından veya bizi kırmak istemediğinden dolayı sohbete katlanmış olduğu gerçeğini algılayamaz. Kalibrasyonu zayıf olan bir satış temsilcisi ise, müşterisinin gerçek ihtiyacını veya ürünü satın almak istemediğini zamanında algılayamaz ve gereksiz dil dökebilir.

4 Neden Kalibrasyon ? Beden dili öğretisini, tüm insanlar için genellemek mümkün değildir. Konuşurken burnunu kaşıyan her bireyin, her zaman yalan söylediğini iddia etmek yargısız infaza benzer. Bundan dolayı tüm dikkatimizi o anda konuştuğumuz kişiye vermeliyiz. Algılarımız ne kadar açıksa, karşından gelen sözlü veya sözsüz sinyalleri de o denli iyi algılayabilir ve kendi tepkilerimizi ona göre ayarlayabiliriz. Elbette bu yeni bir şey değildir. Çalan telefona da cevap verdiğimizde dikkatle dinlersek karşıdan gelen “alo” sesi dahi, karşımızdakinin ruh hali hakkında çıkarımlarda bulunmamız için yeterli olabiliyor. “Leb demeden leblebiyi anlama” becerini aşağıdaki uygulama önerileri ile geliştirebilirsin:

5 Uygulama önerisi: a) En az iki dakika dikkatli bir şekilde, partnerinizin beden dilini bilinçli bir şekilde gözlemleyin. Daha sonra çıkarımlarınız hakkında partnerinizle konuşun. b) Bir partner ile birlikte bir video fragmanını televizyonunuzun sesini tamamen kısarak dikkatle izleyin. Gözlemlerinizin zihniniz tarafından nasıl yorumlandığına dikkat edin. Daha sonra video fragmanını sesli izleyin ve hatalı yorumlamalarınıza hangi sinyallerin yol açtığını analiz etmeye çalışın.

6

7 KALİBRASYON Birinin yalan söylediğini nasıl anlayabilirsin? Belirtileri nelerdir? Daha önce mutlaka karşındakinin doğruyu söylemediği hissine kapılmışsındır. Yine de, bunca tecrübeye rağmen bu soruya açıklayıcı, net bir cevap vermek kolay olmasa gerek. Peki nasıl kanaat getirebiliyoruz karşımızdakine güvenebileceğimize yada güvenemeyeceğimize ? Konuşurken sesinde dalgalanma mı oluyor ? Veya göz temansından mı kaçınıyor ? Yoksa sadece güvensiz birine mi benziyor ?...

8 Tüm bunlar beden dili konusundaki genellemelerdir
Tüm bunlar beden dili konusundaki genellemelerdir. Her insanın bir birey olarak özel olduğunu düşünürsek, bu genellemelerle yola çıkmak bizi yanıltabilir. Elbette sorunun cevabı geçen eğitim konumuzla ilgili. Karşımızdakinde algılamış olduğumuz “Benzeşimli” sinyaller, bizde güven duygusu çağrıştırırken “Benzeşimsiz” sinyaller ise güvensizliğe ve uyumsuzluğa neden olur. Bu sinyalleri (belirtileri) bilinçli olarak algılayabilmek için Kalibrasyona ihtiyacımız var. Kalibrasyonu, karşımızdaki kişide oluşan küçük değişimleri, bilinçli bir şekilde algılama becerisi olarakda tanımlayabiliriz Aşağıda belirtilen bazı ayrıntılar üzerinde algılarımızı yoğunlaştırıp, bu ayrıntılarda meydana gelen değişimleri gözlemlememiz bize ihtiyacımız olan ipuçlarını sağlayacaktır. BODY TALKS !...

9

10 Kişiyi bir süre izledikten sonra davranış emareleri hakkında zihnimizde bir norm ya da standart değer oluşacaktır. Belirlenmiş olan bu standart ya da normdan sapma derecesi yükseldiğinde ise aradaki fark beynimiz tarafından öncelikli olarak yorumlanarak stres hormonunun (cortisol) salgılanmasına, güvensizlik ve rahatsızlık hislerinin oluşmasına yol açacaktır. Kalibrasyon becerisi zayıf olan kişilerde bu süreç bilinçdışı işler. NLP uygulayıcıları bu durumu benzeşimsiz (uyumsuz) iletişim kurma olarak tanımlar. Yani kişiye özgü, standart davranış emarelerinin dışına çıkma, söz (içerik) ile ses tonunun özellikleri veya beden dilinin bize sunmuş olduğu belirtiler arasında bir uyumsuzluk söz konusudur.

11 Örneğin: "Bu akşam yemeğe çıkalım mı
Örneğin: "Bu akşam yemeğe çıkalım mı?" sorusunu yönelttiğin partnerinin : “Canım istemiyor” sözleriyle teklifini geri çevirirken, diğer taraftan beden dili ve ses tonuyla: “Aslında hiçte fena bir fikir değil”, anlamına gelen onaylayıcı sinyaller vermesi bu duruma örnektir. Kişiden gelen sözlü (verbal) ve sözsüz (non-verbal) sinyallerin birbiriyle çelişkili olması durumu NLP de “benzeşimsizlik” olarak tanımlanır. Kalibrasyon konusunda deneyimli kişiler, algıladıkları sinyallerin kendi içindeki uyumsuzluğunu, sapma derecesini farkedebilir ve iletişim sürecini buna göre yönlendirebilir.

12 Altın kural: Sunumlarda, iş görüşmelerinde, satış ve pazarlamada, partnerine aşkını ilan ederken, özür dilerken… İnandırıcılığını arttırmak, karşındakinin güvenini kazanmak istiyorsan benzeşimli iletişim kurmaya özen göster. Uygulama önerisi: "Ya olduğun gibi görün , ya göründüğün gibi ol" diyen Mevlana nın sözünden yola çıkarak, a) Bir gün boyunca çevrendeki insanların seninle veya başkalarıyla konuşurken, kurmuş oldukları iletişimin ne kadar benzeşimli (Congurent) olduğunu dikkatle gözlemle (Kalibrasyon). Söylenen sözler ile beden dili - ses izdüşümü arasındaki uyum veya uyumsuzlukları gözlemlemeye çalış.

13 b) Hiç tanımadığın halde sende güvensizlik hissi yaratan insanların iletişiminde, benzeşimsiz belirtilerinin neler olduğuna dikkat et. c) Bir gün boyunca, bilinçli bir şekilde bedeninin ve ses tonunun sözlerinle benzeşimli olmasına, hatta altını çizmesine, vurgulamasına özen göster. Bu şekilde kurmuş olduğun iletişimin başkaları tarafından nasıl algılandığına dikkat et. d) Jest – mimik, ses tonu veya nefes alışındaki mikro değişimleri bilinçli bir şekilde bastırarak partnerine yalan – yanlış bir hikaye anlat. Bunu yaparken benzeşimli iletişim kurmaya çalış. Yaşayacağın zorluklara, bastırmak zorunda kalacağın bedensel belirtilere dikkat et ve farkındalık kazan. Partnerinin bir uyumsuzluk algılayıp algılamayacağına dikkat et. Not: Uygulama sonrasında partnerine neden yalan söylediğin konusunda benzeşimli bir açıklama yapmayı da unutma :)

14

15 HEDEFLER I. Haftanın Metaforu:
Bir kurbağayı kaynar su dolusu bir kazanın içine attığımızda neler olur dersin? Tabiki kurbağa can havliyle kazandan dışarıya sıçrayacaktır. Acı verici bir deneyim ve belki birkaç yanığın ardından, muhtemelen yaşamına kaldığı yerden devam edecektir. Peki, başka bir kurbağa soğuk veya ılık su dolusu bir kazanın içine atıldığında ve su yavaş yavaş ısıtıldığında neler olur dersin? Bu sefer kurbağa yaklaşan tehlikeden habersiz, kazanın içerisinde kalmaya devam edecektir. Gittikçe artan su sıcaklığı kurbağayı daha da sersemletecektir, taaki yerinden kıpırdayabilecek hali kalmayana dek veee...

16 "Kurbağa çorbası sever misin?" :)
İşte bu durum birçok insanın da yaşam öyküsüdür... İçerisinde bulundukları durum (sağlık, ekonomik durum, sosyal çevre, kariyer, v.s.) zaman içerisinde yavaş yavaş değişime uğrar. Bu değişimin belirtileri veya sonuçları ise adım adım, basamak basamak ve bazen de gecikmeli olarak yaşanır. Yıllarca hiçbir şikâyeti olmadan sigara veya alkol bağımlısı olarak yaşamını sürdüren birinin bir anda kalp krizi geçirmesi veya akciğer kanserine yakalandığını öğrenmesi, sonuçları gecikmeli olarak ortaya çıkan değişim süreçlerine basit bir örnektir.

17 Değişim süreçleri adım adım, basamak basamak ve gecikmelerle yaşandığından birçok insan, yaşam koşullarındaki olumlu veya olumsuz yöndeki hassas fakat ivmesel değişimlere zamanında gereken tepkiyi veremez. Yaşam kalitesi yavaş yavaş fakat istikrarlı bir şekilde kötüye giden birçok kişi, kendisini bir anda şeytan üçgeninin (veya kaynayan kazanın) içerisinde buluverir ve dışına çıkabilecek gücü kendisinde bulamaz. Ne yapabiliriz? Bu tehlikeli akıntılara kapılmamızı önleyecek ve yaşamda bize daha fazla kontrol sağlayacak olan en önemli unsur hedeflerimizdir. İyi tanımlanmış hedefler, bizi motive eder, algılarımızı sürekli olarak yönlendirir ve amaçlarımız doğrultusunda odaklanmamızı sağlar.

18 Geçtiğimiz son beş seneyi şöyle bir gözünün önüne getir
Geçtiğimiz son beş seneyi şöyle bir gözünün önüne getir. Beş sene ne kadarda çabuk geçebiliyor öyle değil mi ? Bugün bulunduğun yer, geçtiğimiz seneler içerisinde verdiğin kararlar ve odaklandığın veya odaklanmadığın hedeflerin bir sonucudur, fark edebiliyor musun? Karşına olağanüstü bir mani çıkmazsa, günümüzden beş sene sonrasına da ulaşacaksın...

19 Fakat nereye. Asıl önemli olan soruda budur
Fakat nereye? Asıl önemli olan soruda budur! Varmak istediğin yeri biliyor musun? Nereye gideceğimizi bilmeden yola çıkmanın rüzgârda savrulan bir yapraktan hiçbir farkı yoktur! Aradığımız şeyi iyi tanımlamamışsak bulacağımız şeylerin, aramakta olduğumuz şeyler olduklarını nasıl bilebiliriz? Hedefler belirleyip hayatımız için bir standart koymazsak karşımıza çıkacak olanlara boyun eğmek zorunda kalabiliriz.   “Ne istediğine karar ver, çünkü değişim kararla başlar!”

20 Uygulama önerisi: Bir kağıt ve kaleme ihtiyacın var. (Kaybedilmek üzere, gazetenin köşesinden yırttığımız rasgele bir kâğıt parçasından söz etmediğimi anlamışsındır). Şimdi uzun ve kısa vadede ulaşmayı arzu ettiğin hedefleri tanımlayarak yazmaya başla. Örneğin: "Birinci hedefim, başarılı olmak istiyorum”. Bu iyi tanımlanmış bir hedef değildir. Nasıl ? Ne kadar ? Nerede ? Ne zaman ? Kiminle birlikte başarılı olmak istiyorum ? ve benzeri sorular hedefini tanımlamaya ve onu gerçekleşebilir kılmaya yardımcı olacaktır.

21 Henüz ulaşmadığın bir hedefi tanımlamakta zorlanıyorsan şunu da deneyebilirsin:
Farzet ki bir eşyanı kaybettin. Gazeteye bir kayıp ilanı vereceksin, ilanda bu eşyayı nasıl tanımlardın...? Şimdi henüz ulaşmadığın fakat ulaşmayı arzu ettiğin şeyleri, aslında önceden sahip olduğun fakat, bir eşya misali yitirdiğini farzet. Akıl gözünde canlandırma yaparak, onu bulmak için detaylar içeren bir kayıp ilanı verdiğini düşünebilirsin...

22 Unutma, zihninde ulaşılabilir bir sonuç oluşturursan, o sonuca ulaşmak yönünde ilk ve en büyük adımı atmış olursun! Yazmış olduklarını titizlikle sakla! Uygulama esnasından aklından geçen düşüncelerine ve hissettiklerine dikkat et ve not al. Haftaya hedeflerini birlikte gözden geçireceğiz.

23 HEDEFLER II. Merhaba, Geçen sayıdaki uygulama önerisinde hedeflerini bir kâğıda yazmanı istemiştim. “Hedeflerin doğru tanımlanması” konusu ile devam edebilmemiz için hedeflerinin şu anda yazılı olarak elinin altında olması gerekiyor. Hazırlamak için henüz fırsat bulamadıysan, okumaya devam etmeden önce, 5 dakikanı ayırabilirsin…

24 NLP, arzu ettiğin sonuçlara ulaşabilmen için, hedef odaklı sistematik bir yapı sunar. Hedeflerimiz doğrultusunda herhangi bir şey yapabilme yeteneğimiz, sinir sistemimizi doğru yönlendirmemize bağlıdır. Tanımladığımız hedeflerin, arzuladığımız sonuçlara ulaşabilmemiz için ihtiyaç duyacağımız davranışları üretmek yönünde, sinir sistemimizi uyarıcı bir niteliği vardır. Yani bir hedef tasarımı yaparken, aslında beynimizi programlıyoruz. Bu program, zihinsel, stratejik bir sürecin başlamasına neden olur. Stratejilerin işlevselliğini test etmede kullanılan TOTE-Modeli, bu karmaşık sürecin basitleştirilmiş akış şemasını aşağıdaki gibi görselleştirir.

25 Hedefin tanımlanması TOTE sürecini devreye sokar
Hedefin tanımlanması TOTE sürecini devreye sokar. Uygun tanımlanmamış bir hedef, hatalı bir girdiye benzer, dolayısıyla verim kaybına veya istenmeyen sonuçlara neden olur. Bu riski en aza indirgemek için, hedeflerini NLP Uygunluk Kriterlerini göz önünde bulundurularak yeniden düzenleyebilirsin.

26 UYGUNLUK KRİTERLERİ 1. Hedefin Olumlu Tanımlanması
Hedefini tanımlarken dikkat etmen gereken ilk koşul, istenilen sonucun olumlu bir biçimde formüle edilmesidir. Hedeflerini tanımlarken olumsuz bir tanımlamadan yola çıkmak, sorunlara odaklanmana neden olup, asıl hedeflerin yolunda ilerlemeni zorlaştıracaktır.

27 “Pembe benekli bir fili aklına getirme
“Pembe benekli bir fili aklına getirme!” dediğimde , zihninde pembe benekli bir fil canlandırmaman insanüstü bir çaba gerektirir.Zihnimiz olumsuzu canlandıramaz. Önce ona odaklanır ve daha sonra silmeye çalışır. Veya Paris'e gitmek için seyahate çıkmak istemiyorsan, bunun sana önümüzdeki tatil için plan yapmada faydası olmayacaktır. Beynimizin bu çalışma prensibini göz önünde bulundurarak başarılı sonuçlar üretebilmemiz için, olumlu girdilere ihtiyacımız vardır. Ne istediğin üzerinde düşünmek, soruna değil, hedefe odaklanmanı sağlayarak, seni sonuca yöneltecektir.

28 2. Hedeflerin denetim altında olması
İkinci koşul, tanımladığın hedefinin senin denetimin altında olmasıdır. Hedeflerine ulaşabilmen tamamen başka insanların insiyatifi altındaysa, hedefin kendi denetim alanının dışında yer alıyor demektir.

29 “Çocuklarımın başarılı olmasını istiyorum” veya “Eşimin beni daha çok sevmesini istiyorum”, ve benzeri tanımlamalar, doğrudan kendi denetimimiz altında değildir. Başka birini, istemekle değiştiremezsiniz. Değiştirebileceğimiz tek kişi kendimiz olduğumuza göre, hedeflerimizde sorumluluk üstlenmemiz gerekir. Ör: "Çocuklarımın okulda başarılı olmasını istiyorum" (öz-denetimsiz hedef), yerine: "Çocuklarıma her akşam ödevlerini yaparken yarım saat destek olacağım" (özdenetimli hedef). Hedeflerini tanımlarken kendine şu soruyu sorabilirsin: Hedefime ulaşabilmem için kendi denetimim altında neler yapabilirim? Sorunun yanıtı, kendi denetiminde sonuçlar üretebilmen için somut adımlar atabilmeni sağlayacaktır.

30 3. Hedefin somutlaştırması ve başarı kanıtı
Üçüncü koşul, hedeflerin mümkün olduğunca somut ve detaylı tanımlanmasıdır. Mutlu, başarılı veya zengin olmak istiyorum, somut tanımlamalar değildir. Bu ve benzeri genellemeleri, hedefinizi tanımlarken kullanmamaya özen gösterin çünkü belirgin ölçüleri, boyutları veya oranları yoktur ve bizi bir sonuca ulaştırmazlar.

31 “Kiminle mutlu olmak istiyorum. Nasıl zengin olmak istiyorum
“Kiminle mutlu olmak istiyorum? Nasıl zengin olmak istiyorum? Hangi alanda nasıl başarılı olmak istiyorum?” gibi sorulara vereceğin cevaplar ile, hedefini somutlaştırarak bir ilerleme kaydedebilirsin. Hedefini somutlaştırdıktan sonra kendine şu soruları sor: “Hedefime ulaştığımı tam olarak nasıl bileceğim? Ne yapıyor ? Ne işitiyor veya ne hissediyor olacağım?. Bu sorulara vereceğin cevaplar senin başarı kanıtın olacak. Hedeflerin yolunda davranış sergilerken, elde edeceğin bütün sonuçlar, zihin tarafından sürekli olarak başarı kanıtıyla karşılaştırılarak, yolun neresinde olduğumuz konusunda bize geri bildirim sunacaktır. Bu şekilde hatalarımızdan ders alırız ve davranışlarımızı yeniden düzenleyebiliriz.

32 4. Hedefin uygun büyüklükte olması
Hedefinin çok küçük olması durumumda, harekete geçebilmen için gerekli olan motivasyonu bulamayabilirsin. Bu durumda kendine, “Bu hedefime ulaşmam bana ne kazandıracak?” sorusunu sorarak bir üst çıkarım elde edeceksin. Gerekirse sorunu bu üst çıkarım için de tekrarla. Elde edeceğin üst-üst çıkarımın sağlayacağı motivasyon, harekete geçmeni kolaylaşacaktır.

33 Hedef: “Çalışma masamı toparlamak istiyorum
Hedef: “Çalışma masamı toparlamak istiyorum.” Motivasyon = Soru: “Toplanmış bir çalışma masası bana ne sağlayacak?” Üst çıkarım: "Düzenli - stressiz bir çalışma ortamı” Motivasyon = Soru: “Stressiz bir çalışma ortam bana ne sağlayacak?” Üst çıkarım: “İşimde daha çok başarı, kalite…” Motivasyon = Veya uzun vadede gerçekleşecek olan çok büyük bir hedefin varsa, hedefin uzaklığı veya büyüklüğü, ümitsizlik ve korku duygularının etkisiyle, motivasyon kaybına neden olabilir. Bunun için, onu küçük bölümlere ayırarak, ulaşılabilmesi daha kolay ara hedefler haline dönüştürebilirsin...

34 5. Hedefin ekolojik olması
Hedefin yolunda elde edeceğin bütün sonuçları, bir göle (yaşamına) atılan çakıl taşları gibi düşünebilirsin. Taş, suya değdiği yerin merkezinden dışa doğru halkalar halinde değişim dalgaları oluşturacaktır. Aynı şekilde yaşamında yapacağın her türlü değişiklik, seni oluşturan ve seninde bir parçası olduğun sistemleri aşama aşama etkisi altına alacaktır. Bunun için hedeflerimizin yaşamımızın diğer alanlarıyla da ekolojik bir uyum içerisinde olmasına özen göstermemiz gerekiyor.

35 Örnek: Gündüz işinin dışında bir de geceleri çalışmaya başlamanın sana sağlayacağı artı kazancın yanında bu değişim, ruhsal ve bedensel sağlığın üzerinde olumsuz etkileri de beraberinde getirecektir. Elde edeceğin olası olumsuz etkileri değerlendirip bunlara değip değmeyeceğini sorgula. Değiyorsa olumsuz etkileri en aza indirgemek için hedeflerin üzerinde gereken değişiklikleri yap.

36 Hedefinin Ekolojik Sınamasını şu sorularla yapabilirsin:
"Hedefime ulaşmam başka kimleri ve ya neleri etkileyecek?" "Hedefime şimdi ulaşmış olsaydım, bu yaşamımda başka ne tür değişiklikleri beraberinde getirirdi?“ Tebrikler! Hedeflerin yukarıdaki kriterler ile uyum içerisindeyse, artık ne istediğini bilen, olumlu, ulaşılabilir, uygun büyüklükte ve yaşamının diğer alanlarıyla uyumlu çekici bir hedefin var. Şimdi sıra sende! En uzak seyahatler bile ilk adımı atmakla başlar...

37

38 TEMSİL SİSTEMİ I. Çevremizde olup bitenleri duyularımız aracılığıyla algılarız. Cisimleri gözlerimizle görür, sesleri kulaklarımızla işitiriz. İyi ve kötü kokuları, burnumuzla algılarız. Besinlerin tatlarını dilimizle tadar, cisimlerin sertliğini, yumuşaklığını, soğukluğunu ve sıcaklığını derimizle hissederiz. Uyarıcıların alınmasını sağlayan yapılar, reseptörler olarak adlandırılır. Reseptörlerle alınan uyarılar, duyusal sinirlerle beynin ilgili merkezlerine iletilir.

39 Kısacası duyu organlarımız, çevreden gelen uyarıları, duyu sinirleri aracılığı ile elektro-kimyasal sinyaller olarak beynimize gönderir. Hafızamız tarafından kodlanan bu veriler, dış uyarıcının zihnimiz içerisindeki temsilini oluşturur. Yani dış uyarıcılar, şu anda okumuş olduğun satırlar dahil olmak üzere, zihnimizde duysal deneyimler olarak temsil (represent) edilir. Duymadım, görmedim veya söylememiştin, deme sakın... :)

40 Zihnindeki dünya... Zihnindeki belli bir hatırayı nasıl temsil ettiğinin farkında mısın? Geçmişte sana büyük korku veya heyecan yaşatmış olan bir anıyı düşünmeni istiyorum. Yardımı olacaksa gözlerini kapat ve kendi içine odaklan. Zihninde, nelerin canlanacağına dikkat et. Bunu hemen şimdi deneyebilirsin. Şimdi yeniden üzerinde düşünmeni istiyorum, aklına gelen ilk şey neydi? Bir görüntü mü canlandı gözünün önünde? Yoksa olayla ilgili bir ses veya yaşadığın yoğun bir duygu muydu? Yaşamış olduğun deneyimin zihnindeki yapı taşları ve temsil ediliş biçimleri daha çok görsel mi, işitsel mi yoksa dokunsal (kinestetik) nitelikte miydi?

41 Temsil Sistemi (Representation-System)
Temsil sistemimiz (Representation-System), bilginin algılanıp zihin tarafından kodlanması ve yeniden hatırlanabilmesinde önemli bir rol oynar. Bu sistemin işleyişi ve kapasitesi, kalıtsal özelliklerin yanı sıra, sonradan öğrenmenin de etkisiyle kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

42 Doğuştan görme engelli bir kişiyi düşünelim
Doğuştan görme engelli bir kişiyi düşünelim. Bu kişi görsel algı kanalını kullanamayacağından dolayı dışarıdan gelen bilgileri zihninde görüntüler olarak temsil edemeyecektir. Bu yüzden diğer algı kanallarından gelen bilgiler üzerinde odaklanmak zorundadır. Mesela, karşısındaki kişinin sempatik olup olmadığını anlamak için kişinin ses tonu gibi “işitsel” veya kendisiyle tokalaşırken, elinde hissetmiş olduğu basınç, ısı veya titreşimler gibi “dokunsal” (kinestetik) veriler üzerinde duracaktır.

43 Peki, görme engelli bir insanın güvenini kazanmak isteyen birinin, düzgün giyinip kravat takmış olması veya saçını kuaförde taratıp boyatması kendisine bir fayda sağlar mıydı? Elbette sağlamazdı.. Çünkü karşısındakinin ihtiyaç duyacağı veya tercih edeceği verilerin türü (modality) ve kalitesi (sub-modality) kişinin üzerinde durarak aktarmış olduğu verinin türü ile bağdaşmayacaktır. Bir uyumsuzluk yaşanacaktır...

44 Algısal bir engeli olmayan bireyler, beş (veya altı) duyusunu kullanabilme yetisi ile donatılmış olmalarına rağmen temsil sistemlerinin işleyişi açısından birbirlerinden farklılık gösterirler. Bu farklılaşmanın nedeni, hepimizin en az bir algı kanalını tercihli olarak kullanmamızdır. Elbette bir konsere gittiğimizde, işitsel duyu kanalımız üzerinden bilgi edinmeyi tercih ederiz ancak genel olarak, deneyim edinirken birçok duyu kanalını aynı anda kullanırız. Deneyimlerin birçok duyu kanalı tarafından eş zamanlı olarak kodlanması mümkündür.

45 Tercihli Temsil Sistemimiz (Preffered Rep-System)
Her birimiz kendimize özgü yaşam geçmişimize göre bazı duyularımızı daha az, bazılarını ise daha yoğun kullanırız. Baskın olarak kullanmış olduğumuz duyu kanalı, bizim tercihli temsil sistemimizdir (Preferred Rep-System). Bilginin, öncelikli duyu kanalımız üzerinden gelmesini tercih ederiz. Bu kanal üzerinden gelen bilgiyi daha doyurucu bulur, daha rahat kavrayabilir, daha kolay aklımızda tutabilir ve daha çok güveniriz.

46 Kendi yaşamımdan bir örnek: Alışveriş yaparken eşim görsel temsil sistemini kullanır. Kumaşın rengi, kesimi, üzerinde duruşu, nakışları ve diğer görsel detaylar üzerinde dururken, ben doğru üründe karar kıldığımıza emin olabilmek için, öncelikli olarak kumaşa dokunma ihtiyacı hissederim. Kumaşın türü, sağlamlığı, rahatlığı, yumuşaklığı, sertliği ve buna benzer dokunsal temsil sistemimi doyuracak olan diğer veriler üzerinde odaklanırım. Temsil sistemimizin farklılığı, yaşamımızın her alanına yansır. Aşağıda bazı ipuçları verilmiştir:

47 Öncelikli temsil sistemi; “Görsel” olanlar...
Çevrelerindeki görsel uyarıcılar üzerinde odaklanır, öğrenebilmek için görüntülere ihtiyaç duyarlar. Zihinlerindeki görüntüler, resimler yardımıyla düşüncelerini organize ederler. Foto grafik bellekleri gelişmiştir. Görmüş oldukları yüzleri kolay kolay unutmazlar. Kendilerinin ve başkalarının dış görünüşüne, beden dillerine dikkat ederler. Jest-mimikleri gözlemler ve konuşurken göz teması kurmaya dikkat ederler. Beynimizin görüntü işleme kapasitesi çok yüksektir. Görsel kişiler bu nedenle daha hızlı konuşur. Konuşurken, görsel duysal kaynaklı sözcükler kullanırlar ...

48 Öncelikli temsil sistemi; “İşitsel” olanlar...
İyi birer dinleyicidirler. Dinleyerek veya okuyarak bilgi edinmeyi severler. Başkalarına ve kendi iç seslerine kulak verebilirler. Seslere karşı duyarlıdırlar. Düşünürken iç diyaloglar kurar. Uzun uzun, ahenkli ve orta hızda konuşmayı severler. Konuşurken göz temasını ihmal edebilirler. Görüntülerden ziyade sayıları ve soyut verileri akıllarında tutabilirler. Konuşurken işitsel duysal kaynaklı sözcükler kullanırlar…

49 Öncelikli temsil sistemi; “Dokunsal” olanlar...
Görmekten veya duymaktan ziyade, bizzat uygulayarak, işin ucundan tutarak öğrenmeyi tercih ederler. Dokunsal insanlar için hisler ve duygular önemlidir. (Bunun duygusallık veya EQ ile bir ilişkisi yoktur). Derin diyafram nefesi alırlar. Konuşma hızları ağırdır. Size uzaktan merhaba demektense, samimi bir tokalaşmayı veya sımsıkı bir sarılmayı tercih eder, konuşurken kinestetik duysal kaynaklı sözcükler kullanırlar …

50 Dikkat ! Bu kategoriler, basitleştirilmiş genellemelerdir. Belirtileri ise sadece yukarıda yazılı olanlarla sınırlı değildir. Bu bilgiler, insanları sınıflara ayırma veya onları etiketlemek için kullanılmamalıdır. Bu bizi sınırlandırır. NLP eğitimi alan uygulayıcılar (Practitioner), Temsil Sistemlerini tanımlayabilme ve bu veriler ışığında hedef odaklı çalışma yapabilme becerilerini geliştirirken, etik değerleri de gözetmek durumundadır. Her insan yapısı itibariyle benzersiz, tek ve özeldir.

51 Peki o zaman amaç nedir ? Temsil Sistemleri modelini amacına uygun kullanarak, kendimiz ve başkaları üzerindeki farkındalığımızı geliştirebiliriz. Karşımızdaki kişinin öncelikli kanalının, bizimkinden farklı olması durumunda onunla uyumlu olabilme yetimizi geliştirebiliriz. Kişinin temsil sistemini bilmeniz onunla daha etkili, uyumlu ve güven verici bir iletişim kurmamızı kolaylaştıracaktır. Daha doyumlu bir yaşam için, az kullanmaktan körelmiş algı kanalımız varsa bunu tekrar rafine etmeye zaman ayırabiliriz…

52 Uygulama önerisi: Partnerinle sohbet ederken, onun içerisinde bulunduğu temsil sistemini çözümlemeye çalışın. Bunun için aceleci davranmayın. Partnerinizin konuşması esnasında algılayabileceğin görsel, dokunsal ve işitsel belirtiler üzerinde kalibre olun. Partnerin konuşurken, hangi duysal kaynaklı sözcüklerden istifade ettiğine dikkat edin. Duysal kaynaklı sözcükler kişinin tercihli temsil sistemi hakkında size önemli bilgiler verir! Görsel insanların kullandıkları sözcükler görsel ağırlıkta, işitsel insanların işitsel ağırlıkta ve dokunsal insanların ise dokunsal ağırlıkta olur

53 Örneğin; Görsel: “ Gözüme hoş göründü ” veya “ İlk bakışta aşık oldum” derken, İşitsel: “Bana hitap ediyor” veya ”Anında frekansı tutturduk” Dokunsal: “Ruhumu okşadı ” veya ”Anında yüreğim tutuştu ” demeyi tercih edebilir...

54 Şimdi partnerinizin tercihli temsil sistemini gözeterek kendisiyle uyumlu bir iletişim kurmaya çalışın. Halk arasında, “Onun anlayacağı dilden konuş” deriz ya… Bu, onun dünyasına girebilmenin, uyumlu ve etkili bir iletişim kurabilmenin altın anahtarlarından biridir! Uygulamalar için bilinçli bir şekilde vakit ayırmanızı öneriyorum. Unutmayın, NLP uygulayarak öğrenilir...

55

56 TEMSİL SİSTEMİ II. Yolda yürürken, karşından gelen kişiye postanenin adresini soruyorsun. Soruyu sorduğun kişi tebessüm ederek: “Sorry, I am not from here…” diyerek, avuç içlerini gösteren bir jest ile cevap veriyor...

57 Aşağıdakilerden hangisi bu kişiyle etkili bir iletişim kurmaya yardımcı olur?
a) Soruyu tekrarlamak... b) Soruyu yüksek sesle tekrarlamak... c) Beden dilini kullanarak, soruyu bağırarak ve yumruğumuzu gösteren bir jest ile vurgulayarak tekrarlamak... d) Hiçbiri ;)

58 İletişim sorunları, sadece kişilerin farklı diller konuşuyor olmalarından kaynaklanmaz elbette. Kendi ailemiz veya yakın çevremizle de iletişim içerisindeyken, anlaşmazlıkların yaşanabildiğine hepimiz tanık olmuşuzdur… Bunun önemli nedenlerinden biri, bilgi edinme, işleme ve haberleşme biçimimiz üzerinde etkisi olan Tercihli Temsil Sistemlerimizin farklı olması, bizlerin ise bunun farkında olmamamızdır.

59 Frekans uyuşmazlığı... Karşılıklı olarak Türkçe gibi ortak bir dili konuşuyor olmamızı, radyo alıcısı veya vericisinin FM kanalı üzerinden yayın yapma veya alma özelliğine benzetebiliriz. Yukarıdaki örnekte kanalların uyuşmadığını açıkça görebiliyoruz.

60 İletişim kurabilmek için, önce ortak bir kanala ihtiyaç duyarız
İletişim kurabilmek için, önce ortak bir kanala ihtiyaç duyarız. Kurduğumuz iletişimin etkin olabilmesi için ise, frekansların da uyuşuyor olması gerekir... Radyo vericisi Mhz frekansından yayın yaparken, frekansı 98.8 Mhz e ayarlı olan alıcılar, doğal olarak net bir yayın akışı izleyemeyeceklerdir. Karşımızdakinin Temsil Sistemini çözümlemek, bize karşımızdaki kişi ile hangi kanal ve frekans üzerinden etkin bilgi alış verişinde bulunabileceğinizi gösterir.

61 Temsil Sistemlerinin İfade Biçimleri...
Temsil Sistemimizin, Bilginin algılanıp zihin tarafından kodlanması, organize edilmesi ve yeniden hatırlanabilmesinde önemli bir rol oynadığından, İşleyişinin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğinden, Herkesin bilgiyi algılama ve işlemede kullanmayı tercih ettiği en az bir öncelikli temsilinin bulunduğundan, Duyumsal dil (sözcük - deyim - atasözü) kullanımının ve fizyolojik belirtilerin bu tercihlerin saptanabilmesinde bize ipuçları sağladığından bahsetmiştim.

62 Bu bilgiler eşliğinde, geçen sayıdaki uygulama önerisinde tavsiye etmiş olduğum kalibrasyon çalışmasına da vakit ayırdıysan, karşındakinin kullanmış olduğu duysal kaynaklı sözcüklerin türü, konuşma hızı ve nefesi gibi fizyolojik belirtilerin yardımıyla, kişinin Tercihli Temsil Sisteminin yapısı hakkında çıkarımlarda bulunabileceğini biliyorsun artık. Bunun dışında, kişilerin düşünürken kullandıkları Temsil Sistemlerini, göz hareketlerini izleyerek de belirleyebilirsin...

63 Gözlerin Dili... Nörolojik araştırmalar, yatay ve dikey göz hareketlerinin, beynimizin farklı bölgesel etkinlikleri ile sistematik bir ilişki içerisinde olduğunu kanıtlamıştır. Bilincimiz, temsil sistemimiz tarafından kodlanan bilgiye erişmeye çalışırken, bilinçdışı kısa göz hareketlerine neden olur. NLP de “Göz Erişim İpuçları” (Eye Accessing Cues) olarak adlandırılan bu hareketler, bize karşımızdakinin “ne” düşündüğünden ziyade “nasıl” düşündüğü ile ilgili ipuçları verir.

64

65 Geçmişimizden bir hatırayı, zihnimizde görsel olarak canlandırırken, gözlerimiz sol–yukarı yönünde bakma, daha önce hiç görmediğimiz bir şeyin görüntüsünü tasarlarken ise, sağ–yukarı bakma eğilimi gösterir. Sesler hatırladığımızda, gözler sol–yana doğru bakma, sesler tasarlarken ise, sağ–yana bakma eğilimi gösterir. Duygu veya hislere erişmeye çalıştığımızda, gözler sağ–aşağıya bakma eğilimi gösterir. İç diyaloglar esnasında, gözler sol–aşağıya bakma eğilimi gösterir. Göz bebeklerinin büyümesi ve kişinin odaklanmamış bir şekilde ileriye bakması da zihninde resimler canlandırdığına, yani görsel erişime işarettir.

66 Gördüğü müthiş bir manzarayı veya hayalindeki evi tarif eden birinin, bakışlarının neden genelde yukarı-sağ veya yukarı-sola odaklandığını veya iç hesaplaşmalar sürdüren ve kendisini kötü hisseden birinin, sana duygularından bahsederken, bakışlarının neden genelde aşağı-sağ veya aşağı-sola odaklandığını bu model yardımıyla daha iyi anlayacaksın.

67 Dikkat ! Karşındakinin Temsil Sistemi ile ilgili çıkarımlarda bulunurken aceleci davranma. Elde etmiş olduğun verilerin güvenirliğinden emin olabilmen için, Göz Erişim İpuçlarının, diğer veri parametreleri ile uyum içerisinde olması gerekir. Kişinin “solak” olması durumunda yukarıdaki modelin sağ–sol düzeni ters işler. NLP eğitimlerimizde katılımcılar, Temsil Sistemleri konusunu, istisnai durumlarıyla birlikte ayrıntılı ve uygulamalı olarak işlerken, Değişkenler Arası Korelasyon Analizi yapma becerisi ile donatılırlar. Örneğin, yapılan araştırmalar, kişilerin "solak" olması durumunda, yukarıdaki modelin sağ-sol düzeninin büyük oranda ters işlediğini göstermektedir. Teoriden arındırarak, anlaşılır, kısa ve öz olmasına özen gösterdiğim NLP Eğitimi bu detayları kapsamaz.

68 Uygulama Önerisi: Sana yakın olan biri ile sohbet ederken onun göz hareketlerine kalibre ol. Kişi özellikle hatıralarından bahsederken göz hareketlerinin hangi yönlere yoğunlaştığına dikkat et ve diğer ipuçları ile karşılaştırarak Tercihli Temsil Sistemini, dolayısıyla en iyi öğrenme ve iletişim kurma kanalını çözümlemeye çalış. Kişiye belli bir göz hareketini çağrıştıracak sorular sormayı dene. Örneğin: “10 yaşındayken nasıl bir evde yaşıyordun? Evinizin duvarlarını süsleyen resimler veya aksesuarlar nelerdi?”. Bu soru görsel erişim gerektirir… Kişinin gözlerinin yukarıya doğru hareket ettirip ettirmediğine dikkat et… Not: Uygulama esnasında karşınızdaki kişi kendisini rahat ve doğal hissediyor olmalı. Bunun için, kişinin göz hareketlerini izlemiş olduğunuzu kendisine, uygulama bitiminde açıklamanızı öneriyorum...

69

70 METAPROGRAMLAR Çevremiz, üzerinde odaklanabileceğimiz muazzam bir bilgi yığını ile donatılmıştır. Bilimsel araştırmalar, insanın belli bir andaki bilinçli dikkat aralığının, 5 ila 9 bilgi birimi ile sınırlı kaldığını tespit etmiştir (Miller 1956). Bundan dolayı, dikkatimizi aynı anda birkaç şeye birden vermek zorunda kaldığımızda aklımız karışabilir veya bir koltukta iki karpuz taşımaya çalışırken hata yapma oranımızın yükseldiğini görebiliriz.

71 Bunun için günlük yaşamımızda sürekli seçici algılama yaparız
Bunun için günlük yaşamımızda sürekli seçici algılama yaparız. Organizmanın çevreden gelen uyarıcıları seçerek algılaması, psikolojide “algıda seçicilik” olarak tanımlanır. Çevremizdeki uyarıcılardan hangisini seçeceğimiz, öncelikli olarak dikkatimize bağlıdır.

72 Organizma için; Yabancı ve farklı uyarıcılar dikkat çekicidir.
Bireyin beklenti ve ihtiyaçları dikkati etkiler. Öğrenilmiş ipuçları dikkat çekicidir. Karmaşık uyarıcılar dikkat çekicidir... Algısal sürecin bundan sonraki aşamasında Metaprogramlar devreye girer. Metaprogramlar, seçerek algıladığımız bilgi yığını içerisinden hangileri üzerinde ne şekilde odaklanacağımızı veya hangilerinin bilincimize ulaşıp ulaşamayacağını belirleyen kişiye özgü algı filtreleridir.

73 Metaprogramlar; İnsan kaynaklarında, personel alımında ve adayların cevaplarının değerlendirilmesinde, Kurumsal profil analizi ve takım oluşturmada, Etkili iletişim becerileri geliştirmede, Başarılı davranışların modellenmesinde yaygın olarak kullanılır.

74 Bir kişinin davranışı ardında yatan metaprogram haritasını çözümlemek, NLP davranış modelleme sürecinin de önemli bir parçasıdır. Metaprogram bilgi repertuarımızı geliştirmek, bize kişilerin başarılı veya başarısız davranış kalıplarının ardında yatan odaklanma biçimini daha iyi anlayabilme, kişiye uyum sağlayabilme, davranışını modelleme veya geliştirebilme olanağı sağlar.

75 Aşağıdaki resmi nasıl tanımlarsın ?

76 Resimdeki yarım bardak suyu, yarı dolu ya da yarı boş olarak tanımlamak, iyimserlik ya da kötümserlik göstergesinden ziyade, algılanan bilgiye nasıl odaklandığımız ile ilgili, yani bir Metaprogram tarzıdır. Günümüzde tanımlanmış yaklaşık 40 farklı Metaprogram vardır. Bunlardan ilkini bu dersimizde biraz daha yakından tanıyalım...

77 - METAPROGRAM - Hazza yönelme – Acıdan kaçınma
İlk Metaprogram, motivasyon kaynağımız ile ilgilidir Formda kalmak için haftalık aerobik seanslarına katılmaya karar veren iki kişinin motivasyon kaynağı birbirinden farklı olabilir. Biri sağlıklı ve dirençli bir vücuda sahip olmak için aerobik seanslarına katılırken (yönelme), diğeri fazla kiloların partneriyle arasında gerginliğe sebep olacağı korkusundan (kaçınma), bu programa katılıyor olabilir. Görünürde her ikisi de aynı davranışı sergilerken, davranışın ardında yatan motivasyon kaynağı ve kişiye sağlamış olduğu ruhsal veya bedensel enerji seviyesi ve türü farklıdır.

78

79 Dikkat: Metaprogramlar olumlu veya olumsuz değer yargıları içermezler. Her bakış açısı veya odaklanma biçimi özünde (yerine göre) doğru ve faydalıdır. Asıl önemi olan Metaprogramlarımızın bizleri belli bir anda amaçlarımız doğrultusunda destekleyip desteklemediğidir. Kendi metaprogramımız amaçlarımıza ulaşmamız için, önümüzde bir engel teşkil ediyorsa, onu yeniden programlayarak hizmete sokabiliriz. Yukarıdaki kişilerden hangisinin metaprogramı, kendisinin aerobik derslerini yılmadan düzenli olarak takip etmesini destekleyecek yapıdadır? Kararı siz verin…

80 Sigara içiyorum, çünkü... İnsanların, sigara veya alkol bağımlılığının ardında yatan metaprogramlar farklı olabilir Kimisi acıdan kaçınmak için (yaşamın sıkıntılarını belli bir an unutma veya umursamamak gibi…) bu davranışı sergilerken kimisi bir hazza yönelme tutumu içerisinde olabilir. Acıdan kaçma odaklı bir kişi, sigaradan yoksun kalacağına odaklandığı sürece, sigara içme davranışından özgürleşemeyecektir.

81 Kişilerin davranışları ardında yatan metaprogramları çözümleyerek, davranışlarını istekleri yönünde geliştirmelerine yardımcı olabiliriz. Kişinin odaklanma stratejisini çözümlemeden edeceğiniz nasihatlerin birçoğu askıya alınacaktır. Hazza yönelik sigara içme davranışı sergileyen kişilerin, sigara paketleri üzerinde büyük harflerle yazılmış sağlık uyarılarını görmemezlikten gelmesinin sebebi budur.

82 Özetleyecek olursak; Hazza yönelen
Hazza yönelme metaprogramı baskın olan kişiler ulaşmak istedikleri şeylere odaklanırlar. Onları yönlendiren, harekete geçiren hedefleridir. Ne istediklerini iyi bilirler. Hazza yönelen kişilere ulaşılabilir hedefler veya ödüller göstererek harekete geçirebilirsiniz. Başarmak, ödül, takdir ve amaçlar önemlidir. Hazza yönelen kişiler, hedeflere ulaşılması gereken birimlerde başarılı olarak çalışabilirler. Tutkulu, atılgan, riske girmekten çekinmeyen, hayalperest, vizyonu geniş kişilerdir. Yaklaşarak motive olurlar.

83 Acıdan kaçınan Acıdan kaçınma metaprogramı baskın olan kişiler sorunları çok çabuk algılayabilirler. Nelerden kaçınmaları gerektiğini ve neyi istemediklerini iyi bilirler. Acıdan kaçınan kişilere, kaçınmaları gereken sorun veya cezalar göstererek onları harekete geçirebilirsiniz. Onlar için problemi yaşamamak önemlidir. Acıdan kaçınan kişiler hata bulmakta uzmandır. Kılı kırk yararlar. Emin olmadan, riske girmezler. Kalite kontrol ve benzeri alanlarda başarılı olarak çalışabilirler. Uzaklaşarak motive olurlar.

84 Uygulama Önerisi: Aşağıdaki sorular kişideki yönelme – kaçınma metaprogramını çözümlene yardımcı olacak örnek sorulardır. Partnerine bu soruları yönlendirerek kişinin ilgili konulardaki odaklanma stratejisini çözümlemeye çalış. Bu uygulamadaki amaç; kişinin davranışına neden olan metaprogramı sorgulamayı öğrenmek, kişinin vereceği cevaplar ile metaprogramı tanıma becerisini geliştirmektir.

85 Örnek sorular: Emniyet kemeri takmandaki sebep nedir?
Örnek cevap: “Sürüş emniyeti sağlamak için…” (hazza yönelme) Örnek cevap: “Trafik cezası yememek için…” (acıdan kaçma) Mesleğinde senin için önemli olan nedir ? İlişkide senin için önemli olan nedir? Arabanda senin için önemli olan nedir?

86 2. Davranışının ardında yatan metaprogramını tanıyarak seni amaçların doğrultusunda destekleyip desteklemediğini sorgulayabilirsin. Gerekiyorsa odaklanma biçimini değiştirebilir veya karşı kutupta yer alan metaprogramı, odaklanmana ilave edip çift yönlü bir motivasyon (yönelme + kaçınma) kaynağı oluşturmayı deneyebilirsin. Örneğin; "ÖSS sınavına hazırlanıyorum çünkü…" Kazanamazsam bir senem boşa geçmiş olacak… (kaçınma) Ailem bana kızacak… (kaçınma) Başarısız olmak istemiyorum… (kaçınma) İlerde işsiz kalmaktan korkuyorum… (kaçınma)

87 "ÖSS sınavına hazırlanıyorum çünkü…"
İyi bir sonuç alırsam vaktimi değerlendirmiş olacağım… (yönelme) Ailem benimle gurur duyacak... (yönelme) Başarmak istiyorum… (yönelme) İyi bir meslek sahibi olmak istiyorum… (yönelme)

88

89 METAPROGRAMLAR II. (Dış Referans) - (İç Referans)
Bu Metaprogram veya odaklanma biçimleri, kişinin bir konuda kanaat getirmesi ve karar alma süreci ile ilgilidir...

90 Dış referans (DR) Dış referans odaklı kişiler, bir şey konusunda kanaat geliştirir veya kararlar alırken kendisi dışında bulunan referans kaynaklarına başvurma ihtiyacı duyarlar. Bir şeyi iyi veya doğru yapmış olduklarından emin olabilmeleri için başkalarının geri bildirimlerine ihtiyaçları vardır. (DR) odaklı kişiler için “Biz” in bir parçası olmak, onaylanmak ve kabul görmek önemlidir. Çalışma ortamı içerisinde tek başlarına kararlar almaktansa bir ekip içerisinde sorumlulukların paylaşılmasını tercih ederler. (DR) odaklı bir kişiyi takdir ederek motive olmasını sağlayabilirsiniz. (DR) odaklı kişilere, kendileri dışındaki bilgi kaynaklarından örnekler göstererek daha kolay ikna olmasını sağlayabilirsiniz. Aşağıdaki örnek cümlelerde, dış referansın vurgulanmış olduğu kelimelerin altı çizilmiştir.

91 "Öğretmenlerinin dediğine göre, çalışırsan bu sene üniversiteyi kazanabilirmişsin. Senin başarılı olacağına inanıyorlar…“ "Bak kardeşlerin de çok çalıştı ve başardı… Sende başarabilirsin.“ "Araştırma raporları ve uzmanların görüşlerine göre önümüzdeki senelerde öğretmen açığı doğacak ve öğretmenlik gözde bir meslek haline gelecekmiş. Vakit kaybetmemelisin…" Bu kelimeler, (DR) odaklı kişilerin bilincinde öncelikli olarak yorumlanarak karar alma sürecinde kendisine rehberlik edecektir...

92 İç referans (İR) İç referans odaklı kişilerde durum farklıdır...
Daha çok kendi değer yargılarını ve görüşlerini ölçüt olarak kabul ederler. Bundan dolayı kendi kendilerini ikna etmeleri daha önemlidir. İkna oldukları konularda kararlı davranırlar ve başkalarından gelen eleştirilere pek kulak asmazlar (İR) odaklı kişiler başkalarının idaresi altında çalışmayı tercih etmezler. Bir ekip çalışması içerisinde sık sık fikir ayrılıklarının yaşanmasına neden olabilirler. Herkes tarafından onaylanan bir karara çekinmeden itiraz edebilirler. “Biz” in bir parçası olmaktan ziyade “Birey” olmayı tercih ederler. (İR) odaklı kişilerin birey olarak karar verme özgürlüğünü gözeterek, onlara kendi diliyle hitap ederek ve yine kendisinden örnekler göstererek daha kolay ikna veya motive olmalarını sağlayabilirsiniz.

93 Sınavda başarılı olup olamayacağını sen benden iyi biliyorsun
Sınavda başarılı olup olamayacağını sen benden iyi biliyorsun. Sen istedikten sonra yaparsın... Geçen sene başaracağım dedin ve başardın. Bu sene de başarabilirsin. Senin de bildiğin gibi…

94 Metaprogramlarımız her an bizimledir...
Okuduğun son kitabı hatırlamanı istiyorum. Bu kitabı alma veya okuma kararını nasıl vermiştin? Kitabı okuma nedenin; Başkalarının tavsiye etmiş olması veya kitap adının Bestseller listesinde açıklanmış olması ise, (DR) odaklı, Kitap popüler olmasa da, kendi tercihlerin doğrultusunda bir seçim yaptıysan (İR) odaklı bir karar aldığını gösterir...

95 Giyim tercihlerini nasıl belirliyorsun? Modayı takip ediyor musun?
Çevrendeki insanların, kılık kıyafetin üzerindeki olumlu veya olumsuz eleştirilerini fazlasıyla dikkate alan biriysen, giyim konusunda (DR) odaklı olduğunu gösterir... Ben üzerime yakıştığına inandığım her şeyi giyerim”, veya “Ben ne giyersem moda odur” diyorsanız, giyim tercihleriniz konusunda (İR) odaklı olduğunuzu gösterir...

96 - METAPROGRAM 3 - (Düzen-Prosedür) - (Bağımsız-Olanak)
Sıradaki Metaprogram özellikle iş hayatını yakından ilgilendiriyor.

97 Düzen - Prosedür (DP) Düzen prosedür odaklı kişilerin ortak özellikleri aşağıdaki gibidir; Özellikle sabit bir akış şemasının titizlikle takip edilmesini gerektiren meslek dallarında başarıyla çalışabilirler. Bir işi iyi yapmanın belli bir şekli şemali veya kuralı olduğuna, her seferinde tüm detayların aynı şekilde gözetilmesi gerektiğinde inanırlar. İşin neden yapıldığından ziyade nasıl yapılması gerektiği ile ilgilenirler. Alışılagelmiş, rutin olanın dışına çıkmak (DP) odaklı kişileri tedirgin eder. Çalışma biçiminin ve kuralların baştan bilinir olmasını isterler...

98 Bağımsız ve Olanak (BO)
Bağımsız ve olanak odaklı kişilerin özellikleri aşağıdaki gibidir; Yeni seçeneklere ihtiyaç duyar ve alternatifler yaratmak isterler. Katı kuralları olan ve rutin bir akışın izlenmesi gereken işlerden ziyade serbest bir ortam içerisinde en yüksek performanslarını gösterirler. Yeni yollar keşfetmeyi ve yeni fikirler üretmeyi severler. Ekip çalışmasına dâhil olduklarında başkalarına tabi olacaklarından dolayı, kendilerini kısıtlanmış hissedebilirler.

99 Bu nedenle; Sürekli gelişime ve yeni alternatiflerin üretilmesine ihtiyaç duyulan iş alanlarında, (DP) odaklı kişiler yerine (BO) odaklı kişilerin; Süreçlerinin değiştirmeden itina ile takip edilmesi gerektiği alanlarda ise (BO) odaklı kişiler yerine (DP) odaklı kişilerin istihdam edilmesi olası bir verim kaybını önleyecektir...

100 Hayatın içinden lezzetler...
(DP) odaklı kişileri yemek yaparken gözlemleyin. Bildikleri yemek tarifine, malzemelerin gramajına ve hazırlanış biçimine harfi harfine uymak isteyeceklerdir. Bu tutum (BO) odaklı kişiler için sınırlayıcıdır. Onlar için mutfak başlı başına yaratıcılıklarını kullanabilecekleri olanaklarla dolu bir mekândır. Olanakları (bu durumda malzemeleri) göz önünde bulundurarak yeni karışımlar denemekten çekinmezler. (DP) odaklı kişi dışarıda yemeğe çıktığında sık sık aynı mekâna gitmeyi, aynı masada oturmayı, aynı yiyeceği ve içeceği sipariş etmeyi, (BO) ise yeni mekânları keşfetmeyi tercih edecektir…

101 Unutmayalım, Daha önceki dersimde de ifade ettiğim gibi, metaprogramlar iyi kötü veya doğru yanlış olarak sınıflandırılmamalıdır. Önemli olan farkındalık kazanmak ve davranış esnekliği geliştirebilmektir. Günümüzde tanımlanmış 40 farklı çeşidi bulunan Metaprogramlar konusu, NLP Master Practitioner Eğitimlerimizde, yaklaşık iki eğitim günü içerisinde detaylarıyla işlenmektedir.

102

103 Stratejiler I. Farkı yaratan, fark…
Başarılı insanları başarılı yapan özellikler nelerdir? Bir sonuca ulaşmada izlemiş oldukları yol, diğerlerininkinden ne şekilde farklılık gösterir? Fark yaratan detaylar öğrenilebilir ve başkalarına öğretilebilir mi? Bu ve benzeri sorular, NLP biliminin doğmasına yol açmıştır. Başarılı bir davranış kalıbı içerisinden farkı yaratan asıl etmenlerin ayrıştırılarak, başkaları tarafından kolay öğrenilebilir bir Model haline getirilmesine NLP' de “Modelleme” (Modelling) adı verilir. 70li yıllardan bu yana sürdürülen Modelleme çalışmaları, NLP araç repertuarına birçok farklı alandan, yüzlerce teknik araç ve strateji kazandırmıştır. Bu teknik ve stratejiler günümüzde başta iletişim, iş dünyası, liderlik, terapi, yaratıcılık ve bireysel gelişim olmak üzere birçok alanda başarıyla kullanılabilmektedir.

104 Stratejiler Strateji” kelimesi, NLP terminolojisinde insanların düşüncelerini veya davranışlarını düzenleme biçimlerini tanımlamak için kullanılır... “Strateji” kelimesi, NLP terminolojisinde insanların düşüncelerini veya davranışlarını düzenleme biçimlerini tanımlamak için kullanılır... Yapılan araştırmalar, zihnimizde işleyen stratejiler ile davranışlarımızın kalitesi arasındaki etkileşimi doğrulamaktadır.Bu nedenle herhangi bir alanda başarılı bir davranış sergileyen kişilerin, kullanmış oldukları stratejiler de NLP Modelleme süreci esnasında mercek altına alınarak incelenmektedir.

105 Mikro ve Makro Stratejiler
Farkı yaratan detayları inceleyen NLP, bu ilgi alanından dolayı “Mükemmelliğin bilim ve sanatı” olarak ta anılır... NLP de İki çeşit strateji tanımlarız: Mikro ve Makro Stratejiler Örneğin çocuk doktoru olmayı hedefleyen bir kişinin, kariyeri yolunda atması gereken temel adımları (üniversite sınavı, tıp fakültesi, tıpta uzmanlık vs…) NLP terminolojisinde “Makro-Strateji” olarak tanımlarız. Kişinin ders çalışmak için kendisini motive etme yöntemi, öğrendiklerini aklında tutabilmek için bilgileri zihninde örgütleme biçimi ve buna benzer kişiye özgü diğer zihinsel faaliyetleri ise “Mikro-Stratejiler” olarak tanımlarız.

106 "Çalışkan ol! Yaratıcı ol! Doktor ol!...“
Geleneksel eğitim kültürümüz, başarılı olabilmek veya bir hedefe ulaşabilmek için “ne” yapmamız gerektiği yani Makro-Strateji üzerinde fazlasıyla dururken, “nasıl” yapmamız gerektiği yani Mikro-Strateji ‘nin aktarılması konusunda ilgisiz veya yetersiz kalabilmektedir. Asıl farkı yaratan birçok detayın, zihnimiz içerisinde işleyen mikro stratejilerde saklı olduğu bilen NLP, uygulayıcılarına bu stratejilerin açığa çıkartılmasında kullanılan (S.C.O.R.E, Notasyon, R.O.L.E. vb.) araçlar sunar.

107 Başarılı olmak öğrenilebilir !
Hepimiz sabahleyin yataktan kalkarken, yemek yaparken, öğrenirken, pazarlık yaparken, tartışırken veya flört ederken bilinçli veya bilinçsiz olarak bir strateji kullanırız. Kullanmakta olduğumuz stratejiler, kimi zaman bizi amaçlarımız doğrultusunda destekleyip başarılı sonuçlar elde etmemizi sağlarken, kimi zaman da daha az başarılı sonuçlar elde etmemize neden olabilirler .

108 Reflekslerimiz dışında, herhangi bir şey yaparken, kullanmış olduğumuz bütün stratejileri zaman içerisinde, gözlem yaparak, model alarak ve deneme yanılma yöntemi ile öğrendik. Kimse başarılı olmayı tesadüflere veya genetik üstünlüğüne borçlu olmadığı gibi, kendisini hedefleri doğrultusunda desteklemeyen stratejilerin de mahkûmu olmak zorunda değildir. Farklı bir stratejinin, farklı bir sonuca neden olacağını bilmemize rağmen, birçoğumuz kullanmış olduğumuz stratejileri sorgulamayı veya verimliliğini test etmeyi aklımızın ucundan bile geçirmeyiz. Kullanmakta olduğumuz stratejileri sorgulayarak farkındalık sağlayabilir ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda geliştirebiliriz... "Kendimi nasıl motive ediyorum?", "Nasıl çözüm üretiyorum?". "Nasıl öğreniyorum?", "Nasıl daha iyisini yapabilirim?". Strateji ve süreç üzerinde odaklanabilmemizi kolaylaştıracak olan soru: “Nasıl?” sorusudur...

109

110 İçinde yaşadığımız bilgi çağında, bilgisayar, not defteri veya hesap makinesi gibi bilgi işleme araçları, günlük yaşantımızın vazgeçilmez parçaları haline gelmişlerdir. Peki, doğuştan sahip olduğumuz mükemmel biyolojik bilgisayarımız olan beynimizi, bilgiyi işleme ve hatırlamada ne kadar etkin kullanabiliyoruz? Stratejimizi sorgulayalım: "Öğrendiklerimizi nasıl aklımızda tutuyoruz?" Öğrenmek veya hatırlamak için kullanmış olduğumuz stratejinin bilincinde miyiz?

111 - Test - Aşağıdaki bilgileri bir kez okuyup, nasıl yaptığınıza dikkat ederek, aklınızda tutmaya çalışın... 1. Alışveriş listesi : Balık yemi, yumurta, reçel, diş macunu, peynir. 2. Önemli bir şifre 007İB50D10G 3. İngilizce kelimeler sever=ayırmak, Rubbish=Çöp , Fence=parmaklık 4. Osmanlı devletinin, duraklama döneminde savaştığı devletler Venedik, Avusturya, Rusya, İran, Lehistan

112 7 dakikalık bir ara verin...
Şimdi hatırlayabildiğin tüm bilgileri bir kâğıda yazın…

113 Bilgileri hatırlamakta zorlandınız mı
Bilgileri hatırlamakta zorlandınız mı? Karşılaştırma yaparak hatırlama oranını tespit edin ve kendinize şu soruyu sorun: “Başarılı veya başarısız bu sonucu almanıza tam olarak ne sebep oldu? Bilgileri nasıl aklınızda tutabildiniz? Nasıl hatırlayabildiniz? Nasıl bir strateji kullanıyorsunuz?

114 Fark kullandığımız stratejide saklı!
Zeka, öğrendiklerimizi aklımızda tutabilmemiz için elbette bir önkoşuldur. Ancak hatırlama olgusunda asıl farkı yaratan etmenin, kullanmış olduğumuz hafıza stratejisinde saklı olduğu yapılan araştırma sonucunda kanıtlanmıştır. Dünya hafıza şampiyonları, başarılarını zekalarından çok, geliştirmiş oldukları hafıza stratejilerine borçludur.

115 Stratejinin fark yaratmış olduğu gerçeğinden yola çıkan modern eğitim kurumları, ÖSS deki başarının, konulara hakim olmanın dışında, kullanılan test çözme tekniği ile de yakından ilgili olduğunu bilir ve öğrencilerinin stratejik test çözme becerilerini de geliştirmeye önem verirler. Yukarıdaki bilgileri eksiksiz olarak hatırlayabildiysen bu iyi bir strateji kullandığını gösterir. Hatırlamakta zorlandıysan, zekanı değil, bilgileri zihnine işlemede kullanmış olduğun hafıza stratejini sorgulamanı öneriyorum. Farklı bir strateji farklı bir sonuç sağlayacaktır. Aşağıdaki örnek hafıza stratejilerini, kendi stratejini geliştirmek için kullanabilirsin.

116 Örnek hafıza stratejileri
Daha etkin bir bellek kullanımını mümkün kılan hafıza stratejilerin birçoğu, öğrenirken her iki beyin lobumuzun eş zamanlı etkinliğini sağlayan, "Görsel Bağdaştırma" tekniğine dayanır. Bu ve benzeri hafıza teknikleri, öğrenilecek olan bilginin kümelendirilmesine, duyusal olarak daha kolay çağrışım yapacak bir şekilde zihinde temsil edilmesine ve somutlaştırılarak daha kolay hatırlanabilmesine olanak verirler. Yukarıdaki bilgileri örnek hafıza stratejileri eşliğinde tekrar gözden geçirelim:

117 1. Alışveriş listesini evde bırak
1. Alışveriş listesini evde bırak! Anımsanması gereken nesnelerini zihninde canlandır. Resimleri, sende bir duygu çağrıştıracak şekilde birbiriyle ilişkilendir. Oluşturacağın senaryo komik, korkunç veya sıra dışı (!) olsun. + +

118 Örnek: Kendini balıklara yem verirken gözünün önüne getir, ardından bu yemi yiyen balıkların bir tavuk yumurtası (!) yumurtladığını gözünde canlandır. Daha sonra çocuğun bu yumurtayı yerken üzerine tuz dökmek yerine reçel sürdüğünü hayal et (!). Reçelli yumurtanın tadını damağında duyabilirsen işini daha da kolaylaştırmış olursun. Bilgiler zihnimizde ne kadar çok duyu kanalı ile temsil edilirse, hatırlanması o denli kolay olacaktır. Miden bulanmadıysa devam edebiliriz :) ...

119 + = Önce bol yağlı güzel bir parça peyniri ve diş macununu zihninde canlandır. Komik bir ilişkilendirme olması için, dişlerini bu peynir parçası ile fırçaladığını hayal edebilirsin. Hayaline, dişlerini fırçalarken ağzına gelecek olan peynir tadını da ekleyebilirsen görüntü mükemmel olur. Şimdi süpermarkette peynir reyonunun önünden geçerken, gözünün önüne nasıl peynirle diş fırçaladığın gelecektir. Eh artık bundan sonra doğruca diş macunlarının olduğu bölüme yönelirsin... :)

120 2. Karmaşık bu şifre örneğinde olduğu gibi, birden çok anlamsız harf ve rakam kombinasyonunu daha kolay aklında tutabilmen için örnek bir reçete: Kümelendirme yap! Anlam kazandır! Görselleştir! Duygu kat ! Ünlü ajan James Bond un ince belli bir don giydiğini hayal edebiliyor musunuz ? Bu şifreyi unutman hiç de kolay olmayacak gibi görünüyor...

121 3. Yabancı kelimeleri ezberlemek için görsel hafızanı kullan
3. Yabancı kelimeleri ezberlemek için görsel hafızanı kullan. Senaryo yaratırken, kelimenin ses benzeşiminden yola çıkarak, bildiğin başka kelimeler ile sıra dışı bağlantılar kurabilirsin... Örnek: Örnek senaryo: Sevim ile Erdoğan birbirini sevmektedir. (Bu ilişkiyi üzerinde baş harflerinin yazılı olduğu bir kalp olarak sembolize edelim.) Beraberliklerini istemeyen biri onları ayırıyor. (Kalbin ortadan ikiye ayrıldığını hayal edebilirsin). Sever = Ayırmak

122 "Fence" in okunuşu Türkçedeki "Fen-C" gibidir
"Fence" in okunuşu Türkçedeki "Fen-C" gibidir. Ses benzeşiminden yola çıkararak senaryomuzu kurgulayalım... Örnek senaryo: Bir okulun "Fen-C" sınıfının öğrencileri o kadar yaramazlarmış ki, her gün okuldan kaçarlarmış. Hocalar kapıları kilitlemeyi denemişler, bu sefer pencereden kaçıyorlarmış. En son çare olarak, Fen-C sınıfının pencerelerine parmaklık taktırmışlar.(Aklında kalabilmesi için bu senaryoyu mutlaka zihninde bir görüntü olarak canlandırmalısın.)  Fence = Parmaklık

123 (Örnek senaryo veya benzetmeleri dilediğin gibi değiştirebilirsin...)
"Rubbish" in okunuşu Türkçedeki "Rabiş" gibidir. Yine ses benzeşiminden yola çıkararak senaryomuzu kurgulayalım... Örnek senaryo: Rabiş (Rabia) adındaki kızın tek işi çöp dökmekmiş. Elinde bir parça çöpü olan Rabiş ‘i zihninde canlandırabildin mi ? (Örnek senaryo veya benzetmeleri dilediğin gibi değiştirebilirsin...) Rubbish = Çöp

124 4. Çoklu maddelerin baş harflerinden oluşturacağınız Akrostişler, bilginin hatırlanabilmesini kolaylaştırır. Osmanlı devletinin, duraklama döneminde savaştığı devletler: V enedik A vusturya R usya İ ran L ehistan

125 Hafıza stratejileri ışığında tekrar gözden geçirdiğimiz bilgileri ikinci denemende daha kolay hatırlayabileceğinden eminim. Evet, aynı nörolojik sistemi ve zeka katsayısını kullanarak daha iyi bir netice elde edebiliyoruz! Beynimiz yine aynı beyin... Fark onu nasıl kullandığımızda. Kişisel gelişim burada başlar... Okulda başarısız olan bir öğrencinin başarısızlığını, doğrudan yeterince zeki olmamasına veya satış grafiği düşük olan bir satıcının başarısızlığını, doğrudan yeteneksizliğine bağlamak da doğru değildir...

126 Okul zamanlarında, değerli bir öğretmenden (H2SO4) Sülfirik Asitin formülünü "Hasan-2-Salak-Osman-4" olarak öğrenme fırsatını bulamayan birçok insan bugün kimya dersini sevmiyor, matematikten korkuyor veya tarih dersinde anlatılanları aklında tutamıyor... Öğrenirken de, öğretirken de, yapmış olduğumuz iş her ne ise, onu daha iyi yapmanın mutlaka bir yolu vardır! Kullandığımız stratejileri ve becerilerimizi geliştirmek bizim elimizde...

127 Unutmayalım “Yapmış olduğun şey, istediğin sonucu vermiyorsa, farklı bir şey dene !” Bir dahaki diş fırçalamanda ise zihninde bir lokma peynir veya James Bond filmi izlerken "007ib50d10g" şifresi canlanırsa şaşırma! Bu stratejinin işe yaradığını gösterir ;)

128


"NLP Sınırsız Güç Hazırlayan : Reha YELKEN Kaynak: www.nlpat.com." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları