Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

KOÇLUK GROW INTERNATIONAL EĞİTİM VE DANIŞMANLIK LTD.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "KOÇLUK GROW INTERNATIONAL EĞİTİM VE DANIŞMANLIK LTD."— Sunum transkripti:

1 KOÇLUK GROW INTERNATIONAL EĞİTİM VE DANIŞMANLIK LTD.
Perpa Ticaret Merkezi B Blok Kat.11 No.1561 Şişli - ISTANBUL Tel: Fax:

2 18 Kasım 1995 günü keman sanatçısı Itzhak Perlman, New York'ta, Lincoln Center'daki Avery Fisher Salonu'nda bir konser vermek üzere sahneye çıktı. Eğer herhangi bir Perlman konserinde bulunmuşsanız bilirsiniz ki onun için "sahneye çıkmak" hiç de küçümsenecek bir başarı değildir. Çocukluk yıllarında çocuk felcine yakalanmış olan Perlman'ın her iki bacağında da destekleyici ateller vardır ve ancak kol değneği yardımıyla yürüyebilmektedir. Onu sahne üzerinde her defasında sadece bir adım atabilmek suratiyle acı içinde ve yavaş yavaş yürüken görmek unutulmayacak bir görüntüdür. Ağrılar içinde ama ihtişamla yürümektedir, sandalyesine erişinceye kadar. Sonra oturur; yavaşça koltuk değneklerini yere koyar, bacaklarındaki atellerin klipslerini açar, bir ayağını geriye iter, ötekini öne uzatır. Daha sonra yere eğilerek kemanını alır, çenesinin altına koyar, orkestra şefine başıyla işaret verir ve çalmaya başlar. İzleyiciler bu ritüele alışmışlardır. O, sahnenin bir ucundan sandalyesine doğru ilerlerken sessizce otururlar. Bacaklarındaki klipsleri açarken inanılmaz bir sessizlikle beklemektedirler. Çalmaya hazır olana dek beklerler   Ancak o konserde birşeyler ters gitti. Daha ilk birkaç satırı çalmıştı ki kemanın tellerinden bir tanesi koptu. Telin kopma sesini duyabilmek mümkündü, salonun bir ucuna tabancadan fırlayan kurşun gibi gitmişti ses. O sesin ne anlama geldiği konusunda yanılmak imkansızdı. Ve bunun akabinde ne yapılması gerektiği konusunda da.... O gece orda olan insanlar kendi kendilerine şöyle düşündüler: "Anlamıştık ki, yeniden ayağa kalkması, atelleri yeniden takması, koltuk değneklerini alması, yavaş yavaş sahne arkasına gitmesi ve ya yeni bir keman bulması ya da yeni bir tel takması gerekecekti" "18 Kasım 1995 günü keman sanatçısı Itzhak Perlman, New York'ta, Lincoln Center'daki Avery Fisher Salonu'nda bir konser vermek üzre sahneye çıktı. Eğer herhangi bir Perlman konserinde bulunmuşsanız bilirsiniz ki onun için "sahneye çıkmak" hiç de küçümsenecek bir başarı değildir. Çocukluk yıllarında çocuk felcine yakalanmış olan Perlman'ın her iki bacağında da destekleyici ateller vardır ve ancak kol değneği yardımıyla yürüyebilmektedir. Onu sahne üzerinde her defasında sadece bir adım atabilmek suratiyle acı içinde ve yavaş yavaş yürüken görmek unutulmayacak bir görüntüdür. Ağrılar içinde ama ihtişamla yürümektedir, sandalyesine erişinceye kadar. Sonra oturur; yavaşça koltuk değneklerini yere koyar, bacaklarındaki atellerin klipslerini açar, bir ayağını geriye iter, ötekini öne uzatır. Daha sonra yere eğilerek kemanını alır, çenesinin altına koyar, orkestra şefine başıyla işaret verir ve çalmaya başlar. İzleyiciler bu ritüele alışmışlardır. O, sahnenin bir ucundan sandalyesine doğru ilerlerken sessizce otururlar. Bacaklarındaki klipsleri açarken inanılmaz bir sessizlikle beklemektedirler. Çalmaya hazır olana dek beklerler  Ancak o konserde birşeyler ters gitti. Daha ilk birkaç satırı çalmıştı ki kemanın tellerinden bir tanesi koptu. Telin kopma sesini duyabilmek mümkündü, salonun bir ucuna tabancadan fırlayan kurşun gibi gitmişti ses. O sesin ne anlama geldiği konusunda yanılmak imkansızdı. Ve bunun akabinde ne yapılması gerektiği konusunda da.... O gece orda olan insanlar kendi kendilerine şöyle düşündüler: "Anlamıştık ki, yeniden ayağa kalkması, atelleri yeniden takması, koltuk değneklerini alması, yavaş yavaş sahne arkasına gitmesi ve ya yeni bir keman bulması ya da yeni bir tel takması gerekecekti" Ama o öyle yapmadı. Bunun yerine bir dakika kadar bekledi, gözlerini kapadı ve sonra şefe yeniden başlaması için işaret verdi. Orkestra başladı ve o kaldığı yerden devam etti. Ve daha evvel hiç görülmemiş bir tutku, güç ve saflıkla çaldı. Elbette herkes bilmektedir ki senfonik bir eseri sadece 3 telle çalmak imkansızdır. Bunu ben de bilirim, sen de bilirsin, herkes bilir ama o gece Itzhak Perlman bilmeyi reddetmişti. Onu parçayı kafasında modüle ederken, değiştirirken ve yeniden  bestelerken görebilirdiniz. Bir noktada, telleri nerdeyse yeniden tonlamışçasına sesler çıkarmaktaydı kemandan, daha evvel hiç vermedikleri sesleri vermelerini sağlamak için... Bitirdiğinde salonu olağanüstü bir sessizlik kapladı. Ve akabinde seyirciler ayağa kalktı ve tezahürata başladılar. Oditoryumun her yanından inanılmaz bir alkış patladı. Hepimiz ayaktaydık bağırıyor, ıslık çalıyor, alkışlıyor, yaptığını ne kadar takdir ettiğimizi, beğendiğimizi anlatacak her türlü hareketi yapıyorduk  Gülümsedi, yüzünden akan terleri sildi, yayını kaldırarak bizi susturdu ve böbürlenerek değil ama sessiz, güçlü, dingin bir tonla şöyle dedi: "Bilirsiniz, bazen de sanatçının görevidir, elinde kalanlarla ne kadar daha müzik yapabileceğini bulmak..."  Bu ne güçlü bir cümledir. Duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor. Ve kim bilir? Belki de bu bir yaşam tarzıdır, - sadece sanatçılar için değil hepimiz için. Burada, tüm yaşamını bir kemanın 4 teli ile müzik yapmak üstüne kuran ve birden bire, bir konserin   ortasında kendini sadece 3 tel ile bulan bir adam vardır. Öyleyse o da 3 tel ile müzik yapmayı seçer, ve o gece yaptığı, sadece 3 telle yaptığı müzik, daha evvel yaptığı, 4 teli varken yaptığı herşeyden daha güzel, daha kutsal, daha unutulmazdı.. Bu makale Houston Chronicle'dan alınmıştır. Yazarı Jack Riemer'dır.

3 Bu makale Houston Chronicle'dan alınmıştır. Yazarı Jack Riemer'dır.
Ama o öyle yapmadı. Bunun yerine bir dakika kadar bekledi, gözlerini kapadı ve sonra şefe yeniden başlaması için işaret verdi. Orkestra başladı ve o kaldığı yerden devam etti. Ve daha evvel hiç görülmemiş bir tutku, güç ve saflıkla çaldı. Elbette herkes bilmektedir ki senfonik bir eseri sadece 3 telle çalmak imkansızdır. Bunu ben de bilirim, sen de bilirsin, herkes bilir ama o gece Itzhak Perlman bilmeyi reddetmişti. Onu parçayı kafasında modüle ederken, değiştirirken ve yeniden  bestelerken görebilirdiniz. Bir noktada, elleri nerdeyse yeniden tonlama yaptırıyordu kemana, daha evvel hiç vermedikleri sesleri vermelerini sağlamak için... Bitirdiğinde salonu olağanüstü bir sessizlik kapladı. Sonra seyirciler ayağa kalktı ve tezahürata başladılar. Salonun her yanından inanılmaz bir alkış patladı. Hepimiz ayaktaydık bağırıyor, ıslık çalıyor, alkışlıyor, yaptığını ne kadar takdir ettiğimizi, beğendiğimizi anlatacak her türlü hareketi yapıyorduk  Gülümsedi, yüzünden akan terleri sildi, yayını kaldırarak bizi susturdu ve böbürlenerek değil ama sessiz, güçlü, dingin bir tonla şöyle dedi: "Bilirsiniz, bazen de sanatçının görevidir, elinde kalanlarla ne kadar daha müzik yapabileceğini bulmak..."   Bu ne güçlü bir cümledir. Duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor. Ve kim bilir? Belki de bu bir yaşam tarzıdır, - sadece sanatçılar için değil hepimiz için. Burada, tüm yaşamını bir kemanın 4 teli ile müzik yapmak üstüne kuran ve birden bire, bir konserin   ortasında kendini sadece 3 tel ile bulan bir adam vardır. Öyleyse o da 3 tel ile müzik yapmayı seçer, ve o gece yaptığı, sadece 3 telle yaptığı müzik, daha evvel yaptığı, 4 teli varken yaptığı herşeyden daha güzel, daha benzersiz, daha unutulmazdı.. Bu makale Houston Chronicle'dan alınmıştır. Yazarı Jack Riemer'dır. "18 Kasım 1995 günü keman sanatçısı Itzhak Perlman, New York'ta, Lincoln Center'daki Avery Fisher Salonu'nda bir konser vermek üzre sahneye çıktı. Eğer herhangi bir Perlman konserinde bulunmuşsanız bilirsiniz ki onun için "sahneye çıkmak" hiç de küçümsenecek bir başarı değildir. Çocukluk yıllarında çocuk felcine yakalanmış olan Perlman'ın her iki bacağında da destekleyici ateller vardır ve ancak kol değneği yardımıyla yürüyebilmektedir. Onu sahne üzerinde her defasında sadece bir adım atabilmek suratiyle acı içinde ve yavaş yavaş yürüken görmek unutulmayacak bir görüntüdür. Ağrılar içinde ama ihtişamla yürümektedir, sandalyesine erişinceye kadar. Sonra oturur; yavaşça koltuk değneklerini yere koyar, bacaklarındaki atellerin klipslerini açar, bir ayağını geriye iter, ötekini öne uzatır. Daha sonra yere eğilerek kemanını alır, çenesinin altına koyar, orkestra şefine başıyla işaret verir ve çalmaya başlar. İzleyiciler bu ritüele alışmışlardır. O, sahnenin bir ucundan sandalyesine doğru ilerlerken sessizce otururlar. Bacaklarındaki klipsleri açarken inanılmaz bir sessizlikle beklemektedirler. Çalmaya hazır olana dek beklerler  Ancak o konserde birşeyler ters gitti. Daha ilk birkaç satırı çalmıştı ki kemanın tellerinden bir tanesi koptu. Telin kopma sesini duyabilmek mümkündü, salonun bir ucuna tabancadan fırlayan kurşun gibi gitmişti ses. O sesin ne anlama geldiği konusunda yanılmak imkansızdı. Ve bunun akabinde ne yapılması gerektiği konusunda da.... O gece orda olan insanlar kendi kendilerine şöyle düşündüler: "Anlamıştık ki, yeniden ayağa kalkması, atelleri yeniden takması, koltuk değneklerini alması, yavaş yavaş sahne arkasına gitmesi ve ya yeni bir keman bulması ya da yeni bir tel takması gerekecekti" Ama o öyle yapmadı. Bunun yerine bir dakika kadar bekledi, gözlerini kapadı ve sonra şefe yeniden başlaması için işaret verdi. Orkestra başladı ve o kaldığı yerden devam etti. Ve daha evvel hiç görülmemiş bir tutku, güç ve saflıkla çaldı. Elbette herkes bilmektedir ki senfonik bir eseri sadece 3 telle çalmak imkansızdır. Bunu ben de bilirim, sen de bilirsin, herkes bilir ama o gece Itzhak Perlman bilmeyi reddetmişti. Onu parçayı kafasında modüle ederken, değiştirirken ve yeniden  bestelerken görebilirdiniz. Bir noktada, telleri nerdeyse yeniden tonlamışçasına sesler çıkarmaktaydı kemandan, daha evvel hiç vermedikleri sesleri vermelerini sağlamak için... Bitirdiğinde salonu olağanüstü bir sessizlik kapladı. Ve akabinde seyirciler ayağa kalktı ve tezahürata başladılar. Oditoryumun her yanından inanılmaz bir alkış patladı. Hepimiz ayaktaydık bağırıyor, ıslık çalıyor, alkışlıyor, yaptığını ne kadar takdir ettiğimizi, beğendiğimizi anlatacak her türlü hareketi yapıyorduk  Gülümsedi, yüzünden akan terleri sildi, yayını kaldırarak bizi susturdu ve böbürlenerek değil ama sessiz, güçlü, dingin bir tonla şöyle dedi: "Bilirsiniz, bazen de sanatçının görevidir, elinde kalanlarla ne kadar daha müzik yapabileceğini bulmak..."  Bu ne güçlü bir cümledir. Duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor. Ve kim bilir? Belki de bu bir yaşam tarzıdır, - sadece sanatçılar için değil hepimiz için. Burada, tüm yaşamını bir kemanın 4 teli ile müzik yapmak üstüne kuran ve birden bire, bir konserin   ortasında kendini sadece 3 tel ile bulan bir adam vardır. Öyleyse o da 3 tel ile müzik yapmayı seçer, ve o gece yaptığı, sadece 3 telle yaptığı müzik, daha evvel yaptığı, 4 teli varken yaptığı herşeyden daha güzel, daha kutsal, daha unutulmazdı.. Bu makale Houston Chronicle'dan alınmıştır. Yazarı Jack Riemer'dır.

4 ITZHAK PERLMAN, keman sanatçısı, 1995
“...bizim görevimiz, yaşadığımız bu sallantılı, hızla değişen, zorlayıcı Dünyada kendi müziğimizi yapmak; elimizde olan herşeyle; ve daha sonra imkanlar eksilirse, elimizde olanlarla yeni sınırları zorlamak.. “ ITZHAK PERLMAN, keman sanatçısı, 1995 4/4/2017

5 SEÇİMLERİMİZ ? İçinde bulunduğunuz “Yaşama mı” yoksa
“Yaşantınıza” mı koçluk etmek istersiniz?

6 İçindekiler KOÇLUK nedir ?
Birey olarak koçluktan nasıl faydalanabilirim ? Kurumlar koçluktan nasıl faydalanabilir ?

7 Koçluk Nedir ?

8 Koçluğun Gelişimi Koçluk 90’lı yıllarda sportif manasını aşarak ABD ve İngiltere’de iş hayatında kullanılmaya başlandı. 90’ların sonunda koçluk artık yeni bir meslek halini almıştır. Koçluk eğitimleri sistematik ve programlı hale gelmiştir. Sadece bilgiye dayalı değil, kişilerin gelişimiyle yakından ilgili, farklı ekoller vardır. Modern Dünya’da dönemsel veya sürekli olarak koçluk alarak kendini ve işini geliştiren yüzbinlerce insan vardır.

9 kişinin yaşamının tüm yönlerine,
KOÇLUK ; kişinin yaşamının tüm yönlerine, potansiyelini en yüksek düzeyde gerçekleştirebilmesi için ; kendi hedeflerine ulaşmak isterken, kendine koyduğu sınırın ötesine geçmek amacıyla cesaret veren biriyle profesyonel bir ilişki içinde olmaktır. Bu nedenle KOÇ’lukta; Kişinin başarısına odaklanmak, değerlerine ve kendisine özen göstermek en önemli noktadır. 4/4/2017

10 Koçların Rolü Koç ; Kişilere hedefler koymaları ve bu hedeflere ulaşmaları konusunda yardımcı olur Kişilerin tek başlarına gerçekleştirebilecek- lerinden fazlasını yapmalarını desteklerken bunu dünyayla paylaşmasına olanak sağlar Daha kısa sürede “sonuç” alınmasına yardımcı olur Kişinin göremediği kör noktaları işaret ederken, dışarıdan kendisine bakmasını sağlar.

11 Koçluğun barındırdığı ve barındırmadığı yaklaşımlar
Koçluk hazır cevaplar vermeyi, tavsiyelerde bulunmayı , karşıdaki kişiyi yargılamayı , problemlere ilişkin hazır çözümler sunmayı, İÇERMEZ Koçun kişiliği ve kendi yargıları koçluk ilişkisinin dışındadır.

12 Koçluğun barındırdığı ve barındırmadığı yaklaşımlar
Koçluk ; bireyin kendine inanmasını, güçlü yönlerini kullanmayı, Bireyin unuttuğu başarılı yönlerini hatırlatmayı teşvik ve motive ederken harekete geçirmeyi Yaşamdaki başlıca enerji kaçaklarından kurtulmayı, İÇERİR

13 Koçluğun barındırdığı ve barındırmadığı yaklaşımlar
Koçluk geçmişe ve problemlere değil, güçlü olduğumuz yönlere, geleceğe ve çözümlere ODAKLIDIR.

14 Birey Olarak Koçluktan Nasıl Faydalanabilirim ?

15 Bir Koçluk Seansının Temel Konusu
Bügün hayatında gerçekten neyi değiştirmek isterdin ? 4/4/2017

16 Yaşam Koçluğunun Uygulandığı Alanlar
Spiritüel Koçluk Ebeveyn Koçluğu Çocuklar ve Gençler için Koçluk İlişkiler Koçluğu Para Koçluğu Kariyer Koçluğu Expat Koçluğu Diyabet Koçluğu Vb. 4/4/2017

17 Yaşamımızın Farklı Yönleri Yaşam Koçluğu Mandalası
Hobi, kendine zaman Manevi yaşam Sağlık Finans Yakınlık/Samimiyet 4/4/2017

18 Yaşamımızın Farklı Yönlerindeki Tatmin Düzeyimiz (örnek)
Hobi, kendine zaman Manevi yaşam Sağlık Finans Yakınlık/Samimiyet 4/4/2017

19 Hedefi Belirlemek ve Sınamak
4/4/2017

20 Hedefime Ulaşmak için Hangi Adımları Atacağım ?
Koçluk Atölyesi birer hafta arayla yapılan 3’er saatlik, 8 seanstan oluşacaktır. Atölye çalışmasının her seansı bir Koçluk başlığının paylaşılmasıyla başlayacak, sonrasında bireysel ihtiyaç ve hedefler ele alınacaktır. Atölyeye katılan birey; her hafta Hedefe adım adım yaklaştıracak stratejileri belirler, maddi ve manevi hangi adımların atılacağını planlayıp, izler. Bu süreç SÜREKLİ OLARAK KENDİNİ AŞMA ve engellerini geride bırakma yöntemidir. 4/4/2017

21 İş Dünyası Koçluktan nasıl faydalanabilir ?

22 İş Dünyasında Koçluk /2008 “ABD’de Fortune 500 listesindeki işletmelerin Yönetici Koçu kullanma oranları yıllar içinde %25’ten % 40’a yükselmiştir.” The Hay Group, Uluslarararası İnsan Kaynakları Danışmanlık Şirketi “Birleşik Krallık’ta yapılan ülke çapında bir araştırmada görüşülen 300 şirketin verdiği bilgilere göre, yaklaşık her 10 şirketten 6’sı (%59) Müdür ve Üst Düzey Yöneticilerine Koçluk ve/veya gelişim danışmanlığı alma imkanı sunmaktadır. Şirketlerin 20%’si ise bu imkanı gelecek yıl sağlamaya başlayacağını ifade etmektedir.”

23 Yönetim Becerileri/Yetkinlikler Yönetici Koçluğu Mandalası (örnek)
Liderlik Motivasyon İlişki Yönetimi Kurum Vizyonu, Stratejisi, Değerleri Kurum Vizyonu Yaratıcılık Delegasyon Stratejisi, Değerleri Geribildirim Yetiştirme Stratejik Düşünme

24 Kurumların Kullanabileceği KOÇLUK Uygulama Alanları
YÖNETİCİ KOÇLUĞU KURUMSAL KOÇLUK SATIŞ KOÇLUĞU EXPAT KOÇLUĞU vb

25 Teşekkürler... Itzhak Perlman live performance in the 78th Oscar Award.

26 SATIŞ KOÇLUĞU Kurumlarda Satış Ekibi yöneten Yöneticilerin;
Satış Ekiplerini koçluk yoluyla geliştirmesine Satıcıların Müşterilerinin davranış profillerini tanımasına Müşterilere satın almak istedikleri tarzda satış yapılmasına Satış sonuçlarının hızla iyileşmesine hizmet eder. Satış Koçluğu özellikle yeni satış ekiplerinin hızlı geliştirilmesinde, yeni Satış Yöneticisi olmuş kişilerin yeteneklerinin desteklenmesinde, rekabetin Yoğunlaştığı dönemlerde Satış ekiplerinin fark yaratacak metodlarla donanmasında etkilidir.

27 YÖNETİCİ KOÇLUĞU Kurumlarda görev alan yöneticilerin;
Yönetim yetkinliklerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi, Potansiyellerinin açığa çıkarılması, Kişilerin kendilerini tanıması, farkındalık kazanması Etkili yönetim becerileri sergileyerek ekiplerin daha etkin yönetilmesine hizmet eder. Yönetici Koçluğu , rekabette farklılaşarak üstünlük kurmak hedeflendiğinde, özellikle şirketlerin önemli değişim süreçlerinde, reorganizasyon dönemlerinde , şirket birleşmelerinden sonra , şirket sahipliği değişimlerinde, potansiyeli yüksek kişilerin yöneticiliğe geçişinde , orta kademe yöneticilerin üst kademe yöneticiliğe terfilerinin hazırlık dönemlerinde , Yetenek Havuzu uygulamalarına seçilen potansiyel yöneticilerin desteklenmesinde önemli katkı sağlayan bir metoddur.

28 KURUMSAL KOÇLUK Şirketlerin :
önemli stratejik değişim dönemlerinde, reorganizasyon dönemlerinde ve sonrasında , şirket birleşmelerinden sonra , şirket sahipliği değişimlerinde, aile şirketlerinde yeni kuşaktan bireylerin uyum sağlama dönemlerinde kurum sahipleri ve ortakları, yönetim kurulu üyeleri gibi kritik öneme sahip kişilere verilen bir hizmettir. Kurumsal koçluk , Yönetim Danışmanlığının tamamlayıcı bir unsuru olarak da kullanılmaktadır.

29 EXPAT KOÇLUĞU Profesyonel koçluk yöntemi kullanılarak, İngilizce olarak verilen bu hizmette amaç, Türkiye’de görev yapmak üzere atanmış yabancı yöneticilerin ve eşlerinin, Türkiye’ye ve Türk kültürüne alışmasına yardımcı olmak ve desteklemektir. Yabancı yöneticilerin,  Türk yöneticilerden veya çalışanlardan oluşan ekipleri  yönettiği durumlarda , başarı ve uyumun sağlanması için Türkiye’ye has yönetim kültürü ve değerler konusunda koçluk hizmeti verilmesi çok faydalı sonuçlar vermektedir.


"KOÇLUK GROW INTERNATIONAL EĞİTİM VE DANIŞMANLIK LTD." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları