Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

ANTİK YUNAN’DA EĞİTİM.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "ANTİK YUNAN’DA EĞİTİM."— Sunum transkripti:

1 ANTİK YUNAN’DA EĞİTİM

2 Krallık Devrinde Yunan Eğitimi (M.Ö. 1100-750)
En eski toplumsal hayat biçimi ataerkil krallık sistemi idi. Kültür aristokratik bir temele dayalıydı. Gelenekler ve yöresel ahlak kuralları gençlerin yetişmesinde etkiliydi. Eğitim sosyal tabakalaşmaya uygun olarak ikiye ayrılmıştı. Asiller Eğitimi Köylüler Eğitimi

3 Asiller Eğitimi Asilzade eğitiminde kahramanlık esastı.
Eğitimin unsurları; kuvvet, beceriklilik, kibar ahlak, ruh yüksekliği, şan ve şeref, başarılı ve savaşçı olmak vb.. Yunanlılara göre bu unsurlar asillerde doğuştan vardır. Eğitimin amacı; bu yetenekleri geliştirmektir. Asiller eğitimi iki ana unsuru içerir.

4 Jimnastik Eğitimi - Vücudun sertleşmesi, güçlenmesi - Savaş silahlarının kullanımının öğrenilmesi - Dans, yarış ve çeşitli oyunlara katılınması unsurlarını içerir.

5 Müzik Eğitimi -Müzik, şiir, atasözleri ve şarkılar yoluyla estetik bir eğitim amaçlanmış.

6 Köylüler eğitiminde çalışkanlık ve haklılık esastı.

7 Yunan Şehir Devletlerinde Eğitim (M.Ö. 750-400)
Bu dönemde çok sayıda “şehir devletleri” (polis) kurulmuştur. Krallık devrinde olduğu gibi eğitimin amacını, yarış oyunlarındaki eğitim ve beceri oluşturmaktaydı. Tanrılara saygı, adalet, cesaret, temkinlilik ve kendine hakim olmak “polis”in vatandaşlarının yüksek erdemleriydi.

8 Bu erdemlere sahip erkekler yöneticiliklere seçilirlerdi.
Pratik becerilere sahip bu erkekleri yetiştirmek ve eğitmek esastır. Dünya tarihinde ön plana çıkan iki polis; Savaş devleti ISPARTA Kanun devleti ATİNA

9 Isparta Şehir Devletinde Eğitim
Mora yarımadasında bulunan bir tarım devletiyken, Dorların istilasıyla yerli halk köle durumuna düşmüştür. Egemen sınıfın (Dorlar) tek amacı, baskı altındaki yerli halka ve dışarıdan gelecek tehlikelere karşı savaşa hazır durumda olmaktı.

10 Eğitim çocuğun doğduğu andan itibaren başlardı.
Yalnızca kuvvetli çocuklar hayatta bırakılır, zayıf olanlar öldürülürdü. Çocuklar yedi yaşına kadar ailenin yanında kalır, daha sonra otuz yaşına kadar devletin eğitim kurumlarında savaş ve devlet işleri üzerine sıkı bir eğitimden geçirilirlerdi.

11 Okuma-yazma ve hesap öğretimi ihmal edilmiştir.
Entelektüel eğitim ve yüksek öğretim hiç itibar görmemiştir. Müzik eğitimine askeri disiplini sağlamak için yazılan savaş marşları dolayısıyla ilgi gösterilmiştir. Kız çocukları da sıkı bir askeri eğitime tabi tutulmuşlardır.

12 Atina Şehir Devletinde Eğitim
Atina kanuna dayalı “halk demokrasisi” ile yönetilen ileri bir ticaret ve endüstri devletiydi. Egemenlik halka aitti ancak bu yalnızca “hürler tabakası” için geçerliydi. Erdem öğrenme yoluyla kazanılabilirdi. Atina’da entelektüel eğitimi vermek devlet işi değil, özel kişilerin işiydi.

13 Gençlere genel formasyon kazandırmak amacıyla; gramer, matematik, retorik ve felsefe hocaları okullar açmaya başladılar. Hürlerin çocukları yedi yaşından itibaren buralarda gramer, edebiyat, müzik, jimnastik ve bunlara ek olarak hesap dersleri alırlardı.

14 Müzik ve jimnastik dersleri devlet tarafından kontrol edilirdi.
Çocuklar okula “pedagog” denilen köleler tarafından getirilip götürülürdü. Eğitim, “Ephebe” denilen iki yıllık silah kullanma, nöbet tutma, ve kışla hizmetlerini kapsayan bir askeri hizmet devriyle sona ererdi.

15 Jimnastik Eğitimi “Gymnasion” denilen spor kuruluşları; soyunma ve giyinme salonları, banyolar, masaj salonları, gezinti yerleri, güreş yerleri vb.. gibi yerlerden meydana gelmişti.

16 Bu kuruluşları devlet finanse eder ve yapılan temrinleri de kontrol ederdi.
Buralarda beden eğitimi hareketlerinin dışında askeri hazırlık oyunlarına da yer verilirdi. Kılıç oyunu, ok atma, ağırlık kaldırma, araba yarışı, at binme, yüzme vb..

17 Müzik Eğitimi Müzik, dil ve edebiyat eğitiminden oluşuyordu.
Müzik Yunanlıların ahlaki davranışları üzerinde doğrudan etkiliydi. Müzik, ritim, harmoni ve ölçü yoluyla kendine hakim olmayı öğretirdi. Müzik ve jimnastiğin birleşmesini dans sağlardı. İyonya tonunda yumuşak ve ince duyguluydu.

18 SOFİSTLER Para ile ders veren gezgin öğretmenlere “sofist” denilmiştir. “Bilgelik öğreten” anlamına gelen “sofist” kelimesi M.Ö. 450 yılları civarında Yunan literatürüne girmiştir. Kendisini ilk defa “sofist” olarak adlandıran Abderalı Protagoras’tır.

19 Sofistlerin Eğitim Alanındaki Yenilikleri
M.Ö. 5. yüzyılın ortalarında Atina’nın hür vatandaşları seçim yoluyla en yüksek devlet makamlarına atanmaktaydılar. Bu dönemde Atina’da daha geniş vatandaş tabakalarının politik eğitim ve öğretimine cevap vermek gerekiyordu.

20 Eğitim sistemi ise yalnızca aristokrat zümrenin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlenmişti.
Sofistler bu ihtiyaca cevap vermek üzere ortaya çıkmışlardır.

21 Sofistlerin öğretim sistemlerinin merkezinde “güzel konuşma” (rhetorik) yer alır.
Sofistler bu konuşma sanatını destekleyip geliştirmek için; Gramer; dili doğru kullanma Retorik; güzel ve etkili konuşma Diyalektik; karşılıklı tartışmada zihni kıvraklık ilimlerini geliştirmişlerdir.

22 Sokrates M.Ö. 470-399 yılları arasında yaşamıştır.
Yalnızca Atina’nın aristokrat çocuklarına değil, halkın bütün tabakalarına mensup gençlerine parasız dersler vermiştir.

23 Sokrates genel geçerliği olan bir takım kavramların var olduğunu, bu kavramların insanın zihninde doğuştan bulunduğunu, ancak hatırlatılması gerektiğini savunmuştur. Adalet, cesaret, ölçülü olmak, içtenlikli olmak vb. gibi erdemleri gençlere tanıtıp benimsetmeyi hedeflemiştir. Gençlere kendisini bilgisiz biri olarak göstererek, onlara çeşitli sorular sormuş ve onların temelsiz yarım bilgilerini sarsma yoluna gitmiştir. Daha sonra bilgi ve erdemleri yine sorular sorarak kendilerinin bulmalarını (hatırlamalarını) sağlamıştır.

24 Platon M.Ö. 427-347 yılları arasında yaşamıştır.
Sokrates’in öğrencisidir. M.Ö.387 yılında Atina’da, ilk üniversite kabul edilen felsefe okulu “Akademia”yı kurmuştur.

25 Akademia’da öğretim parasız olarak yapılıyor, okul serbest yardımlarla yaşatılıyordu.
Platon eğitimle ilgili görüşlerini “Devlet” ve “Yasalar” adlı eserlerinde açıklamıştır.

26 “Devlet” adlı eserinde insanların mutlu ve iyi bir hayata kavuşması için ütopik bir devlet hayal eder. Ona göre, toplumun değişmesi için insanın bedenen ve ruhen baştan aşağı değişmesi ve eğitilmesi gerekir. Platon “aristokratik komünizm” taslağı çizer. Aile faktörünün tamamen ortadan kaldırılıp çocukların devletin bakım evlerinde anne babalarını bilemeden yetiştirilmeleri görüşündedir. Çocukların devlet elinde beden eğitimi, karakter eğitimi, estetik eğitim ve felsefi eğitimden geçirilmesi gerektiğini savunur.

27 “Yasalar” adlı ihtiyarlık döneminde ortaya çıkan eserinde önceki görüşlerini oldukça yumuşatmıştır.
Eğitim yine devlet yoluyla ve devlet içindir. Amacı, “Tanrılara benzer, merhametli insan” yetiştirmektir. Eğitim kız çocuklarını da kapsayacak şekilde örgün eğitim yoluyla olmalıdır.

28 Aristoteles M.Ö. 384-322 yılları arasında yaşamıştır.
20 yıl Akademia’da Platon’un öğrencisi olmuştur. M.Ö yılları arasında İskender’in eğiticiliğini yapmıştır. “Lykeion” adında yeni bir okul açmıştır.

29 Aristoteles’e göre aile eğitimin temel unsurudur.
Devletin varlığını sürdürebilmesi, kanunlara uygun bir eğitim yoluyla mümkündür. Aristoteles’e göre; insanlar tabiattan yana eşit değildir. Yetenekler yönünden, sosyal yönden ve cinsiyet yönünden farklıdırlar. Çocuklar 5 yaşına kadar eğitime ve çalışmaya sokulmamalıdır.

30 Bu dönemde çocuklar daha sonra olacakları şeye göre taklit cinsinden oyunlar oynamalı, eğitimlerinde masal ve hikayelere yer verilmelidir. Eğitim gerçek manada 7 yaşından itibaren başlamalıdır. Aristoteles’e göre; ruh ve beden daima birlikte etki yapar. Bu nedenle eğitimde beden ve zihinsel eğitim birlikte sürdürülmelidir.

31 HELLENİZM DEVRİNDE EĞİTİM (M.Ö. 323-31)

32 İskender’in ölümünden Roma İmparatorluğu’nun kuruluşuna kadarki dönemidir.
Makedonya kralı Büyük İskender’in devletin sınırlarını Doğu Akdeniz’e kadar taşıması üzerine Yunan kültürü bu bölgelere kadar yayılmış ve bu bölgedeki kültürlerden de etkilenmiştir.

33 Atina tek kültür merkezi olma özelliğini kaybetmiş, bu dönemde İskenderiye, Antakya, Bergama, Rodos ve Tarsus’ta kültür merkezleri kurulmuştur. Özellikle de İskenderiye büyük kütüphanesi ile önemli ve ünlü bir kültür merkezi haline gelmiştir.

34 Hellenist Devirde Okullar
Hellenist devirde kültürel hayatın gelişmesi ve entelektüel eğitimin önem kazanmasıyla, hem devlet hem de vakıflar tarafından pek çok okul kurulmuştur.

35 İlkokullar; Şehirlerde, hem erkek çocuklar için hem de kız çocuklar için ilkokullar açılmıştır. Bu okullarda; okuma-yazma, hesap, resim -ikinci planda kalmak suretiyle- müzik ve jimnastik eğitimleri verilmiştir. Resimlendirilmiş okul ders kitapları yazılmıştır.

36 Ortaokullar; 10-12 yaşlarındaki öğrencilere klasik şair ve yazarların okutulması suretiyle klasik yunanca öğretilmiştir.

37 Liseler; “Cimnaz”lar (gymnasion) büyük spor salonları, havuzları, dershaneleri, okul arşivleri, kitaplıkları olan öğretim kurumları halini almıştır. Beden eğitimi ve askeri eğitim önemini kaybetmiş, öğretimin ağırlık merkezine Yunan dili ve edebiyatı bilgilerinin öğretimi yerleşmiştir.

38 Yüksek Öğretim; Hellenizm devrinde “yedi özgür sanat” adı verilen genel bir formasyon programı vardı. Öğretim programı; Üçlü-yol (Trivium): Gramer, Retorik, Diyalektik Dörtlü-yol (Quadrivium): Aritmetik, Geometri, Astronomi, Müzik derslerini kapsıyordu.

39 Yüksek Retorik Okulları;
M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren kurulan bu okullar, en parlak dönemlerini Romalılar döneminde yaşadılar. Bu okullar; sanatkarlığa ulaşan derecede yüksek retorik becerisi kazandırmaya hizmet ediyorlardı.

40 Bunlardan özellikle iki tanesi eğitim tarihi açısından önemlidir:
Platon’un kurduğu Akademiciler okulu ile Aristoteles’in kurduğu Peripatetikçi’ler okulundan sonra Hellenistik dönemde pek çok felsefi okul açılmıştır. Bunlardan özellikle iki tanesi eğitim tarihi açısından önemlidir: Stoacılar Okulu Epikürcüler Okulu

41 Stoacılar Okulu M.Ö. 300 civarında Atina’da Kition’lu Zenon tarafından kurulmuştur. Stoa felsefesi; Mantık, Fizik ve Ahlak olmak üzere üç bölümden oluşur. Öğretilerin esasını, ahlak teorisi oluşturur. Mantığa ve fiziğe önem vermeleri yalnızca ahlaka sağlam bir temel kazandırma amacıyladır.

42 Stoalılara göre; ruhun esas gücü akıldır, heyecan, hiddet gibi duygular ruhsal hastalıklara yol açar. Stoalılar insanların ortak bir akıl çerçevesinde, ortak bir düşünce birliği sağlamaları gerektiğini savunur. Bu okula bağlı çevrelerde insan sevgisi, tüm sosyal tabakalar için eşitlik, köleliğin kaldırılması istekleri öne sürülmüştür. Bu okullardan pek çok Romalı devlet adamı yetişmiştir.

43 Epikürosçular Okulu M.Ö. 300 civarında Somos’lu Epiküros tarafından Atina’da kurulmuş, Roma imparatorluğuna kadar devam etmiştir. Öğretisi; mantık, fizik ve ahlak teorilerinden oluşur. Dini reddeder, aydınlanmacı görüşü benimser.

44 Felsefesinde haz ve ruhsal sükunet ön plandadır.
Devlete karşıdır, zira politika ruh sükunetinin kolayca kaybedilmesine yol açar. Okulda her zaman neşeli, şakacı, dostça ve daima birbirine iyilik etme üzerine kurulu manevi bir hava vardır.

45 ANTİK ROMA’DA EĞİTİM (M.Ö. ?-M.S. 476)
Antik çağın ikinci önemli medeniyet merkezidir. Eğitim ailenin görevidir, devletin eğitimde hak ve yetkisi yoktur. Eğitimin amacı;”iyi vatandaş yetiştirmek”tir.

46 Kız çocukları annelerinin yanında ev işlerini öğrenir.

47 Erkek çocuklar babalarıyla tarlalarda çalışır, özel törenlere onlarla birlikte katılır,
Daha sonra bir ustanın (asker, yargıç) yanına verilir ve mesleki yönden bu usta tarafından yetiştirilir.

48 Bu nedenle kolayca Yunan eğitim görüşünün etkisine girmiştir.
Bu tip eğitim herhangi bir özel kurum ve teoriye ihtiyaç duyulmaksızın yürütülmekteydi. Bu nedenle kolayca Yunan eğitim görüşünün etkisine girmiştir. Başlangıçta Yunan kültürünün yayılmasına karşı; Yunan filozoflarının sınır dışı edilmeleri, Yunan hitabet hocalarının ders vermelerinin yasaklanması gibi tedbirler almaya çalışılmışsa da başarılı olunamamıştır.

49 Yunanlı hocalar ve sanatkarlar Roma’ya gelmekte ve aristokrat aileler bu seçkin hocaları korumaları altına almaktaydılar. Roma’da “gramer bilimi” ve “hukuk bilimi” gelişmeye başlamıştır. Aristokrat bir Romalı yüksek felsefi eğitim görmek istiyorsa, Atina’nın felsefe okullarından birine giderdi.

50 Özellikle ciddiliği ve ahlaki tutumundan dolayı Stoa felsefesine ilgi duyulmuştur.
M.Ö. 425’te çıkarılan bir imparatorluk kararnamesiyle okul açma hakkı yalnızca hükümetin yetkisine bırakıldı, özel okul kuruluşları yasaklandı.

51 İlkokullar; 7-11 yaş çocuklarının gittiği bu okullarda okuma-yazma, hesap öğretilmekte ve hukuk sorunlar (12 levha kanunları) ele alınmaktaydı. Hürlerin çocukları itaat, cesaret, tevazu ve güçlü iradeye sahip olacak şekilde eğitiliyorlardı. M.Ö. 146’dan itibaren Yunan örneğine uygun olan okullar kurulmaya başlandı: “Gramer okulları” ve “Retorik okulları”

52 Gramer Okulları; 12-16 yaşları arası gençlerin devam ettikleri birer ortaöğretim kurumlarıdır. Bu okullarda önce Yunanca sonra Latince öğretilirdi. Homer, Hesiod, Horatius Flaccus’un eserleri okutulur; mitoloji, tarih, coğrafya ve hukuk ilmiyle ilgili metinlere yer verilirdi. Aritmetik, geometri, felsefe ve retorik öğretilir, bu entelektüel yönlerinden başka bedeni, ahlaki ve estetik yönden de eğitilirlerdi.

53 Retorik Okulları; Gramer okullarının verdiği eğitim ve öğretimin yüksek sınıfların ihtiyaçlarını karşılayamaması sonucu bu okullar doğmuştur. Güzel konuşma, Roma’da bütün sanatların en yükseği kabul ediliyordu.

54 Bu okullarda esas programı “yedi özgür sanat” teşkil ediyordu.
Bu okullardan mezun olan aristokrat tabakası mezunları, daha yüksek bir öğretim almak isterlerse, Atina, İstanbul, İskenderiye ve Antakya’ya giderlerdi.

55 Markus Tullius Cicero M.Ö. 106-43 yılları arasında yaşamıştır.
Cicero, insanı akla sahip, eğitilmeye eğilimli bir varlık olarak kabul eder.

56 Eğitim ilk çocukluk evresinde başlamalıdır.
Eğitimin bu kademesinde çocukları iyiye yöneltecek oyunlar oynatılmalıdır. Ahlaki eğitim, mesleki eğitimi tamamlamalı, gençlere ölçülü ve yaşlılara saygılı davranma öğretilmelidir. Gençlerde ruh ve beden birlikte şekillendirilmelidir.

57 Cicero, politik bilimlerin öğretilmesinde, gençlik devrinden itibaren bütün öğretim kademelerinde yer verilmesi gerektiğini savunur. Cicero hatip yetiştirilmesine büyük önem vermiştir. İyi hatiplerin yetiştirilmesi için öncelikle; yetenekli gençler tespit edilmeli, bu gençlere diyalektikçilerin keskinliği, filozofların zekası, şairlerin ve sanatkarların ifade tarzları, hukukçuların hafızaları kazandırılmalıdır. Yunan jimnastiğini ahlaksız tutumlarından dolayı reddeder.

58 Lucius Annaeus Seneca M.Ö. 4-M.S. 65 yılları arasında yaşamıştır.
Seneca, felsefi görüşlerinde daha çok Stoacı okuldan etkilenmiştir.

59 Seneca’ya göre; “İnsan, okul için değil, hayat için öğrenmelidir.”
Öğretmenin görevi; insanın ruhuna işleyen yumuşak bir ifade kullanarak, gençleri erdemli hayata yöneltmek ve kötülüklerden uzaklaştırmaktır. Bu nedenle ilk planda gelen eğitim ilkesi, din eğitimidir.

60 Öğretmen, çocukların karakterlerindeki farklılıklara göre muamelede bulunmalıdır.
Öğretimde temel unsurlardan hareket edilerek bütünü kavratmaya yöneltilmeli, faydasız bilgilere yer verilmemelidir. Seneca, Yunan geleneğine bağlı olarak beden ve müzik eğitimine de önem verir.

61 Marcus Fabius Quintilianus
M.S yılları arasında yaşamıştır. Devlet bütçesinden maaş alan ilk retorik hocasıdır.

62 Entelektüel eğitime önem vermiş ve eğitimin 7 yaşından önce verilmeye başlanması gerektiğini savunmuştur. Eğitim çocuğun gelişimine uygun olarak oyun içinde verilmelidir. Eğiticiler çocukların yalnızca bedensel eğitiminden değil zihinsel eğitiminden de sorumludurlar.

63 Eğitim ve öğretim herkesin yeteneklerine göre uygun olarak verilmeli, öğretmen her şeyden önce öğrencilerinin seviyelerini tespit etmelidir. Öğretim basitten zora gidecek tarzda düzenlenmelidir. Çocuk okuma-yazmayı öğrenir öğrenmez, gramer eğitimine başlanmalıdır. Çocuklar retorik öğrenimine başlamadan önce “ansiklopedik formasyon” eğitimi almalıdırlar.

64 Chaıroneıa’lı Plutarch
M.S yılları arasında yaşamıştır. Eğitimle ilgili görüşlerini “Ahlak” başlığı altında toplanmış yazılarında belirtmiştir.

65 Ona göre eğitimin amacı; çocuklara güzel şeylerden hoşlanmayı, çirkin şeylerden kaçınmayı öğretmek olmalıdır. Eğitimde üç unsur esastır: Tabiat, Öğretim, Temrin Bunlardan biri eksik olursa, kazanılacak erdem de eksik olur.

66 Plutarch’a göre; “Öğretimsiz bir tabiat kör, tabiatsız bir öğretim ise eksiktir.”
Tabiat insana yetenek verir, öğretim ise bu yetenekleri geliştirir. Küçük çocukların ruhu balmumuna benzer. İnsanlar bunlar üzerine bilgelik ile erdemin izlerini kolaylıkla çizer; daha sonraki yaşlarda bunu yumuşatmak ve üzerine damga vurmak zordur.

67 Çocuk dayak ve kötü sözlerle değil, iyi öğütler verilerek eğitilmeli, gerektiğinde dinlenme fırsatı verilmelidir. Plutarch’a göre felsefe; eğitimin esasını oluşturur. Jimnastik nasıl ki beden için bir tedavi aracı ise, felsefe de ruh için öyledir.


"ANTİK YUNAN’DA EĞİTİM." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları