Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Ne yazık ki hem yeterli-güvenli besin sağlanması hem de atıkların küresel ölçekte ekosistemi bozmayacak biçimde yönetimi ciddi ve başedilemeyen bir sorundur.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Ne yazık ki hem yeterli-güvenli besin sağlanması hem de atıkların küresel ölçekte ekosistemi bozmayacak biçimde yönetimi ciddi ve başedilemeyen bir sorundur."— Sunum transkripti:

1 Ne yazık ki hem yeterli-güvenli besin sağlanması hem de atıkların küresel ölçekte ekosistemi bozmayacak biçimde yönetimi ciddi ve başedilemeyen bir sorundur. Ayrıca her-ke-sin sürekli-yeterli-güvenli besine erişme hakkı da Gıda Güvenliği bağlamında en temel ögedir. Ne yazık ki, FAO’nun 2004’te açıkladığı AÇ insan sayısı 852 milyondan, 16 Ekim 2008 Dünya Gıda Günü’nde yapılan yeni açıklamada, azaltılmak yerine 75 milyon daha artmış olduğunun duyurulması, varsıl (zengin) sömürgen Batı başta, 3. Binyıl başında tüm insanlığın bağışlanmaz utancıdır! Son rakam 963 milyondur. Her 7 Dünyalıdan 1’i ne yazık ki karnını doyuraMAmaktadır = AÇ-TIR ! H O Ş G E L D İ N İ Z.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

2 GIDA HİJYENİ ve ATIKLAR
Dr. Ahmet SALTIK AÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı Ders Yılı Atıkların başlıca 3 alıcı ortama (Hava, Su, Toprak) denetimsiz bırakılması, organik ve inorganik besin maddeleine geçmektedir. Örn. Trakya’da tekstil sanayisinin atıklarını artımadan akarsulara ve yeraltı boşluklarına salmaları sonucu pirinç ve yumurtada Dioxin adlı bir kimyasal maddenin geçişine neden olmuştur : BESİN ZİNCİRİ! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

3 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO:Food & Agricultural Organisation) web sitesinde yer verdiği AÇLIK HARİTASI, KüreselleşTİRmecilerin (=Yeni Emperyalistlerin) insanların zihnine kurdukları retorik (sözel) tuzaklarla yalan düzeninin daha fazla sürdürülmesi olanaksız. KüreselleşTİRme açlık, işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik, savaşlar.. getirdi. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

4 Halk(ın) Sağlığı Gerçekten Yolağzında mı?
Yanıtı Beaglhole ve Bonita’dan alalım : Halkın Sağlığı’nın temel belirteçleri iyi bilinmektedir : Yeterli-dengeli beslenme Güvenli su Konut güvenliği Ve.. Umut.. Bu temel gereksinimler ne ölçüde karşılanabiliyor Küre genelinde? Kişi ve toplum sağlığının 4 temel belirtecinden ilk 2’sinin “beslenme” ve “en temel gıda olan su” olduğuna özellikle dikkat etmek gerekir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

5 Küresel Açlık Tsunamisi mi ??
Dünyanın En Stratejik Maddesi : Gıda! Nisan 2008’in başından bu yana tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pirinç ve hububat fiyatlarının artışı gündeme oturdu. Bu haberle bir an için hükümet partisinin kapatılma davası unutuldu, inişli çıkışlı gidiş izleyen borsa ve yükselen döviz fiyatları 2. plana itildi. Doç. Dr. Celalettin YAVUZ “Gıda hijyeni” ancak ona erişimin olanaklı olduğu durumda söz konusudur. Bir başka anlatımla hijyenik gıda / besinden söz edebilmenim ilk koşulu; ona (gıdaya) gereksinen kişinin uygun yer ve zamanda, sürekli ve güvenli biçimde erişebilir olmasının sağlanmasıdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

6 Küresel Açlık Tsunamisi mi ??
Dünya, Gıda Savaşlarına mı Gidiyor? Son günlerde bir anda bütün dünyanın gündemine tahıllardaki fiyat artışı ve buna bağlı olarak artan gıda fiyatlarındaki artış ve ekme bulma kavgaları oturdu. Kısa süre önce sanki olacakları biliyormuş gibi IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn gıda fiyatının artması ile yoksul ülkelerde “açlık ve yoksulluk”un isyânlara ve gıda savaşlarının doğmasına neden olacağını belirtiyordu. (Prof.İbrahim ORTAŞ) Dünya gıda üretimi, gereksinimin % 10 dolayında üstündedir. Asıl sorun, yoksullaşTIRma nedeniyle erişimdeki adaletsizliktedir. Bu kabul edilemez eşitsizlik, başlıca küreselleştirici =yeni emperyalist postmodern politikaların acı sonucudur. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

7 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
DPT 8. 5YKP’ndan.. 126. Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gerekli olan minimum gıda harcama düzeyine sahip bulunamama durumu olarak tanımlanan mutlak yoksulluk oranı, % 8'dir : [75 milyon nüfusta 6 milyon insan aç!] Gıda ve öbür tüketim gereksinimlerini bir bütün olarak dikkate alan temel gereksinimler yaklaşımına göre, yoksulluk riski altında bulunan nüfus oranı %24 [20 milyon insan yoksul!] dolayındadır. Pek çok sağlık sorunu, gıda ve atık hijyeninin yeterince sağlanamayışına ikincildir. Dolayısıyla, gıda ve atık hijyeni son derece önemli ve öncelikli olarak kişiye ve topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin başında gelmektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

8 Gıda güvenliği : Temel bir insan hakkı..
İnsanların yaşamak, fiziksel ve ussal gelişimlerini sağlamak için yeterli miktarda gıdayı alabilmeleri ve bu gıdaların sağlık yönünden güvenli olması, insan haklarının özünü oluşturur. Gıda güvenliği, 5179 sayılı yasada “gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her düzeyde türlü zararların bertaraf edilmesi için alınan önlemler bütünü” olarak; Gıda hijyeni “gıda maddelerinin sağlıklı olması için alınması gereken tüm önlemler” olarak tanımlanmaktadır. 5179 Sayılı Kanun yasa, Gıda Mevzuatımızın temel metni olarak ’te yürürlük aldı.. ABD eski Dışişleri Bakanı Dr. Henry Kssinger : “Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin.” Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

9 Bakan’ın acı itirafı.. Milli Eğitim Bakanı H. Çelik, TBMM..
“Değerli milletvekilleri; hayvan girişleri, başta Şemdinli, Yüksekova ve Başkale olmak üzere tüm İran ve Irak sınırları boyunca olmaktadır. Biraz önce de belirttiğim gibi, İran, Afganistan, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin hastalıklı hayvanları, İran ve Iraklı tüccarlar tarafından sınırlarımıza getirilmekte ve bazı Türk vatandaşları tarafından burada satın alınmaktadır.” Türkiye, ne yazık ki, halkının gıda güvenliğini sağlayaMAmaktadır. Özellikle güneydoğıda ülke sınırları delik deşiktir. Öbür yörelerde ise Gıda Uzmanlık (İhtisas) Gümrüklerinin yeterli ve nitelikli çalıştığını söylemek olanak dışıdır. Kara, hava ve deniz sınır kapılarında gıda ürünlerini dışalımında (ithalinde) ve dışsatımında (ihracında) Uluslararası Gıda Kodeksi’ne (Codex Alimentarius) uygun yapılanma vazgeçilmez bir koruyucu sağlık hizmeti olup öncelikli ve zorunlu bir kamu görevidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

10 Bakan’ın acı itirafı.. Milli Eğitim Bakanı H. Çelik, TBMM..
“Bu hayvanlar yurda girişte, sınırlarımızın karşı tarafında PKK’nın üç beş kişiden oluşan gümrük merkezlerinden geçmekte, bu geçişte de PKK’ya, hayvan başına ödenen fiyatın %10-15’i oranında bir para ödenmektedir.” “Bu yolla, PKK’nın, sırf geçen yıl topladığı para 30 trilyon lirayı aşmıştır. Özellikle, bölücü örgütün son yıllardaki finans kaynağı hayvan kaçakçılığıdır.” Pek çok sağlık sorunu, gıda ve atık hijyeninin yeterince sağlanamayışına ikincildir. Dolayısıyla, gıda ve atık hijyeni son derece önemli ve öncelikli kişiye ve topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetlerinin başında gelmektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

11 ATO'dan Açlık ve Y o k s u l l u k Araştırması
Türkiye nüfusunun % 15,4’ü aç-lık sınırının altında! Nüfusun %74’ünün aylık geliri ise yok-sul-luk sınırı altında. YAKLAŞIK 10,9 MİLYON KİŞİ (2,6 MİLYON AİLE), TÜRK-İŞ'İN HESAPLADIĞI YILLIK ORTALAMA AÇ-LIK SINIRININ ALTINDA GELİRE SAHİP.   70,6 MİLYON KİŞİNİN (12,9 MİLYON AİLE!) GELİRİ İSE YOK-SUL-LUK SINIRI ALTINDA.. Mayıs 2008 verileri ülkemizde ile 53 milyon kişi, her 3 kişiden 2’si “yoksul”dur! Nisan 2009’da 4 kişilik ailenin AÇLIK sınırı 841 TL’dir. Türkiye, gelir dağılımı adaletsizliğinde dünyada en kötü ilk birkaç ülke içindedir. Bu tablo düzeltilmeden “gıda hijyeni” ni hedeflemek boşunadır. Dolayısıyla besin / gıda hjyeni ve güvenliği salt teknik bir politika alanı olmayıp, bütüncül sosyo-ekonomik sorunların türevidir. ATO'dan Açlık ve Y o k s u l l u k Araştırması Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

12 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Şu ilginç değil mi? Roma'lılar, binlerce yıl önce, yerden yükseltilmiş AQUA DUCT'lar (su kanalları) inşa etmişlerdir.. Örn. İstanbul’daki Bozdoğan, Unkapanı Kemerleri. CLOACA MAXİMA dedikleri 3-4 m çapında kanalizasyon drenaj sistemleri yapmışlardır. Henüz “germ"leri (mikrocanlıları) bilmiyorlar ama, sezgiyle suyu temiz tutma gereğini kavramışlardır.. Günümüz su kıtlığı karşısında; Su havzalarının korunması için yapılaşmanın önüne geçilmelidir. Su kaynakları etkin ve verimli kullanılmalıdır. Eldeki su kaynaklarının kirlenmesini engelleyecek yasa ve yönetmeliklerin yapılması ve bunların doğru uygulanması gerekmektedir. Her-kes çok sorumlu davranmalıdır. Günümüzden binlerce yıl önce en temel gıda olan “su” ya ve atıklara verilen olağanüstü önem ibret vericidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

13 DÜNYAYI KORKUTAN 10 TEHLİKE + Küresel Terör
OZON KATMANININ DELİNMESİ.. DÜNYANIN ISINMASI (KÜRESEL ISINMA) NÜFUSUN HIZLI ARTIŞI ve DENGESİZ DAĞILIMI TEMİZ SU KAYNAKLARININ AZALMASI TOPRAK EROZYONU ASİT YAĞMURLARI NÜKLEER ATIKLAR ve KİRLENME ZEHİRLİ KİMYASAL MADDE ATIKLARI BALIK POPÜLASYONUNDA AZALMA E K O L O J İ K G E R İ L E M E ! + T e r ö r ! Türk tersaneleri mega yat inşasında İtalya ve ABD’den sonra dünyada 3. sırada. Buna karşın Türkiye, dünya su ürünleri üretimi içinde yalnızca % 0.04’lik paya sahip. Kişi başına yıllık balık tüketimi 7 kg! Yıllık üretim düşüyor ve 600 bin ton dolayındadır. Dolayısıyla 0-6 yaşta İyot eksikliği guatrı, %30+ ve uykuları kaçırıyor; böyle bir ülkenin geleceği parlak olabilir mi??! Bu sorun çok ivedi (acil) sorun (0-6 yaş büyüme çağında %30+İyot eksikliği guatrı) kritik ve hatta stratejiktir. Hızla gündeme alınmalıdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

14 YILDA 2 MİLYON KİŞİ SUSUZLUKTAN ÖLÜYOR`!
Herkesin ama her-ke-sin, su kullanma alışkanlıklarını köktenci biçimde bilinçle gözden geçirmesi ve tasarruf için katkı vermesi zorunludur. Yeterli içme-kullanma suyu sağlanamazsa, tarımsal üretim düşer, gıda hijyeni ve güvenliği sağlanamaz! Küre genelinde yıllık ölümler 56 milyon dolayında olup, 1/28 gibi dehşet veren bir orabı, SUSUZLUK nedeniyledir! Suyun iyi bilinen 3 durumuna (katı, sıvı ve gaz) bir 4. sünün eklendiğini acıyla ayrımsıyoruz : Suyun YOK durumu! Güneydoğuda kuraklık = Suyun YOK hali!

15 Sakarya Nehri’ni yürüyerek geçtiler !
Cumhuriyet, “Vahşi sulama” bırakılarak sulamada tarımsal ürünün köküne yönelik “damlatma” yöntemine geçilmeli ve su kaynaklarımızın verimli kullanımı için havza ölçeğinde planlamalar yapılmalıdır. Ormanlaştırma asıldır ve az su gerektiren tarımsal ürünler öncelik almalıdır. Şeker pancarı ve pirinç üretimi çok su tüketmektedir. Dikkat edelim; kuraklık tüm ülke genelindedir ve Türkiye buğday bile ithal etmektedir! Sakarya Nehri’ni yürüyerek geçtiler ! Sakarya Nehri’nin, Ankara’nın Polatlı ilçesi Yassıhüyük köyü ve çevresindeki kesimi tamamen kurudu. Kuraklığın, birliklerin “vahşi sulama” anlayışından kaynaklandığını savunan Belediye Başkanı Yakup Çelik, “Bu mesele önemli, ertelenmesin, bir an önce yol haritası çıkarılsın istiyoruz” dedi. Ziraat Odası Başkanı ve köylüler ise nehri karşıdan karşıya yürüyerek geçerek tehlikenin önemine dikkat çekti. (Fotoğraflar: AA)

16 http://ankara.spo.org.tr/yayinlar/ankara_suyu.pdf, Ağustos 2008
5. DÜNYA SU FORUMU, 20 BİNİ AŞKIN KATILIMLA Mart 2009`da İSTANBUL’da YAPILDI... (4. sü 2006’da Meksika’da idi) Tema : `Farklılıkların Suda Yakınlaşması` (22 Mart : Dünya Su Günü) DİKKAT : Küresel emperyalizm, Dünya su kaynaklarının paylaşımı / ele geçirilmesi planları peşindedir. Petrocoğrafya savaşlarının yerini hidrocoğrafya (su alanları) ve agricoğrafya (tarım alanları) savaşları almaktadır. ABD tarafından işgaline ne yazık ki yardımcı olduğumuz komşumuz Irak’ta hepsi var! Fırat, Dicle, Mezopotamya ovası ve petrol !?.. Ağustos 2008

17 D e r s i n a m a ç l a r ı ve öğrenme hedefleri-1
Öğreniciye, Gıda Hijyeni ve Atıklar (Food Hygiene & The Waste) çok disiplinli “sorun alanı” içinde 2 bağlantılı konuyu ve temel kavramlarını sunmak. Giderek artan ve neredeyse durdurulamayan, denetlenemeyen çevre kirlenmesi karabasanının “atıklar” boyutunu tıbbi açıdan ele almak. Kirlenen / kirletilen çevrenin ekolojik gerekircilik (determinizm) sonucu gıda/besin hijyeni ve güvenliğini nasıl tehdit ettiğini, “tıbbi açıdan” irdelemek. FAO verilerine göre toplam AÇ insan sayısı 963 milyondur. Bu rakam, her 7 insandan 1’inin AÇ olması demektir. Bu muazzam AÇLAR kitlesinden her yıl 11 milyona yakını AÇLIKTAN ÖLMEKTEDİR! Yıllık toplam ölümler 56 milyon olduğuna göre, her 5 ölümden 1’i AÇLIK yüzündendir! Küresel orantılı açlık ölüm hızı yaklaşık olarak % 20’dir ve Koroner Kalp Hastalıkları ölümlerini aşmak üzeredir. AÇLIK ölümleri, tek başına 1. sırada gelen en önemli ölüm nedenidir! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

18 D e r s i n a m a ç l a r ı ve öğrenme hedefleri-2
4.Gerek atıkların doğrudan, gerekse başta su, gıdalar / besinlerin kirlenmesinden doğan Halk Sağlığı sorunlarını incelemek. Örn. çevresel kanserlerin bütün içindeki payı ve “hastalık yükü” nün kavranması. 5.Gıda hijyeni ve atıklar sorun alanlarının karşılıklı etkileşimini irdelemek. Bursa Mustafakemalpaşa ilçesindeki fabrikalar atıklarını Ulubatlı gölüne boşaltıyor. Denetimler ve cezalar yetersiz kaldığından, bölgede her yıl toplu balık ölümleri görülüyor. Bu yıl da (2008) binlerce ölü balık Uluabat Gölü kıyılarına vurdu. Derelerin çeşitli bölümlerinden su ve ölü balık örnekleri alan yetkililer, katliamdan bölgedeki fabrikaları sorumlu tuttular. (Cumhuriyet, ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

19 D e r s i n a m a ç l a r ı ve öğrenme hedefleri-3
6.Her 2 sorun alanına ilişkin temel mevzuat bilgisini, hekime düşen görev, yetki ve sorumluluk kapsamını öğrenmek. 7.Bir bütün olarak çevre kirlenmesinin, özelde gıda hijyeni ve atıkların toplumsal yükünü, tıp ve sağlık hizmetlerinin önüne yığdığı engelleri ve günlük tıp pratiğinde, tanı-sağaltım-izlemde mutlaka gözönüne alınması gereken kısıtları gözönünde tutma, “çevre öyküsü” alma alışkanlığı edinmek. Özgeçmiş, soygeçmiş ve de ÇEVRE ÖYKÜSÜ.. Kişinin işi ve yaşama ortamı giderek önem kazanmakta. Dolayısıyla sağlık sorunlarının tanı, sağaltım ve izleminde bilinçli bir ÇEVRE ÖYKÜSÜ almak kaçınılmz olmakta.. Türkiye’mizde daha çok hekim ÇEVRE SAĞLIĞI konusunda uzmanlaşmalı.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

20 Güvenli çevre; sürdürülebilir insan sağlığı için temeldir..
Güvenli çevre pek çok çevresel ögeye özeni gerektirmektedir. Güvenli bir çevre, insan sağlığının “sürdürülebilir” (sustainable), “çevre dostu” (eco-friendly) oluşunun temelidir. Gıda güvenliği, bu tabloda sayılan 13 sorun alanından biridir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

21 Ülkemizde gıda ürünlerinin denetimi
Ülkemizde gıda ürünlerinin denetimi süreci Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Gıda ürünlerinin güvenliliğinin AB ölçütleri ile koşut duruma getirilmesi ancak bu konudaki AB düzenlemelerine uyum ve uygulama ile olanaklı olabilecektir. Uygulamaların mevzuat uyumu ile koşut (paralel) yürütülebilmesi için denetim laboratuvarlarının fiziksel altyapısının güçlendirilmesi, ürün güvenliğinin ülke çapında sağlanabilmesi için de Hızlı Alarm Sistemi’nin kurulması gerekmektedir. Türkiye, gıda hijyeni alanında da AB’ye “teslim” olarak, uyum sağlamakta zorlanacağı bir hızla gıda mevzuatını (mevzuat = yazılı hukuk kuralları) büyük bir hızla uyumlaştırmakta. Gıda denetimlerini Sağlık Bakanlığı’ndan alarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na devrettik. Yeterli bir geçiş dönemi tanımadan, altyapı (yetişmiş insangücü ve teknik donanım) sağlanamadan üstelik.. Denetimi özel sektöre de açarak. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

22 Gıda Güvencesi Hakkı : “ Yeterli Gıdaya Ulaşabilme Hakkı”-1
Türkiye’de Gıda Güvenliği Denetimi ve 5179 sayılı Gıda Yasası’nın geleceği insanlık tarihi boyunca gıda hep stratejik ürün olan gıda güvencesi de devletlerin en önemli konularından birisi olmuştur. Son 2 yy’da da insan olunmasından kaynaklanan ve yaşamı sürdürebilmek için gereken gıda maddesini tüketebilme hakkı olarak tanımlanan "Gıda Güvencesi Hakkı" tanımlanmış ve bu hak, Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nde de yer almıştır. İnsanların yaşamak, fiziksel ve ussal gelişimlerini sağlamak için yeterli miktarda gıdayı alabilmeleri ve bu gıdaların sağlık yönünden güvenli olması, insan haklarının özünü oluşturur. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

23 Gıda Güvencesi Hakkı : “ Yeterli Gıdaya Ulaşabilme Hakkı”-2
"Gıda Güvencesi Hakkı“ Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nde "Yeterli Gıdaya Ulaşabilme Hakkı" olarak yer almıştır (MD. 25). Dünya nüfusundaki hızlı artış ve insanların beslenmesi zorunluluğu tarımsal araştırmalara önem verilmesini sağlamış, bu araştırmalar sonucunda, özellikle son 50 yılda tarımsal üretimde önemli artışlar elde edilmiştir. Ancak bu yeni üretim biçimi, gıda kaynaklı sağlık sorunlarını da birlikte getirmiştir. Türkiye, gıda hijyeni alanında da AB’ye “tam teslim” olarak (!?), uyum sağlamakta çok zorlanacağı yüksek bir hızla gıda mevzuatını (mevzuat = yazılı hukuk kuralları) uyumlaştırmakta. Gıda denetimlerini Sağlık Bakanlığı’ndan alarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na devretti. Yeterli bir geçiş dönemi tanımadan, altyapı (yetişmiş insangücü ve teknik donamım) sağlanamadan üstelik.. Denetimi özel sektöre de açarak. Örn. ABD’de, FDA adlı Federal Gıda ve İlaç Dairesi, kritik bir bir kamu kurumudur. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

24 Gıda ürünleri denetiminde AB normları-2
İlgili Bakanlıkların fiziksel altyapılarının güçlendirilmesi ve taşra örgütleri ile merkez yetkesi (otoritesi) arasında hızlı bilgilendirme sisteminin kurulabilmesi için bir proje hazırlanmıştır. Ancak, projenin kabul edilebilmesi için uygulamadan sorumlu iki Bakanlığın katkılarıyla ortak bir “Gıda Güvenliği Eşgüdüm Birimi” kurulması gerekmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ancak 39 Gıda Denetim Laboratuvarı açabildi. 35 de özel lab. kuruldu ancak ülke gereksinimi karşılanamıyor. Pek çok tarımsal ürünümüz, dışalım yapacak ülkelerin gıda gümrüklerinden geri döndürülüyor. Bu ürünler ne yazı ki iç piyasada halkımızın tüketimine sunuluyor! Ödenen toplumsal bedel ölçüsüz büyüyor.. Çözüm : Kamusal Gıda hijyeni ve güvenliğidir! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

25 Gıda ürünleri denetiminde AB normları-3
Gıda güvenliği ile ilgili olarak kısa erimde de; - Gerekli tüm mevzuat uyumunun tamamlanması, - Gıda Güvenliği Eşgüdüm Birimi’nin oluşturulması, - Denetimler için gerekli altyapının güçlendirilmesi.. hedeflenmektedir. Gıda güvenliği, 5179 sayılı yasada “gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her düzeyde türlü zararların bertaraf edilmesi için alınan önlemler bütünü” olarak; Gıda hijyeni “gıda maddelerinin sağlıklı olması için alınması gereken tüm önlemler” olarak tanımlanmaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

26 AB’nin gözü Fırat ve Dicle’de!
“Bölgede önemi bulunan konulardan biri, kalkınma ve sulama için gerekli suya erişimdir. Ortadoğu'da su konusunun stratejik önemi, önümüzdeki yıllarda artacaktır. Türkiye'nin katılımıyla birlikte su kaynaklarının ve altyapı projelerinin uluslararası yönetimi (?!) (Fırat ve Dicle havzaları üzerindeki barajlar ve sulama projeleri, İsrail ve komşuları arasında su alanında sınırötesi işbirliği) AB açısından önemli bir konu haline gelebilecektir.” Avrupa Toplulukları Komisyonu'nun Brüksel'de 6 Ekim 2004‘te yayımladığı 3 rapordan (İlerleme Raporu, Meseleler Raporu ve Etkinlik Raporu) sonkinden, bir paragraf.. Raporun 1.3. maddesinin 6. paragrafı.. Su en temel gıda.. AB karasevdalısı politik yöneticiler sözde, “İlerleme Raporlarına” konan bu son derece ağır, KAPİTÜLASYON nitelikli düzenlemelelere boyun eğmekteler! Türkiye sömürge midir ki, akarsularını kendisi yöneteMEmekte, bu ulusal kaynaklar, üstelik “havza” larıyla birlikte sözde uluslararası yönetime (AB emperyalizmine!) devredilmektedir??!! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

27 ŞEKİL I : Besinler Nasıl Kirlenir ??
Kirli satış yerleri, kaplar, depolar Sahipsiz hayvanların gıdaları kirletmesiyle Kirli ellerle besin hazırlanır ya da yenirse, meyve ve sebzeler kontamine toprakta yetişirse Kontamine suyla yıkanmış gıdalar Çiğ ve pişmiş gıda aynı yerde depolanırsa BESİNLER Hasta ya da yaralı besin işleyicileri Yere yakın yetişen yapraklı sebze, meyveler Pişirme ve yeme sırasında hayvanlara dokunmak gibi yanlış alışkanlıklar Yere düşmüş gıda Kirli mutfak masası ve kap, kacak Görüldüğü gübü besinler pek çok nedenle kirlenebilmekte, besin hijyeni kırılabilmektedir. Bu kirletici etmenlere büyük bir toplumsal özen göstermek gerekecektir. Benzer eğitici tabloların, özellikle toplu beslenme yapılan kurumlarda uygun yerlere asılarak personelin ve ilgililerin yaygın, sürekli eğitimleri ve uyanıklıkları sürdürülmelidir. Hasta hayvanlardan sağlanan besinler, örn. çiğ süt, yumurta Yiyeceklerin hazırlandığı kapların ve yüzeylerin et suyuyla bulaşık bezlerle silinmesi Açıkta saklanan ve sineklerin kemiricilerin ve öteki hayvanların ulaşabildiği gıdalar Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

28 ŞEKİL II : Ağız-Dışkı (Fekal-Oral) Bulaş Zinciri Akış Çizelgesi.
SU GÜÇSÜZLÜK ELLER BESİNLER SÜT SEBZELER DIŞKI (Enfeksiyon Kaynağı) DUYARLI KONAKÇI EKLEM BACAKLILAR ÖLÜM Ağız-dışkı (Oro-fekal) bulaş zincirinde “BESİNLER, SÜT, SEBZELER” kavşak bir rol üstlenmiştir. Gıda hijyeninin etkin biçimde sağlanmasının, bulaş (enfeksiyon) zincirini kırmada kritik bir önem taşımaktadır. Su-gıda hijyeninin sağlanması, ağız-dışkı bulaşlarını çok azaltarak ciddi ekonomi kazanım da dağlayacaktır. TOPRAK Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

29 ŞEKİL III : Besin Zehirlenmelerinde Olgu Sayısı ve Zaman İlişkisi.
Zaman (gün, saat...) ŞEKİL IV : Hızlı Gidişli Bir Besin Zehirlenmesinde Sigmoid Eğri Modeli. Olgu sayısı Besin / su kaynaklı sağlıkı sorunları görüldüğünde zamana karşı olgu sayıları çizgi grafik olarak irdelenmeli ve laboratuvar sonucu alınana dek kaynağın kestirimine çalışılmalıdır. Üstte gıda, altta ise su kaynaklı olması olası salgın modeli görülüyor.. Zaman (gün, saat...) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

30 ŞEKİL V : Bulaş (Enfeksiyon) Zincirinde Su ve Besinlerin Yeri.
BULAŞMA YOLLARI - TEMAS - CANSIZ ARACILAR - HAVA - SU ve BESİNLER - TOPRAK - ÇAMAŞIRLAR - EŞYALAR vb. - CANLI ARACILAR - BİYOLOJİK - MEKANİK HASTALIK KAYNAĞI Hasta insan Hasta hayvan Taşıyıcı (portör) Bir kez daha, su-besinlerin son derece önemli bir bulaşma yolu oluşturduğu izlenmektedir. Salgınların çıkmasını önlemek için, kişi ve topluma dönük koruyucu çevre sağlığı hizmetlerinin kamu eliyle sürekli ve etkin yürütülmesi gereği ortaya çıkmaktadır. DUYARLI SAĞLAM İNSAN Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

31 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Doğaya ATIK yükümüz ekolojik potansiyeli zorluyor.. Prof. Celal Ertuğ’un 1980’lerde kaleme aldığı kitap son derece uyarıcıdır. Yabanıl (vahşi) ve sorumsuz Sanayileşme, ülkemizde yeşili ve doğayı katletmiş, kaldırılamaz ve sürdürülemez bir tablo oluşmuştur. 1. sınıf verimli tarım alanları, bölgesel ve ülke ölçekli dengeli kalkınma planları yapılmaksızın yerli / yabancı sermayeye açılmıştır! Trakya’da Ergene ırmağı ovası neredeyse dönüşümsüz biçimde elden çıkmıştır. Tekstil sanayisinin arıtılmayan atıkları ve pirinçte Dioxin! Sermaye, Devletin denetimini istememekte, engellemektedir!?! Trakya’da yüzeyel sular hoyratça tüketilmiş ve 400 metrelere çekilmiştir. Sermaye; rekabet, maliyet, dışsatım (ihracat) vb. gerekçelerle çevresel önlemlerden kaçınmakta ve çevresel maliyeti doğaya, topluma, geleceğe yıkarak “kâr”ına bakmaktadır. Bu durum sürdürülemez! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

32 Sıcak su akıntısıyla Pasifik’ten gelen kolera salgını!
1992’de Peru’da çıkan ve tüm Dünyanın çabasıyla 5 (beş) yılda ancak söndürülebilen kolera epidemisi çok ders vericidir. Bu salgın, tek 1 (bir) koleralı olgunun bulunduğu gemi atıklarının -limanda fosseptik tanklar yerine- Pasifik Okyanusu’na boşaltılması ve yaklaşık 37 ºC sıcaklığı olan tuzlu su akıntılarına rastlayarak, -inanması çok güç ama- çoğalması yüzünden çıkmıştı. Peru kıyılarına varan akıntılar balıkları kontamine etmiş, besin zinciri ile de halka yayılarak büyük bir salgına yol açmıştı. Dünya Turizm Örgütü (DTÖ) verilerine göre her yıl 900 milyonu aşkın insan “turist” olmaktadır. Dünya, artık bu denli nüfusu ve yüklenmeyi kaldıraMAmaktadır.. Jet epidemileri ciddi bir sorundur.. Sabah Paris’te kahvaltı, öğlen New York’ta “gıda kökenli hastalık tanısı! Filyasyon (kaynak) başka bir Kıta! Nisan 2009’da patlayan Domuz gribi (Doğrusu Meksika Gribi), yoğun turistik etkinlikle Dünyaya yayılmaktadır. Yüzen kentler gibi turistik (?!) yolcu gemileri, atıkları ile okyanuslarda bile doğal yaşamı tehdit eder duruma gelmiştir... Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

33 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
T.C. Çevre ve Orman Eski Bakanı Osman Pepe’nin feryadı.. (Türkiye Çevre Atlası, 2004) “.. Çevre kirliliği dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün artan boyutlarıyla hava, su ve toprak kirlenmesi olarak önemini korumaktadır. Belli bölgelerdeki aşırı nüfus yoğunlaşması, plansız sanayileşme ve çarpık kentleşme ile aynı zamanda kaynakların gereksiz ve aşırı kullanımı sonucu oluşan atık ve artık maddelerin miktarı çeşit ve özellikleri son yıllarda öylesine artmıştır ki, hiçbir önlem alınmadan ve kontrolsüz bir şekilde alıcı ortamlara atılan bu atıkları, doğanın kendi kendine özümlemesi çoğu kez mümkün olmamakta ve çevre kirliliği günümüzde artarak sürmektedir.” “Türkiye Çevre Atlası” ciddi bir belgedir ve incelenmelidir. Özellikle Türkiye’nin hızlı nüfus artışı ciddi bir sorundur. % 1.2 dolayına çekilen nüfus artış hızı, hâlâ OECD ortalamasının 3 katına yakındır! Üstelik dengesiz dağılmaktadır. Başbakanın halkı en az 3 çocuk sahibi olmaya çağırması, Türkiye’nin ve Dünya’nın yakıcı gerçekleriyle örtüşmüyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

34 Gaz ve sıvı atık ürünü ; İstanbul’da sis : SMOG (Smoke + fog)
1952 Londra smogu, birkaç günde 3-4 bin insanın solunum yetmezliğinden ölümüne yolaçan bir çevre yıkımıydı (felaketiydi). Aralık 1930’da da Belçika’nın sanayi kasabası Liege’de havada SO2 düzeyi 100 mg/m3’e yaklaştı ve birkaç gün içinde 60+ insan yitirildi. Sanayi, trafik ve evsel atıkların doğanın kaldırabileceği sınırları aşması nedeniyle gözlenen inversiyon tepkisinin bedeli ağır olmuştur. Olumsuz örnekler pek çoktur.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

35 T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı (Türkiye Çevre Atlası, syf. 421, 2004)
“..Ekonomik ve teknolojik gelişme, nüfus artışı, hızlı kentleşme ve doğal kaynakların tüketimi katı atık miktarının giderek artmasına yol açmaktadır. Ülkemizde kişi başına günde yaklaşık 0,7 - 1,0 kg oranında evsel atık üretildiği kestirilmektedir. Ancak, projelerde kullanılan katı atık miktar ve niteliğine ilişkin verilerin eksik ve hatalı oluşu, katı atıkların yönetiminde, özellikle de geri kazanım ve zararsızlaştırılması konularında yanlış tercihlere ve uygulamalara yol açmaktadır. Katı atık yönetiminde ulusal düzeyde uygulamaya yönelik bir politika oluşturulamamıştır. Bu durum belediyelerin pahalı ve yanlış teknoloji seçimlerine neden olmaktadır..” Türkiye’de de atıklar kağıt, cam, metal vd. Biçiminde ayrıştırılaak farklı kaplarda (konteyner) toplanmalıdır. Geri kazanım (re-cycling) yaygın olarak yaşama geçirilmelidir. Bu amaçla ulusal politikalara gereksinim vardır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

36 T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı (Türkiye Çevre Atlası, syf. 418, 2004)
Türkiye’de 1960’lı yıllarda üretilen toplam katı atık yılda 3-4 milyon ton iken, bugün salt evsel katı atık miktarı 25 milyon ton/yıl’dır. Dolayısı ile çöp, artık yalnızca gözden uzak bir yerde zararsızlaştırılması gereken bir atık türü olmaktan çok toplama, taşıma, geri kazanım ve zararsızlaştırma (bertaraf) gibi birçok farklı ögeyi içine alan bir yönetim sistemini gerekli kılmaktadır. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak “Atık Yönetimi” terimi günlük dilimize yerleşmiş ve daha yeni bir terim olan “Entegre Atık Yönetimi” tanımı da kullanılmaya başlanmıştır. Hızla artan on milyonlarca ton atık, su-gıda hijyeninin temel tehditlerindendir. Türkiye, bütüncül atık yönetimi ile başetmek için yeter sayı-nitelikte insangücü yetiştirmelidir. Giderek daha çok Hekim ÇEVRE SAĞLIĞI alanında uzmanlaşmalıdır! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

37 T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı (Türkiye Çevre Atlası, syf. 418-9, 2004)
Entegre atık yönetiminin yasal altyapısının oluşturulması, bu yolla katı atık yönetiminde uygulanacak ilkelerin, teknik esasların ve standartların belirlenmesi amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığı’nca yayımlanan yönetmelikler aşağıda verilmiştir: 1. Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (RG: ve 20834) Bu yönetmelik 7 kez yenilenmiştir. 2. Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (RG: ve 21586) Değişiklik ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 3. Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (RG: ve 22387) Bu yönetmelikte 5 kez değişiklik yapılmıştır. Atıklara ilişkin mevzuat son 2 onyıldır (dekad) oluşturulmakta, güncellenmektedir. Etkin kamusal yaptırım ve yaygın halk eğitimi ile, kaldıramayacağı ölçüde yüklenen çevrenin / doğanın rahatlatılması zorunlu olmuştur. Özellikle Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği her hekim tarafından bilinmeli, titizlikle uygulanmalıdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

38 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
2003 verileriyle kişi başına 1 kg / gün olan ülkemizdeki kentsel atık düzeyinin giderek arttığı izlenmektedir. Katı atık depolama alanları İstanbul Ümraniye ve Halkalı’da kokmakta, yangın çıkarmakta, çalışanları yutmaktadır! Bu alanların altyapısı ve işletmesi ciddi bir mühendislik bilgisi ister.. Örn. metan gazı bacaları ve denetimli yakma.. Zemin uygun seçilmez ve sızan sular havuzlarda toplanmazsa, yeraltı su kaynakları ve yerüstü havzaları ciddi olarak kirlenebilir! OECD, OECD Factbook 2006 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

39 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
ABD’nin Vietnam saldırısı, 1972 Doğaya bırakılan radyoaktif ve kimyasal atıklar.. Su ve gıda hijyeni bakımından, doğaya atık yükü bağlamında en tehlikeli kaynaklardan biri de savaşlardır. Nükleer, kimyasal, biyolojik (NBC) savaş atıklarının bedeli son derece ağırdır. ABD’nin 1972’de Vietnam’ı işgalinde, savaş ve insanlık suçu işleyerek siviller ve özellikle çocuklara dönük napalam yangın bombası tam bir insanlık trajedisi, utancıdır! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

40 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
E-çöp dağları Afrika’da yükseliyor! BM Çevre Programı (UNEP) uyarıyor : Zengin ülkeler elektronik çöplerini ve zehirli kimyasalları yoksul ülkelere boşaltıyor ! Mart 2009 Hannover CEBIT Fuarı’nın temalarından biri GREEN IT (Az enerji tüketen Information Technologies) !? Tehlikeli atıkların bir bölümü elektronik hurdalarıdır. Gelişmekte olan ve çevre bilinci edinememiş ülkelerden toprak kiralayan ya da satın alan Batı’lı emperyalist sermaye, bu alanlara atıklarını tümüyle kuralsız olarak depolamaktadır. Bu arada yayılmacı yoz kültürünü de götürmekte, T gömleğini (T-shirt!?) giydirdiği masum çocukları çalıştırmaktadır! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

41 ATIKLAR ve GIDA HİJYENİ
Atıklar niteliğine göre 3 kümedir : Katı / Sıvı / Gaz Kaynağına göre ise : Evsel, Endüstriyel kökenlidir. Alıcı ortam : Hava, toprak, su dur.. Atıklar, Besinlerle alıcı ortamda etkileşime girer, Besin zinciriyle insana ulaşırlar. Akut ya da süregen etki ile : Birden ölüm! (Toksik), Teratojen (fetüste anomali), Mutajen, Genotoksik, Karsinojen.. olurlar.. Temel terminolojiye dikkat edilmelidir. Ayrıca atıkların alıcı ortamlarda su-besinlerle etkileşime girmesi kaçınılmazdır. Etkilerin zamana yayıldığına dikkat edilmelidir. Örn. Çernobil nükleer santral kazasında (1986, Rusya) akut etkiler lösemiler iken, soliter tümörler için (örn. tiroid karsinomu) 20 yıl dolayında beklemek gerekmiştir. ABD 3 Miles Islands (1979) ve Japonya Tokaimura nükleer reaktör kazalarında da benzer sonuçlar geçerlidir. “Kirleten öder” ilkesi kocaman bir yanılsamadır; kirletmemek asıldır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

42 Sayıştay'ın “Atık Raporu” ümitsiz!
Sayıştay'ın geçen 2006 Mayıs’ında TBMM’ye sunduğu 'Türkiye'de Atık Yönetimi' başlıklı rapora göre tüm atıkların yalnızca % 5'i kuralına uygun yok edilebiliyor! Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye'nin atık konusundaki gereksinimlerini gidermeye çalıştıklarını belirtiyor. Türkiye'nin 119 katı atık tesisine gereksinimi olduğunu bildiren yetkililer, şu anda 21 tesisin bulunduğunu, ancak sonuna dek 106 tesisin hizmete gireceğini açıklıyor. Ancak sözü edilen tesisler arasında İZAYDAŞ gibi zehirli atıkları yok edecek tesis bulunmuyor. Kamu kurumlarının hesaplarını inceleme ile görevli bir Yüksek Mahkeme olan Sayıştay’ın bile atıklar konusuna el atmak zorunda kalışı düşündürücüdür. Çünkü bu sorun, ciddi ve ivedi bir kritik ulusal ekonomik yük durumuna gelmiştir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

43 Sayıştay'ın “Atık Raporu” ümitsiz!
Türkiye'nin 35 bin tonluk kapasitesiyle en büyük katı atık bertaraf etme tesisi Kocaeli'nde bulunuyor. İzmit Katı ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş. kısa adıyla İZAYDAŞ'da endüstriden kaynaklanan tehlikeli ve tehlikesiz atıklar depolanıyor ve yüksek dereceli (1200 derece) fırınlarda (İnsineratör) yakılıyor. İZAYDAŞ 35 bin tonluk kapasitesini doldurduğu için, başvuran firmalara en erken 2008'e gün veriyor... Yüksek ısıda (1200 Cº derece) yakmanın maliyeti az değildir. Ayrıca, yine de kalan katı artıkların, toksik baca gazı filtrelerinin uygun uzaklaştırılması (gömülmesi) gerekmektedir. Elden gelen en az atık üretimi, temel yaşam ilkesidir! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

44 Türkiye’de atıklar gizleniyor !
İzmit atık yakma ve depolama şirketi İZAYDAŞ’ın Genel Müdürü, Türkiye’de yılda 1 milyon ton tehlikeli atık üretildiğini, bunun yalnızca 100 bin tonunun işletmelerine geldiğini söyledi.  Türkiye’deki atıkları yok etme konusunda tek yetkili tesis olan İZAYDAŞ’ın Genel Müdürü; “Biz Türkiye’de yaklaşık 1500 sanayi kuruluşuyla çalışıyoruz. Türkiye’de 1 milyon tona yakın tehlikeli atık var (yılda!). Bize gelen miktar ise 100 bin ton dolayında, ancak biz bunun 30 bin tonunu yakabiliyoruz.” 14/04/2006, İZAYDAŞ yöneticine göre, 1 milyon ton tehlikeli atıktan 30 bin tonu yalnızca (%3’ü) yakılabimektedir. Kalan 970 bin ton (97’si), zararsızlaştırılamaksızın (bertaraf edilmeden!) alıcı ortamlara verilmektedir. Böyle bir yapıda su ve gıda hijyeninin sağlanması neredeyse olanak dışıdır. 6 ilin içme sularında yüksek arsenik (As) düşündürücüdür. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

45 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
SİNOP kıyısına vuran ve üzerinde Türkçe ‘Solunduğunda, cilt ile temasında sağlığa zararlıdır’ yazısı bulunan zehirli varil, yapılan ilk incelemenin ardından temizlik işçisine taşıtılarak çöp konteynerine konuldu. Olayın farkında bile olmayan temizlik işçisi 35 yaşındaki Öker Boyacı, “Bize ne derlerse onu yapıyoruz” dedi. (Hürriyet, ) Sinop’ta 2007’de yaşanan tablo çok acı vericidir. Karadeniz’e gece atılan metal kap içindeki atıklar, kaplarını delerek suya boşalınca, deniz ve ürünleri (balıklar!) kirlenmekte ve besin zinciri ile insana ulaşmaktadır. Organik kirleticiler suda çözünmüş oksijeni azaltmakta (BOD ve COD artmakta), balıklar “suda boğularak” kıyıya vurmaktadır! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

46 The Millennium Ecosystem Assessment
In 2005, the largest ever assessment of the Earth's ecosystems was conducted by a research team of over 1,000 scientists. The findings of the assessment were published in the multi volume Millennium Ecosystem Assessment, which concluded that in the past 50 years humans have altered the earth's ecosystems more than any other time in our history. 3. Binyılda Ekosistemin durumunu öngörmek üzere 1000’i aşkın bilim insanının ciltlerce tutan raporlarına göre, son 50 yılda çevreye verilen zarar, öncesinde tüm zamanlarda verilen zararı aşkındır. Ekosisteme dönük yüklenmenin büyük bir hız kazandığı görülmektedir. Hızlı nüfus artışı, gelişen teknoloji ve yabanıl (vahşi) kapitalizmin doğaya-insana saygısız ölçüsüz kazanç (kâr) hırsı artık doğanın kendini yenileme gücünü aşmıştır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

47 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Nükleer atıkların zararsızlaştırılması çok maliyetli bir işlemdir. ABD / Nevada Çölü’nde nükleer atık depolama alanında 200 km çaplı bölgeye kimsecikler sokulmamaktadır. Örn. Sr90’ın yarılanma ömrü 30 yılı bulmaktadır! Daha fazla enerji üretimi amacıyla doğaya yüklenme de sınırına dayanmıştır. Salt 1986 Rusya Çernobil kazası değil, ABD’de 1979’da Three Mile Islands, Japonya’da Tokaimura reaktör kazaları (!?) da akıldan çıkarılmamalıdır. Yenilenebilir enerji kaynakları yeğlenmelidir. Ancak su, rüzgar, güneş enerjisinin de bir sınırı vardır. Tasarruflu yaşamak ve nüfusu mutlaka azaltmak gerekir. Dünya nüfusuna her gün 220 bin nüfuslu bir kent (Diyelm İskenderun!) eklenmektedir. Her yıl ise 80 milyon nüfuslu bir Türkiye küresel nüfusa katılmaktadır. Dünyamız tıkanmıştır.. Herkese 1 çocuk! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

48 ATIK YÖNETİM İLKELERİ-1
Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği md. 5´e göre Atıkların yönetimine ilişkin ilkeler: a) Her türlü atığın ithali, bu Yönetmeliğin maddesinde belirtilen kurallar saklı kalmak koşuluyla yasaktır, b) Atıkların kaynağında en aza indirilmesi esastır, c) Atık yönetiminin her aşamasında sorumlu kişiler, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek önlemleri alırlar, Atıkların bir bölümünün “Tehlikeli” olduğu bilinmektedir. Bunların nasıl zararsızlaştırılacağı, yukarıda değinilen Yönetmelikle düzenlenmiştir. Tıbbi atıkların önemli bir bölümü bu kümedendir. Temel ilke, atıkların kaynakta en aza indirilmesidir. Daha az atık üretmek, bunun için de daha az tüketmek ortaklaşa (kollektif) Dünyalı sorumluluğumuzdur. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

49 ATIK YÖNETİM İLKELERİ-3
Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği md. 5´e göre Atıkların yönetimine ilişkin ilkeler: e) Atıkların yönetiminden kaynaklanan her türlü çevresel zararın giderilmesi için yapılan harcamalar kirleten öder ilkesine göre atıkların yönetiminden sorumlu olan gerçek ve tüzel kişilerce karşılanır. Atıkların yönetiminden sorumlu kişilerin çevresel zararı durdurmak, gidermek ve azaltmak için gerekli önlemleri almaması veya bu önlemlerin yetkili makamlarca doğrudan alınması nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan gerekli harcamalar 21/7/1953 tarihli ve  6183 sayılı Kamu Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa kurallarına göre, atıkların yönetiminden sorumlu olanlardan tahsil edilir, Yaptırımların yer yer ağırlığına karşın sorun çözümlenememektedir. “KİRLETEN ÖDER” ilkesi akıllıca değildir. Çevreyi kirletmenin bedeli sıklıkla çok ağır ve dönüşümsüzdür. Maddi ödence (tazminat) hiçbir ölüm ya da sakatlanmayı geri döndüremez. Ayrıca, oluşan maddi yitik çok büyük boyutlu olabilir ve sorumlular bunun altından kalkamaz. Örn. Deli Dana hastalığına neden olan İngiliz özel yem sanayisi, salt İngiltere’de oluşan 140+ İngilizin ölümünü, milyarlarca Dolar parasal yitiği giderme (tazmin etme) gücüne sahip değildir. KİRLETMEMEK ASILDIR! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

50 ATIK YÖNETİM İLKELERİ-4
Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği md. 5´e göre Atıkların yönetimine ilişkin ilkeler: f) Atıkların, Bakanlıktan (Çevre ve Orman) lisans almış bertaraf tesisleri dışında 3. kişiler tarafından ticari amaçlarla toplanması, satışı ve bertaraf edilmesi, öbür yakıtlara karıştırılarak yakılması yasaktır, g)Atıklar fiziksel, biyolojik ve kimyasal ön işlemler dışında kesinlikle doğrudan başka bir madde veya atıkla karıştırılamaz ve seyreltilemez, Tıbbi atıkların zararsızlaştırlıması (bertaraf) özel süreçlere dayalıdır. Çevre Bakanlığı’ndan izin almak gerekir. Katı kuralları vardır. Elbette ciddi bir doğrudan ve dolaylı maliyet söz konusudur ve bu bedeli toplum öder.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

51 ATIK YÖNETİM İLKELERİ-5
Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği md. 5´e göre Atıkların yönetimine ilişkin ilkeler: h) Bertaraf tesislerine tehlikeli atıkla karışık atık geldiğinde, öncelikle ayrıştırılmalıdır. Ayrıştırmanın olanaklı olmadığı durumda atık, tümüyle tehlikeli atık olarak bertaraf edilmelidir. ı) Atıkların geçici depolanması işleminin atığı üreten kuruluş içinde yapılması esastır. Ancak kuruluş içinde uygun yer bulunamaması durumunda üreticiye ait, gerekli koşullara sahip uygun bir alanda geçici depolama yapılması olanaklıdır. Tüm hekimlerin, çalıştıkları tüm yerlerde Tıbbi atıklara özen göstermeleri ve Yönetmeliğe uygun davranmaları kaçınılmaz bir mesleksel ve toplumsal sorumlulukturr. Bu Yönetmeliğin tümüyle okunarak özetlenmesi sizlere ödev olarak verilmektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

52 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Tehlikeli atık zararsızlaştırma biriminde iş akışı çizelgesi (algoritma) görülmektedir. Ancak kapasite yetersizliği vardır ºC’de yakma da enerji gerektirir. Ortama toksik gazlar çıkabilir. Filtreler kullanılırsa, bu kez bu filtrelerin uygun biçimde zararsızlaştırılması sorunu belirir. Çevre kirlenmesinden teknolojik olarak tümden kaçış ya da sakınma söz konusu olamamaktadır.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

53 GIDA-KÖKENLİ HASTALIK
Dünyada her yıl birçok insan yedikleri yemekler nedeni ile hastalanmaktadır. Bu biçimde hastalananlar ishal, kusma, mide bulantısı, ateş, kramplar gibi belirtiler gösterir. Genellikle grip olduklarını düşünürler! Ancak, gerçek sorun, birkaç saat ya da birkaç gün önce yedikleri yemeklerde bulunan mikrocanlılar tarafından oluşturulan GIDA-KÖKENLİ HASTALIKtır. ABD'de her yıl 2 milyondan çok gıda-kökenli hastalık olgusu oluşmaktadır. Gıda kökenli hastalıkların yayılmasına neden olarak bildirilen etmenler aşağıdaki biçimde sınıflandırılmıştır : Terminoloji GIDA KÖKENLİ HASTALIK’tır. Son derece yaygın olup, önemli bir Halk Sağlığı Sorunudur. Anımsamak gerekir ki; çok görülen, çok öldürülen ve çok sakat bırakan hastalıklar Önemli Halk Sağlğı sorunudurlar.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

54 GIDA-KÖKENLİ HASTALIK
Gıda-kökenli hastalık, gıdaların insanlarda oluşturduğu hastalıktır. Yüksek oranda nem, protein içeren ve asidik nitelik taşımayan gıdalar hastalıkların oluşmasında rol oynayabileceklerinden, riskli gıdalar sınıfına girerler. Yüksek oranda protein ve nem içeren gıdalar ise, süt ve süt ürünleri (özellikle süt kreması!), yumurta, et, tavuk eti, balık ve midye.. gibi gıdalardır. Bu tür gıdalar, hastalık oluşturan mikrocanlıların hızla gelişmesi için uygun koşulları taşırlar. Protein, su içeren organik gıdalar önemli risk kaynağıdır.. Bu besin maddelerinin hijyeni-güvenliği özel bir özen ister (Soğuk zincir!).. Bu değerli besinler hem israf edilmemeli hem de taşıdıkları yüksek potansiyel kirlenme riskine karşı güvenliği ve hijyeni sağlanmalıdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

55 GIDA-KÖKENLİ HASTALIK ETMENLERİ..
Hastalığın oluşmasında payı olan etmenler ve hastalığı oluşturma oranları Yetersiz depolama ısıları : % 37 Yetersiz kişisel hijyen : % 22 Yetersiz pişirme : % 17 Bulaşlı gıda işleme donanımı :% 10 Güvenilir olmayan kaynaktan sağlanan gıda : % 7 Öbür etmenler : % 7 Gıda güvenliğinde soğuk zincir, vazgeçilmez öneme sahiptir. Derin dondurucuya gıda parçaları, homojen soğumaya elverir büyüklükte konmalıdır. Ayrıca bir kezde tüketilecek büyüklükte bölünmeli, çözünmesi için buzdolabının normal raflarına konmalıdır. Çözünen dondurulmuş gıdalar bir daha dondurulmamalıdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

56 GIDALAR NASIL RİSKLİ OLUR ?
Gıdalar bulaş (kontaminasyon) ile riskli duruma gelirler. Bulaş, istenmeyen zararlı maddeler ve mikro-ocanlıların herhangi bir yolla gıdalara bulaşmasıdır. Gıdalar kimyasal, fiziksel ve biyolojik etmenlerle bulaşlı (kontamine) olabilirler. Bulaş doğrudan olabildiği gibi, çapraz- kirlenme (kaynakta temiz, sonradan bulaş) yoluyla dolaylı olarak da gerçekleşebilir. Çapraz kirlenme; zararlı etmenlerin gıdalara dolaylı yoldan ve sonradan bulaşmasıdır. Gıda kirlenmesinin kaynakta ya da sonradan oluşmasını aydınlatmak, kaynağı (Filyasyonu) bulmak bakımından önemlidir. Hem bulaşın kaynağını hızla bulup gidermek (koruyucu sağlık hizmeti) hem de hukuksal açıdan.. Gıdaların kirlenerek riskli duruma gelmesinden onları tüketerek zarar görenlerin haklarını yargıda ararken, gerçek kaynağın ortaya konması zorunludur. Kaynakta bulaşlı (kontamine) ise üretici sorumludur. Tersi durumda, hangi aşamada kirlenmenin olduğunun kanıtlanması hem bulaşı durdurmak hem de adalet sağlamak için koşuldur. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

57 BESİNLER ve OLASI RİSKLERİ..
Yaşamın sürdürülmesi için zorunlu olan gıda / besin maddelerinin alımı, kimi kez beklenmedik ve istenmeyen ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Gıda maddelerine karışan / karıştırılan kimyasal maddeler, mikroorganizmalar, kimi kez radyoaktivite insan sağlığını tehdit edebilir. Bu yüzden, besin hijyeni ve güvenliği son derece önemli bir Halk Sağlığı konusudur ve gıda sektörü, hayvancılık sektörü ile sağlık sektörünün aralarında ve tüketici / halk ile yoğun bir sektörler arası işbirliği koşuldur. Besinlerin doğal 2 kaynağı bitkiler ve hayvanlardır. Bu kaynakların sağlıklı ve güvenli olmasında gıda tarım (ziraat) mühendislerinin, veteriner hekimlerin ve gıda mühendislerinin işlevi ve katkısı vazgeçilmezdir. Sektörlerarası işbirliği! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

58 Gıda Güvenliği Sorunları Küreselleşiyor..
DSÖ’nün 1998 Sağlık Raporu’na göre (The World Health Report-1998), bulaşıcı hastalıkların denetimi ile ilgili giderlerin azaltılmasının getireceği önemli riskler arasında, -giderek büyüyen küresel turizm ve ticaret etkinlikleri ve dev uluslararası gıda tekelleri de dikkate alındığında- besinlerin, kimi bulaşıcı hastalıkların yayılımına aracılık edebilecekleri, önemli bir yer tutmaktadır. Hızlı turizm etkinlikleri başlıca risk etmenidir. Dünya Turizm Örgütü verilerine göre yılda 900 milyon insan (yaklaşık her 7 kişiden 1’i) turistik etkinlik göstermektedir. Sabah Paris’te kahvaltı, öğlen New York’ta besin zehirlenmesi tanısı olağanlaşmıştır. Yazında bu sorun (literatürde) jet epidemileri olarak alandırılmaktadır. Üretilen gıdalar da tüm Dünyaya dağıldığından, gıda güvenliği sorunları Küre genelinde yaygınlaşmış durumdadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

59 Ciddi bir kamusal denetim ivedi ve zorunludur.
Deli Dana Hastalığı İngiltere’de 1996’da sermayenin kâr hırsından kaynaklanan bu hastalık (Mad Cow Disease, spongioform brain encephalopathy, JCD) tüm dünyaya son derece hızla yayılmış, besin kaynaklı bir enfeksiyon idi (İngiltere’de 140+ ölü!). Günümüzde besin endüstrisi kitlesel üretim yapmakta ve uluslararası ticaretin, pazarlamanın ve turizmin yaygınlaşması ile birlikte bu ürünler kısa zamanda tüm dünyaya yayılarak kitlelerce tüketilmektedir. Ciddi bir kamusal denetim ivedi ve zorunludur. Toplumun gıda güvenliğini sağlamak, Devletin en temel, vazgeçilemez, devredilemez, ertlenemez görevldir. İngiltere’de yem sanayisinin özelleştirilmesinin ardından özel sektör yem pişirme süresi ve ısısını azaltınca, kâr hırsının faturası ölümcül bir küresel salgın oldu.. “Kirleten öder” önermesi anlamsızlaştı. Kamu, üretimi devretse de, denetimi asla bırakmamalıydı. Üstelik bu kez hastalık etmeni, yalnızca bir protein molekülü olan “prion” ! Bir mikrocanlı değil! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

60 Deli Dana Hastalığı’nın öğrettiği :
Bu durum hep göz önünde tutulmalı ve denetimde gerekli KÜRESEL İŞBİRLİĞİ önlemleri titizlikle, sürekli olarak alınmalıdır. Sermayenin kâr hırsının sonucu çıkan Deli dana hastalığı İngiliz ekonomisine çok büyük yükler (milyarlarca $!) getirmiş, onbinlerce sığır yok edilmek zorunda kalınmıştı. Gıda güvenliği sermayenin insafına bırakılamaz! Son 30 yılda 30’u aşkın yeni hastalık tablosu tanımlanmıştır. Durum dehşet vericidir. Elde etkin sağaltım olanağı da yoktur! Deli Dana Hastalığı etmeninin bir virüs düzeyinde bile organize olmayan protein molekülü (Prion) oluşu ürkütücüdür. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

61 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Küresel Besin Zinciri Kasım 2000’de basına yansıyan verilere göre, ülkemizde soğuk hava ortamlarında 10 yılı aşkın süre bekle(til)miş bufalo eti ve türevlerinin pazarlanıp tüketildiği, dehşet ve ibretle izleniyor!! Çok uluslu dev gıda şirketleri karşısında sıradan yurttaşın korunması, devletin etkin denetleme düzeneğiyle sağlanmak zorundadır. Besin hijyeni ve güvenliği, kritik bir kamusal alan olmalıdır. Gıda Gümrüklerinin etkin işleyişinin halk sağlığı açısından yaşamsal önemi tartışma dışıdır. Uluslararası işbirliği ile, dolaşımdaki gıdalar kaynağında, Uluslararası Gıda Kodeksi’ne uygun olarak yetkili laboratuvarda belgelenmelidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

62 Gıdalarda bulunabilecek tehlikeler
Biyolojik Tehlikeler : Bakteri, virüs, parazit, küf toksinleri, prionlar.. Kimyasal Tehlikeler : Pestisitler ve veteriner ilaçları, doğal toksik maddeler, Endüstriyel kirleticiler, gıda işleme sırasında oluşan toksik maddeler, gıda katkı maddeleri. Fiziksel Tehlikeler : Cam, metal, plastik, taş , toprak, tahta parçaları, kıl, kiremit tozu gibi yabancı maddeler ve radyoaktivite. Pek çok aşamada, pek çok etmenle gıdaların kirlenebileceği ya da kasıtlı karışım ve katışımlara uğrayabileceği görülmektedir. Gıda denetiminin de Kamudan alınarak özel sektöre devri durumunda, dev gıda tekellerinin ayrıca özel gıda denetim birimleri de açtığı ortadadır. Her ikisinin de bir holdingin kolu olması ya da çıkar ilişkili şirketler elinde olması kabul edilemez ve gıda güvenliğini olanaksız kılar.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

63 Food Contamination and Poisoning-1
Food-borne illnesses : An estimated 76 million illnesses caused by food poisoning occur in the US each year. Generally, the result is diarrhea and other temporary disorders of the digestive tract. But the illnesses can lead to more serious consequences, including about hospitalizations and deaths in the US each year. People most at risk are pregnant women, children, those with compromised or suppressed immune systems, and the elderly. ( The New York Times, ) 305 milyon nüfuslu, gıda güvenliği konusunda sıkı kuralları ve ünlü FDA (Fod & Drug Administration) adlı kurumu olan ABD’de yıllık 76 milyon “Gıda kökenli hastalık” ciddi bir hastalık yükü, önemli bir Halk Sağlığı sorunudur. Gebe, çocuk, yaşlı ve bağışık sistem sorunu olanların özellikle risk altında oluşuna dikkat etmek gerekektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

64 Food Contamination and Poisoning-2
Most food-related illnesses can be avoided by washing fresh fruits and vegetables, cooking meat thoroughly, drinking only pasteurized milk, and common-sense hygiene. Microbial contamination is the most common cause of food-borne illnesses. Pesticides, heavy metals, and other chemical agents that enter the food supply can also cause gastrointestinal, as well as neurologic and respiratory symptoms. ( The New York Times, ) Gıda kökenli hastalıkların pek çoğundan korunulabilir oluşu önem taşımaktadır : Taze meyve ve sebzeleri iyi yıkamak, et ürünlerini iyi pişirmek, yalnızca pastörize edilmiş süt içmek ve genel hijyen önlemlerine uymak (en başta uygun EL YIKAMA!) ilk 4 önlem kümesidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

65 Kimyasal Kökenli Besinsel Sağlık Zararlıları
Toksik Kimyasal Maddeler Katışımların (aditifler) 15 bini aşkın türü vardır. TABLO I : Gıda Maddelerine Konan Katışımlar. K o r u y u c u l a r Düzeltici (Islah Edici) Maddeler B o y a l a r.. Antiseptik ve anti-oksidanlar : * NaNO3 , anti-mikrobiyaldir * Na askorbat anti-oksidandır. * Na polifosfat stabilizatör bir maddedir. Örn. salam, sosis, sucuklarda kullanılır. Tatlandırıcılar (endülkoranlar) 1. Sakkarin (benzosülfimid) 2. Dülsin (P-Fenetilüre) 3. Siklamatlar *Aroma (koku) verenler : İçki ve besinlere hoş tat ve koku vermek için kullanılırlar. * Emülsifiyanlar (stabilizatörler) 2 veya daha çok sayıda, birbiriyle iyi karışmayan maddenin çözünümü (dispersiyonu) için kullanılır. Zararsız oldukları kesinlikle saptananlar dışında boyaların gıda maddelerine katılmaları doğru değildir. Ancak 600’ü aşkın boya maddesi kullanımdadır!.. Toksik ve kanserojen olabilirler.  D i k k a t : Genel olarak tüm katışımlar ilaçlarla istenmeyen etkileşimlere neden olabilirler! Odukça kabarık sayıdaki katışımlar önemli sağlık riski de doğurmaktadır. Örn. sucuk vb. raf ömrü uzun olması istenen ürünlere katılan anti-oksidan (acımayı önleyici) NaNO3, proteinlerin NH2 kökü ile birleşerek nitröz aminlere dönüşmekte ve karaciğer kanseri için zemin hazırlamaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

66 Gıda katışımlarının kimisi Kanser yapıcı!
Erken tanı önemli! Yaş ortalamasının yükselmesi, Çevre kirliliği, Gıdalardaki katkı maddelerinin artışı, Ozon katmanının delinmesi ve Stres.. Kanser artışının en önemli nedenleri.. (Prof. Dr. Mustafa Topuz, Çağın önemli sorunlarından olan KANSER EPİDEMİSİ için sayılan 5 önemli neden kümesinden birinin gıda katkı maddelerinin denetimsiz kullanılması oluşu ürküntü vericidir ve mutlaka etkin kamusal denetim gerektirir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

67 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Tüketilebilme özelliğini yitirmiş gıdalar, sağlığı tehdit eder : Küf, Aflatoksin ve Kc.ca! Küflerde genellikle mikotoksinler (mantar toksinleri) üremekte ve ağır (öldürücü!) besin zehirlenmelerine neden olmaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

68 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
GIDA YASASI ve GIDA KODEKSİ Haziran 1995’te çıkarılan “560 Sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine İlişkin Yasa Gücünde Kararname” (YGK), 2004’e dek gıda yasamız yerine geçti.. Bu YGK’nin öngördüğü Türk Gıda Kodeksi (Yönetmeliği), 16 Kasım 1997’de çıkarıldı. “560 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Sayılı Kanun”, ’te yürürlük aldı.. Türkiye, 1995’e dek ayrı bir Gıda Yasası sahibi değildir. Başta 1593 sayılı ve 1930 tarihli, Büyük Atatürk döneminde çıkarılan Umumi Hıfzıssıhha (Genel Sağlığı Koruma) Yasası’nın ilgili maddeleri ve bunlara dayalı çok kapsamlı Gıda Maddeleri Tüzüğü (GMT) temel mevzuat dayanağı olmuştur sayılı Gıda Yasası 2004 tarihlidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

69 CODEX ALIMENTARIUS : GLOBAL STANDARDS
Since 1963, an international food code has been in place to ensure food safety worldwide. Codex Alimentarius, jointly administered by FAO and the World Health Organization : Sets standards for pesticide and veterinary drug residues, additives, food imports, inspections and food sampling methods, among other issues. It serves as the basis for many national food standards. p2, “Uluslararası Alimenter Kodeks”, Dünya genelinde gıda güvenliğini sağlamak amaçlıdır ve 1963 tarihlidir. Birleşmiş Milletler Gıda ve tarım Örgütü (FAO-Food & Agricultural Organisation) ve DSÖ tarafından ortak çıkarılmıştır. Pestisitler (tarım zararlıları için öldürücü ilaç) ve veteriner ilaç kalıntıları (rezidüeller) için standartlar koymuştur. Gıda muayeneleri, örneklem alma teknikleri, katışımlar, gıda dışalımı (ithalatı) da düzenlenmektedir. Pek çok ülkenin ululsal standartları için kaynak oluşturmuştur. Türkiye’miz de Gıda Kodeksi’ni (Yönetmeliğini) hazırlarken Uluslararası Gıda Kodeksi “Codex Alimentarius” u kaynak almıştır.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

70 CODEX ALIMENTARIUS : GLOBAL STANDARDS
Codex has established such well-known safeguards as the “Best if used before” food label and definitions for low-fat and light food. Evolving constantly, it is now meeting the new challenges of organic farming and biotechnology. For example, a Codex task force (CAC : Codex Alimentarius Commission) is currently drawing up recommendations on labelling standards for genetically modified ingredients. p2, FAO ve DSÖ’nün Gıda Katkıları Uzmanlar Kurulu (JECFA) 1956’ dan beri gıda katkısı olarak kullanılabilen maddelerin güvenirliliğini denetlemektedir. Bugün için bu katkılar dışında, gıdadaki kontaminantlar, doğal olarak bulunan toksik etkili maddeler ile veteriner ilaç kalıntıları üzerinde de değerlendirmeler yapmaktadır. JECFA 1500 gıda katkısı ile 40 kontaminant ve doğal toksik etkili madde, 90 veteriner ilaç kalıntısı üzerinde değerlendirme yapmıştır. Birçok ülke ulusal mevzuatlarında bu değerlendirmeleri göz önüne almaktadırlar. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

71 Enfeksiyon tipi besin zehirlenmeleri
Biyolojik Kökenli Besinsel Sağlık Zararlıları Bakteri, virüs, riketsiya, parazit ve mantar.. enfeksiyonları olarak kümelendirilir. Enfeksiyon tipi besin zehirlenmeleri Toksin tipi besin zehirlenmeleri Toksi-enfeksiyon tipi besin zehirlenmeleri Salmonella tipleri Shigella sonnei * Streptokok enfeksiyonları * Stafilokok “ * Brusellozis * Tb (bovin tipi) * Tularemi * Şarbon * Difteri * Kolera * Yersinia enfeksiyonları * Inf. hepatit : A, non-A, non-B, C * Riketsiya enf., örn. Q humması * Mantar entoksikasyonları * Paraziter enfeksiyonlar * T. solium, T. saginata, D. latum, sestod, nematod ve trematod enf. * Salmonellozlar : % 60-95'i bu türdendir.. * Streptokoksik besin entoksikas yonları. Örn. Str. faecalis. * Stafilokoksik besin entoksi- kasyonları. Örn. Stap. aureus * Proteus grubu ile * Shigella " " (Sh. Sonnei vd.) * Cl. welchii (perfringens) ile * Enterotoksik öbür etmenlerle * E. coli ile * Pr. vulgaris ile * BOTULİSM : Cl. botulinum; konserveler ile. * Balık ve yumuşakçaların biyotoksinleri ile. * Mikotoksinlerle (kc. ca yapıyor!) * Histaminik entoksikasyonlar : Uskumru, orkinos, sardunya benzeri balıkların dokularındaki Histidin’in Histamin’e dönüşmesiyle * Vibrio parahemolitikus ile * Akut trişinozis Shigella (over 30 types) / Found: human intestinal tract; rarely found in other animals. Transmission: person-to-person by fecal-oral route; fecal contamination of food and water. Most outbreaks result from food, especially salads, prepared and handled by workers using poor personal hygiene. Symptoms: disease referred to as “shigellosis” or bacillary dysentery. Diarrhea containing blood and mucus, fever, abdominal cramps, chills, vomiting; 12 to 50 hours from ingestion of bacteria; can last a few days to 2 weeks. Sometimes, no symptoms seen. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

72 Biyolojik kökenli besinsel sağlık zararlarında kaynak;
·     % 70 et ve et ürünleri, ·     % 15 balık ve öbür su ürünleri ve ·     % 15 süt ve yumurta ürünleridir. Besin Zehirlenmeleri : Kimi yerlerde toplu beslenme uygulaması nedeniyle, besin kaynaklı entoksikasyon, enfeksiyon ve toksi-enfeksiyonlar daha da önem kazanır. En sık stafilokok (aureus) entoksikasyonları olmaktadır (Hijyen yetersizliği!). 2. sırada salmonellozlar vardır. Stafilokok kontaminasyonları çok hızlı çoğalır. Sabah bulaşı ile öğlene dek 3-4 saatte çoğalma olur. Hastalık tablosu bakterinin salgıladığı ekzo-toksinlerine dayalıdır. Dolayısıyla esas olarak bir entoksikasyondur (besin zehirlenmesi). Fakat bakteri kaynaklı olması nedeniyle, bir başka deyimle bakterinin enfeksiyonunun bir sonucu olduğundan, toksi-enfeksiyon terimi daha uygun düşmektedir. İnsanlar, tükettiği besinin güvenilir ve tüketime uygun olmasını bekler. Bununla birlikte besin kökenli hastalıklar tüm dünyada en önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Marmara Üniversitesi’nden İmmünolog Doç.Dr.Şükran Şahin, soyadaki protein miktarını artırmak için Brezilya fındığından “albümin” geninin alınıp soya fasulyesine aktarıldığını, Brezilya fındığına karşı allerjisi bulunan kişilerin soya yediklerinde de alerji olduklarını belirtiyor. Doç. Şahin, bitki hücresinin içine virüs de aktarıldığını söylüyor. Şahin, açık açık “GDO’lu gıdalar insana zararlıdır.” demiyor ama bu ürünlerin alerji, romatizmal hastalıklar ve kansere neden olabileceği kuşkusunu vurguluyor. Doç. Şahin, “Domates, patates ve mısır kurduna, zararlısına karşı tarım ilacı kullanılmayıp bu ürünlere zehir geni naklediliyor. Zararlı domatesi ve patatesi yiyemiyor. Çünkü yediği zaman ölüyor. Ama o domatesi biz yiyoruz. Böyle şey olabilir mi?” diye soruyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

73 Uzunköprü / Edirne kesimevi.. 2004
Listeria monocytogenes / Found: intestinal tracts of humans and animals, milk, soil, leaf vegetables, and processed foods; can grow slowly at refrigerator temperatures. Transmission: soft cheese, raw milk, improperly processed ice cream, raw leafy vegetables, meat, and poultry. Illness caused by bacteria that do not produce toxin. / Symptoms: fever, chills, headache, backache, sometimes abdominal pain and diarrhea; 12 hours to 3 weeks after ingestion; may later develop more serious illness (meningitis or spontaneous abortion in pregnant women); sometimes just fatigue. Uzunköprü / Edirne kesimevi Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

74 İlginç bir halk eğitimi yöntemi :
Besin kökenli hastalıklar ekonomik yitiklere, turizm, kültürel kaynaşma vb. alanlarda sorunlara neden olmaktadır. Gıda maddelerinin bozulmasına ikincil olarak büyük ekonomik ve insansal yitikler oluşmaktadır. İlginç bir halk eğitimi yöntemi : Kırmızı et ve komplikasyonları.. Beyaz eti yeğlemek gerek.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

75 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
BESİNLERİN SOĞUK ZİNCİRE UYGUN DAĞITIMI 1- Frigorifik (soğutma donanımlı) araca takılan araç izlem aygıtında GPS anteni ve GPRS devresi (modülü) bulunur. Aygıt, belirli zaman aralıklarıyla GPS uydularından aldığı konum bilgisini, GSM şebekesi üzerinden GPRS bağlantısını kullanarak, yük sıcaklık bilgisi ile birlikte izleme merkezine gönderir. 2 - Ürün teslimi, soğuk zincirde en küçük bir aksaklık olmadan taze ve sağlıklı olarak tüketicilere ulaştırılır. Gıda ticaretinin küreselleşmesi, frigorifik donanımlı gemi, uçak, tren, TIR vb. araçların üretimi ile olanaklı olmuştur. Böylece kaynaktan son tüketiciye dek tıpkı biyolojik ürünlerde olduğu gibi (kan, doku, organ, aşı, ilaç, seru) soğuk zincir sağlanmaktadır. Söz konusu taşıyıcı araçlar GPS sistemiyle yeryüzünde uzay-zaman düzleminde koordinatları ile izlenebilmektedir. Ek olarak, GPRS veri iletişimiyle de taşıyıcılar içindeki ısı, sipariş dağıtımı, stok durumu.. da Yönetim Merkezinde monitore edilebilmektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

76 Staph. aureus entoksikasyonu tablosu..
Yemekten birkaç saat sonra yiyenlerin çoğu etkilenir. Karın ağrısı, bulantı, kusma, ateş, çoğu kez de hipotermi bellibaşlı bulgulardır. Eğer tablo hipotermi ile tanımlı ise, tanı açısından bu bulgu çok değerli olup, hatta patognomoniktir (tanı koydurucu!). D i k k a t : Hiçbir hekim, “ h i p o t e r m i ” ile giden bir genel toksi-enfeksiyon tablosunda S. aureus, Cl. botulinum veya Cl. perfringens (Welchii) etmenini atlama hakkına sahip değildir. Bu konudaki en küçük savsaklama ciddi (fahiş) meslek kusurudur, ağır hukuksal yaptırım görür. Staphylococcus aureus / Found: on humans (skin, infected cuts, pimples, noses, and throats). Transmission: people-to-food through improper handling. Multiply rapidly at room temperature to produce a toxin that causes illness. / Symptoms: severe nausea, abdominal cramps, vomiting, and diarrhea occur 1 to 6 hours after eating; recovery within 2 to 3 days—longer if severe dehydration occurs. Source: Food Safety and Inspection Service, USDA. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

77 BESİN ZEHİRLENMELERİNDE SÜRVEYANS-1
Bu yolla sorunun kaynağına inme çabasına sürveyans araştırması (iz sürme) denilmektedir. Şu denlisini söyleyelim ki; sürveyans yöntemleri veya filyasyon (kaynağına inme) çalışması günümüzde moleküler düzeydedir. DNA (viral RNA) yapısının incelenerek karşılaştırılması, Adli Tıp, Toksikoloji, Kriminoloji alanlarına Moleküler Epidemiyoloji’nin armağanıdır. Uluslararası gıda ticareti ve dolaşımının artışı, önemli sosyoekonomik yararlar sağlamakla birlikte hastalıkların Dünyada yayılmasına da neden olmaktadır. Hızlı tanı olanağı sağlayan PCR gibi moleküler epidemiyolojik yöntemler -pahalı olsa da- umut vermektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

78 BESİN ZEHİRLENMELERİNDE SÜRVEYANS-2
İnsanlardan üretilen mikrobiyal hastalık etmenlerinin genetik kodları belirlenmekte ve aynı genetik kodların aracı durumdaki besinlerde (kimi kez ilaç vb. biyolojik materyalde) aranması yoluna giderek genetik kimliklendirme (DNA analizi ile identifikasyon) yapılmaktadır. Bu yöntemler Epidemiyoloji’ye, -ileride de değinileceği üzere- moleküler boyutlar katmıştır (Moleküler Epidemiyoloji). Birçok ülkede gıda sektöründe gelişen üretim, hazırlama ve dağıtım tekniklerinin de etkisiyle tüketim alışkanlıklarında değişiklikler oluşmuştur. Bu nedenle etkin hijyen denetimi, gıda kaynaklı hastalıklar ve gıda bozulmalarının halk sağlığı ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesinde en önemli etmendir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

79 TABLO II-a : Besin Zehirlenmelerinin Sınıflandırılması.
İnfeksiyon bakteri kaynaklı, ateşle gider : Örn. Salmonellozis .. İnfeksiyon bakteri kaynaklı, ateş görülmez! (hipotermi !) : Stafilokokus aureus, Klostridyum perfringens ve Botulismus. İnfeksiyon viral kaynaklı : Hepatit A (yakl. 30 gün, uzun kuluçka dönemi). İnfeksiyon parazitik : Trişinozis, tenyazis. Clostridium botulinum / Found: widely distributed in nature: in soil and water, on plants, and in intestinal tracts of animals and fish. Grows only in little or no oxygen. / Transmission: bacteria produce a toxin that causes illness. Improperly canned foods, garlic in oil, and vacuum-packaged and tightly wrapped food. / Symptoms: toxin affects the nervous system. Symptoms usually appear within 18 to 36 hours, but can sometimes appear within as few as 4 hours or as many as 8 days after eating; double vision, droopy eyelids, trouble speaking and swallowing, and difficulty breathing. Fatal in 3 to 10 days if not treated. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

80 TABLO II-b : Besin Zehirlenmelerinin Sınıflandırılması.
Zehirler, kimyasal :Arsenik, bakır, kurşun tuzları (kimi kez yakınmalar hemen başlar). Zehirler, bitki ve mantar kaynaklı : Mantar, ergo alkaloidleri. Zehirler (deniz hayvanları) : Midye, uskumrugillerden balık, kimi deniz ürünleri histamin boşalımına (deşarjına) neden olabilirler. Radyonükleotidler : Nükleer kaynaklı (kaza, test, savaş..). Sr90, I131, Cs137 gibi izotoplar. Biyoterör amaçlı : Yukarıda sayılan değişik etmenler kullanılabilir.. Campylobacter jejuni / Found: intestinal tracts of animals and birds, raw milk, untreated water, and sewage sludge. / Transmission: contaminated water, raw milk, and raw or under-cooked meat, poultry, or shellfish. / Symptoms: fever, headache, and muscle pain followed by diarrhea (sometimes bloody), abdominal pain and nausea that appear 2 to 5 days after eating; may last 7 to 10 days. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

81 TABLO III : Bakteriyel Besin Zehirlenmelerinin Kliniği.
Kuluçka Etken süresi (saat) Başlıca belirtiler Salmonella Karın ağrısı, kusma, ishal, ateş Stafilokoklar Tükürük artışı, bulantı, kusma, karın ağrısı, ileri derecede düşkünlük, hipotermi Cl. botulinum Ses değişmesi, çift görme (diplopi), kranial sinir felçleri, inatçı kabızlık (konstipasyon) Cl. welchii Karın ağrısı, ishal. Genellikle ateş, kusma, (Cl. perfringens) bulantı yok. Bulgular kimi kez çok silik saat içinde kendiliğinden yiter. Str. faecalis Kolik biçiminde karın ağrısı, bulantı, (enterococci) kusma, ishal Dikkat : Kural olarak tüm besin zehirlenmelerinde i s h a l bulunur. Clostridium perfringens / Found: soil, dust, sewage, and intestinal tracts of animals and humans. Grows only in little or no oxygen. / Transmission: called “the cafeteria germ” because many outbreaks result from food left for long periods in steam tables or at room temperature. Bacteria destroyed by cooking, but some toxin-producing spores may survive. / Symptoms: diarrhea and gas pains may appear 8 to 24 hours after eating; usually last about 1 day, but less severe symptoms may persist for 1 to 2 weeks. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

82 Etken Geçiş Yolu Olan Besin
TABLO IV : Kimi Besin Zehirlenmelerinin Ayırıcı Tanısı. K l i n i k Bulantı Kusma Ateş Başka Ku-luçka süresi Geçiş Yolu Olan Besin Etken + - Birden başlayan kramp biçiminde ağrı 2-4 saat Genellikle kıyılmış et ve krema Stafilokokus aureus Karın ağrısı saat Et ve kümes hayvanları Klostridyum perfringens Baş ağrısı, kanlı ishal saat Deniz ürünleri Vibriyo para-hemolitikus Kramp biçiminde ağrı İyi pişmemiş pirinç Basillus cereus Karın ağrısı, baş ağrısı, septisemi saat Bulaşlı-kontamine besin (yumurta, süt, et gibi..) Salmonella Sinir sistemi bulguları İyi konserve edi- memiş yiyecekler, anaerop ortam Klostridyum botulinum Escherichia coli O157:H7 / Found: intestinal tracts of some mammals, raw milk, unchlorinated water; one of several strains of E. coli that can cause human illness. / Transmission: contaminated water, raw milk, raw or rare ground beef, unpasteurized apple juice or cider, uncooked fruits and vegetables; person-to-person. / Symptoms: diarrhea or bloody diarrhea, abdominal cramps, nausea, and malaise; can begin 2 to 5 days after food is eaten, lasting about 8 days. Some, especially the very young, have developed Hemolytic Uremic Syndrome (HUS) that causes acute kidney failure. A similar illness, thrombotic thrombocytopenic purpura (TTP), may occur in older adults. Kaynak : Özcebe, Hilal. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi, Cilt 3, Sayı 8, sh , Ağustos 1994 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

83 İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN TEMEL İLKE
Gıda maddeleri, olabildiğince doğal ve katkı içermeyen yapıda olmalıdır.. Mevsiminde tüketilmelidir.. Salmonella (over 1600 types) Found: intestinal tract and feces of animals; Salmonella enteritidis in raw eggs. Transmission: raw or undercooked eggs, poultry, and meat; raw milk and dairy products; seafood. Symptoms: stomach pain, diarrhea, nausea, chills, fever, and headache usually appear 6 to 48 hours after eating; may last 1 to 2 days. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

84 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Acaba böyle mi kalsaydı? Dünyamızdaki en büyük “kitlesel imha silahı” atmosferimizdeki karbon miktarıdır. Nükleer santrallardan çıkan, etkisi azaltılmış uranyum artıklarıyla tank zırhları ve bombalar yapılıyor. Bu artıkların suya ve gıdaya karışması, havadaki toz parçacıkları sayesinde oluyor. Bu nedenle, Afganistan, Balkanlar ve Irak, tam anlamıyla zehirlenmiş bölgeler olarak sayılabilir. Yaman TÖRÜNER, Dünya hakkında, , MİLLİYET Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

85 Besinlerden Sağlığımıza Gelebilecek Zararlardan Nasıl Korunalım ??
Isı ile Korunma : Sporsuz bakteriler için olanaklıdır. Cl. botulinum (toksini) 80  C’de 30 dakika canlı kalmaktadır. Cl “ sporları 120  C’de “ “ “ M. tuberculosis  C’de “ “ “ Streptokoklar  C’de “ “ “ Difteri basili  C’de “ “ “ Bu bilgilerden kalkılarak pastörizasyon teknikleri geliştirilmiştir. Sütler pastörize edilerek tereyağı, peynir gibi ürünler üretilirse, başta brusellozis olmak üzere pek çok besin toksi-enfeksiyonundan korunmak olanaklı olabilir. Yumurta da toz durumuna getirilip pastörize edilebilmektedir. Streptococcus A / Found: noses, throats, pus, sputum, blood, and stools of humans. / Transmission: people-to-food from poor hygiene, ill food handlers, or improper food handling; outbreaks from raw milk, ice cream, eggs, lobster, salads, custard, and pudding allowed to stand at room temperature for several hours between preparation and eating. / Symptoms: sore throat, painful swallowing, tonsillitis, high fever, headache, nausea, vomiting, malaise; occurs 1 to 3 days after eating, lasting a few days to about a week. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

86 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Besin zincirinde yer alan herkes; çiftçi, üretici, yetiştirici, gıda endüstrisinde yer alanlar ve tüketiciler; gıdaların güvenilir ve tüketime uygunluğundan sorumludur. Yumurta çiğ ya da rafadan yenilmemelidir. Gerektiğinde pastörize ürünleri kullanılabilir. Rafadan ya da çiğ yumurta hijyenik değildir. İyice pişirilerek haşlanmalıdır. Sıvı ya da toz pastörize biçimleri de vardır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

87 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
5. Nanoteknolojik Yöntemlerle Korunma : Biyoterörizm tehdidi nedeniyle son yıllarda gıda güvenliği hükümetlerin ve gıda endüstrisinin öncelikleri arasına girdi. ABD bu konuda gümrük yönetmeliklerini sıkılaştırırken, AB ükelerinde gıda denetimleri giderek artırılıyor. Radyo frekans tanımlama teknolojisi (RFID), gıda güvenliği denetimlerinde otomatik izleme olanağı sağlarken, nanoteknoloji sayesinde tarım sektörü yeni izleme olanaklarına kavuştu. Besin güvenliği, besin zinciri boyunca denetim sistemleri ve programlarının ulusal ve uluslararası düzeyde özenle ve süreklilikle uygulanmasını zorunlu kılar. FAO ve DSÖ, besin kökenli halk sağlığı risklerinin ortaya konması, yönetimi ve giderilmesi için risk temelli programlar geliştirmektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

88 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
5. Nanoteknolojik Yöntemlerle Korunma : Sözgelimi nano ölçekli monitörler, ısı değişikliğini izleyip kaydederken, öbür nano aygıtlar zararlı böcekleri saptayıp, gıda maddelerinin içinde genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) bulunup bulunmadığını anında söyleyebiliyor. Bu arada hayvancılık sektörü de deli dana hastalığı gibi tehditlere karşı etlerin güvenilirliğini sağlamak zorunda. Michigan Üniversitesi’nde geliştirilen invasif olmayan biyoanalitik nano-alaçlar, sığırın tükürük bezlerine yerleştirilerek, virüs çoğalmaya fırsat bulamadan saptanıyor. Uluslararası düzlemde Mikrobiyolojik Risk Değerlendirmesi Uzmanlar Kurulu (JEMRA), Gıda Hijyeni Kodeks Kurulu (CCFH).. gibi yapılanmalar, DSÖ ve FAO’nun çabasıyla etkin rol üstlenmektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

89 GDO içeren besin ürünleri...
İnek hastalanmış mı, arıza mı yapmış ?? İneğin altındaki kişi bir teknisyen mi, bir veteriner hekim mi?? Diyelim stetoskop isteyecekken, neden civata / somun sökmek için anahtar istiyor ?? Güzelim elmalara ne yapılıyor?? Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

90 FRANKEŞTAYN YİYECEKLERİ-1
Her ne denli henüz bizde gündeme gelmemiş olsa da, son yıllarda giderek artan ölçüde, özellikle ABD ve İngiltere'de belirginleşmek üzere, Batılı kapitalist ülkelerde kamuoyunun gündeminde oldukça önemli bir sorun yer alıyor. Sorun, insan sağlığını hem günümüzde hem de gelecekte ciddi biçimde etkileyecek olan, genetik yapıları değiştirilmiş yiyecekler sorunu. Hükümetler ve çokuluslu tekellerin alabildiğince engelleme çabalarına karşın konu, birkaç yıldan bu yana gündemden inmiyor. (Dr. Kenan Ateş, ) Hep anımsayalım : FAO (Dünya Gıda ve Tarım Örgütü) ve DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından temel bir insan hakkı olarak benimsenen nitelikli, güvenilir gıda ve tüketicinin korunması süreçleri, birçok ülkede sosyal ve ekonomik açıdan gündemdedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

91 FRANKEŞTAYN YİYECEKLERİ-2
Konu öylesine güncelliğini koruyor ki, geçtiğimiz haftalarda Seattle’da yapılan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) doruk (zirve) toplantısını protesto gösteri ve toplantılarında bile değişik biçimlerde gündeme getirildi; üstelik yalnızca gündeme getirilmekle kalınmadı, gündemin oldukça önemli bir yanını da oluşturdu. (Dr. Kenan Ateş, ) Ulusal ve uluslararası pazarda besin maddeleri ticaretinin artması nitelikli ve güvenilir gıda üretiminde, tarımsal ve hayvansal üretimdeki gelişmeleri olumlu yönde etkilemiştir. İnsanların gıdaların içeriğini etiketinden açıkça ve dürüstçe öğrenebilme hakkı vardır.. DTÖ sözde serbest ticaaret adına bu temel insanlık hakkını engellememelidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

92 FRANKEŞTAYN YİYECEKLERİ-3
Bugün batılı kapitalist ülkelerde -özellikle de ABD ve İngiltere'de- yiyecek satılan süpermarket zincirlerinin neredeyse tümünde yan yana 2 ayrı yiyecek bölümü var: Birinde yoldan yetiştirilmiş 'organik' yiyecekler, doğal öbüründe ise bir şey belirtilmeden, GM (Genetically Modified / Genetik yoldan değiştirilmiş) yiyecekler satılıyor. GDO’lu yiyecekler kapsamında domatesten salatalığa, dondurma ve çikolatadan ete, ekmekten süt ve yumurtaya kadar neredeyse her türlü yiyecek yer alıyor. Ve de iki ayrı da fiyat.. (Dr. Kenan Ateş, ) Bu bağlamda gıda denetimi ulusal mevzuatla düzenlenmiş, güvenilir gıda üretiminin sağlanması yanında, tüketiciye dek uzanan halkalarda denetim hizmetlerinin yürütülmesiyle Halk Sağlığı açısından önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

93 FRANKEŞTAYN YİYECEKLERİ-4
Örn. organik domatesin etiketinde oldukça yüksek rakam gözlenirken, etiketinde nasıl yetiştirildiği belirtilmeyen domatesin (genetik kodu değiştirilerek yetiştirilmiş, insanda ne tür etki yapacağı test edilmemiş, gen mühendisliği ürünü domates) üzerinde ise, öbürüne oranla daha ucuz bir fiyat var. 2 fiyat ve 2 ayrı tür .. Doğal ama pahalı olanla ne idüğü belirsiz ama öbüründen ucuz. (Dr. Kenan Ateş, ) Gıda güvenliği sürecinde en önemli risklerden biri mikrobiyal bulaş tır (kontaminasyon). Gerçekte, besinlerde bulunabilen kimi mikroorganizmalar yararlı da olabilirler. Bilindiği gibi eski zamanlardan beri peynir, yoğurt, ekmek, fermante et ürünleri gibi çeşitli gıda maddeleri üretiminde çeşitli mikroorganizmalar kullanılagelmiştir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

94 FRANKEŞTAYN YİYECEKLERİ-5
Ekolojik denge, insan sağlığı ve geleceği bakımından çok ciddi tehlikeler taşıyan ucuz olana akın başlıyor. Bilim çevrelerinin sürekli karşı çıkmalarına karşın hükümet ve çokuluslu tekel sözcüleri bu yiyeceklerin sağlık açısından tehlike taşımadığını duyuruyorlar ?? İşin aslını irdeleme zorunluluğu doğuyor. (Dr. Kenan Ateş, ) Son yıllarda kimi probiotik gıdaların güncelleşmesiyle birlikte, yine gıdada bulunabilen kimi mikrocanlıların ve dolayısıyla bu tür gıdaların çekiciliği artmıştır. Probiotikler, sindirim ve solunum işlevlerinin iyileşmesi yanı sıra, immünolojik etkileri ile önem kazanmış, özellikle çocuklarda enfeksiyonların engellenmesinde önemli bir etken olduğu belirtilmiştir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

95 GEN MÜHENDİSLİĞİ YİYECEKLERİ : POTANSİYEL ALLERJENLER
Önemli sayıda insanın, yiyeceklerden çimene dek değişebilen değişik allerjenlere karşı allerjisi vardır. Örn. her 4 Amerika’lıdan 1’inin, 1 ya da daha çok yiyeceğe karşı allerjisi bulunmaktadır. Allerji yapan yiyecekler yumurtadan fındığa, çikolatadan süt ürünlerine dek çeşitlenebilirler. (Dr. Kenan Ateş, ) Besinlerde bulunabilen mikrocanlılara bağlı olarak pek çok besin kökenli hastalık oluşabilmekte ve bunların bir bölümü ölümcül olmaktadır. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) / Genleriyle oynanmış tohumların Türkiye’ye girmesi yasaktır. Ancak hayvan yemi olarak ülkemize ithal edildiği biliniyor. Tüketici Hakları Derneği, farklı ortamlardan aldığı 20 örneği İsviçre’deki laboratuvarlarda kontrol ettirdiğini, mısırdan soyaya pek çok ürünün genleriyle oynandığını tespit ettirdiklerini ileri sürüyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

96 GEN MÜHENDİSLİĞİ YİYECEKLERİ : POTANSİYEL ALLERJİ KAYNAĞI-1
Bütün yiyecekler, hücrenin temel yapı taşlarından olan protein içerirler. Belirli proteinlere allerjisi olanlar bu proteinleri içeren yiyecekleri yediklerinde hafif kaşıntıdan egzema'ya, astma'dan anafilaktik şok'a dek, hafif rahatsızlıklardan ciddi hastalıklarla, hatta ölüme varabilen allerjik tepkimelerle karşılaşabilirler. Bir canlı organizma türünün genomundan alınan 1 ya da birkaç gen başka bir canlı türünün genomuna eklenerek ona yeni özellikler kazandırılmaktadır. (Dr. Kenan Ateş, ) Besin kökenli hastalıklar yalnızca önemli bir halk sağlığı sorunu değil; aynı zamanda ticaret açısıdan bakıldığında uluslararası boyutuyla da önem taşıyan bir olgudur. Dolayısıyla, günümüzde gıda üretimi ve dağıtımıyla uğraşanlar açısından gıda zincirinde güvenlik ve hijyen büyük önem taşımaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

97 GEN MÜHENDİSLİĞİ YİYECEKLERİ : POTANSİYEL ALLERJİ KAYNAĞI-2
Bu gen nakli, yeni proteinlerin üretimi ile sonuçlanır. Üretilen yeni proteinler de allerjik tepkilere neden olabilirler. Bu durumda, daha önce o yiyeceğe karşı allerjisi olmayan kişiler, yeni yiyeceği yediklerinde ciddi allerjik tepkilerle karşılaşabilirler. Yeni yiyeceği üreten organizmaya eklenen genler, örn. Brezilya fındığı gibi, allerjik tepkilere neden olan proteinler üreten bir organizmadan alınmışsa, bu durum kaçınılmaz olur. (Dr. Kenan Ateş, ) Besin güvenliği kapsamında tüketicinin korunması önemlidir. Bu açıdan, ulusal mevzuatta halk sağlığı ve tüketicinin korunmasına yönelik düzenlemeler hızla tamamlanmalıdır. Bu mevzuat düzenlemeleri (Regülasyonlar) besin zincirinde yer alan üretici, taşıyıcı, satıcı ve öbür kesimleri içermelidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

98 GEN MÜHENDİSLİĞİ YİYECEKLERİ : ÖLÜMCÜL ALLERJİ KAYNAĞI !
Somut örnek : Pioneer Hi-Bred International adlı ABD'li biyoteknoloji şirketi, Brezilya fındığından aldığı genleri ekleyerek soya fasulyesinin yeni bir türünü üretti. Amaç, soya fasülyesine yeni özellikler kazandırmaktı. Nebraska Üniversitesi’ndeki araştırmacılar Brezilya fındığına allerjisi olan kişilerin kan serumu örnekleri üzerinde bu fasulyeden yapılma yiyeceklerle ilgili testler yaptılar. Test sonuçları, bu yiyecekleri yiyecek Brezilya fındığına allerjili kişilerde ölümle sonlanabilecek reaksiyonlar ortaya çıktığını gösterdi. (Dr. Kenan Ateş, ) Besin zincirinin son halkası olan tüketici açısından bakıldığında; burada özellikle bu kesimin gıda maddelerinin evde korunması, işlenmesi, hazırlanması gibi konularda bilgilendirilerek yönlendirilmesi önemlidir. Ancak karmaşık teknololjk müdahaleler karşısında kişilerin alabileceği önlem yok gibidir. Sorumlu, Devlettir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

99 GEN MÜHENDİSLİĞİ YİYECEKLERİ : ÖLÜMCÜL ALLERJİ KAYNAĞI !
İngiltere Leicester Üniversitesi’nde gösterildiği gibi; arıların, genetik kodu değiştirilmiş bitki polenlerinden toplayarak yaptıkları ballarda da allerjenler saptanmıştır. Genetik yapısı değiştirilmiş polenlerin bu balı yiyen kişilerde allerjik tepkilere yol açtığı ortaya konuldu. Örnekler çok. Özellikle ileri kapitalist ülkelerde son yıllarda allerjilerde hızlı bir artış gözlenmektedir. Örn. astma olgularında %30'a varan artış ortaya çıkmıştır; deri reaksiyonlarında ise 1970'lere göre olgu sayısı 2’ye katlanmıştır! (Dr. Kenan Ateş, ) “GDO'nun yaygınlaşması ve çoğalması uğruna politik tehdit, hükümet baskısı, yalan, rüşvet yöntemleri kullanılmış ve hatta cinayetler bile işlenmiştir.” F. William Engdahl. Ölümün Tohumları: Genetik Manipülasyonun Gizli Tarihçesi. (Bilim+Gönül Yayınları, İstanbul, 2009) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

100 GEN MÜHENDİSLİĞİ YİYECEKLERİ ile ANTİBİYOTİK YÜKLENİYORUZ
Kimi canlı organizmalar, bakteri saldırılarına karşı durabilmek için antibiyotik üretirler. Antibiyotik ilaçlar da zaten bu organizmalardan üretilmişlerdir. Biyoteknoloji tekelleri, yeni genler ekledikleri bitki türlerinin hastalanmasını önlemek ve ilaçlama giderlerinden kurtulmak için antibiyotik üreten organizmaların bu genlerini izole edip yeni bitkiye aktarmaktadırlar. Bununla da kalmamakta ve tavuk, domuz, sığır gibi hayvanlara antibiyotik eklenmiş kimi yiyecekler yedirmektedirler. (Dr. Kenan Ateş, ) “Sözde tarımsal verimlilik ve dünyanın yiyecek sorunlarını çözme adı altında işlenen bu suçlar, bu küçük zümrenin amaçları doğrultusunda önemsizdir. Yapılan bunca şeyin hedefinde yalnızca para ve kâr yoktur.” F. William Engdahl. Ölümün Tohumları: Genetik Manipülasyonun Gizli Tarihçesi. (Bilim+Gönül Yayınları, İstanbul, 2009) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

101 GEN MÜHENDİSLİĞİ YİYECEKLERİ ile ANTİBİYOTİK DİRENCİ GELİŞİYOR!
Örn. Calgene tekelinin ürettiği "Flavr Savr" adı verilen domatesin "Kanamycin" ve "Neomycin“; Ciba-Geigy/Novartis tekelinin ürettiği mısır bitkisinin ise "Ampicillin" içerdiği saptanmıştır. Bu domates, mısır, yumurta, tavuk, domuz ya da sığır etlerinden yiyen insanlar, farkında olmadan, azar miktarlarda alındığında hiçbir sağaltım (tedavi) değeri olmayan bu antibiyotiklerden almaktadırlar. Bitki böcekleri ya da haşerelerine karşı toksinler üreten genler eklenmiş yiyeceklerden yiyenler, bu toksinleri de almakta; çeşitli bakteriler bu antibiyotikleri tanıyarak direnç geliştirmektedir. (Dr. Kenan Ateş, ) Bunun yanı sıra, hastalıklarda sağaltım amaçlı veya yetiştiricilikte koruyucu ve geliştirici olarak kullanılan antibakteriyellerin ussal (rasyonel) olmayan kullanımı sonucu dirençli patojenler gelişmekte ve halk sağlığı yönünden ciddi tehlike doğurmaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

102 Tehlike çok daha büyük boyutlarda !
Tehlike yalnızca allerjik tepki artışı ve antibiyotiklerin etkisizleşmesi ile de sınırlı değildir. Bir canlı DNA'sının parçalarını, oluşturulacak yeni canlının genomuna taşımak için çoğunlukla, kimi bakteri ve virüs türleri kullanılır, ya da bu yolla yeni bakteriler üretilir. Bakteri ve virüsler kullanılarak gen parçaları yeni DNA'ya taşınırken, bu arada, o bakteri ya da virüs de o yeni türe aktarılır ve yeni canlının bağışıklık sistemi o bakteri ya da virüsü düşman olarak tanımaktan vazgeçip karşı bir tepkide bulunmaz. Bu yolla üretilmiş yiyeceklerden yiyenler doğrudan o bakteri ya da virüsleri ve onların yol açacağı hastalıkları da peşin peşin almış olurlar. (Dr. Kenan Ateş, ) “Sonunda bu güçlü aileler, kimlerin merkez bankalarının başlarında duracağına karar verirler. Para onların yaratmaları ya da yok etmeleri için emirlerindedir.” F. William Engdahl. Ölümün Tohumları: Genetik Manipülasyonun Gizli Tarihçesi. (Bilim+Gönül Yayınları, İstanbul, 2009) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

103 GDO’lu Gıdalar Etiketsiz !!
Bir örnek de buna verelim : 1989'da Showa Denko adlı bir şirket ABD'de "L-Tryptophan" adını verdiği genetik yapısı değiştirilmiş yeni bir yiyecek katkı maddesini piyasaya sürdü. Yeni ürünün yapımında gen mühendisliği ürünü bir bakteri kullanılmıştı. Ürünün piyasaya verilmesinden kısa bir süre sonra yakınmalar hızla arttı. Genetik yapısı değiştirilmiş yiyeceklerin üzerinde, böyle olduklarını bildiren bir etiket olmadığından o yiyeceklerden herkes yemişti. Kamuoyundan yükselen baskılar üzerine incelemeler başladı ve yeni ürünün 5 bin kişide ciddi hastalık oluşturduğu görüldü. (Dr. Kenan Ateş, ) JECFA 1500 gıda katkısı ile 40 kontaminant ve doğal toksik etkili madde, 90 veteriner ilaç kalıntısını incelemiştir. Pek çok ülke ulusal mevzuatında bu değerlendirmeleri göz önüne almaktadır. Bu ürünlerin insan sağlığına etkileri konusunda farklı görüşler ortaya atılıyor. Genin transferi aşamasında kullanılan bazı antibiyotiklerin ürünü tüketen insanlar ve hayvanlar için risk oluşturduğu, özellikle bağışıklık sistemleri üzerinde olumsuz etkileri olabileceği belirtiliyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

104 Tehlike büyük : Felçler, ciddi hastalıklar !
Bu katkı maddesi, "Eozinofilli Miyalji Sendromu (EMS)" adı verilen bir kas hastalığına yol açıyordu. Rapor açıklandığında yeni hastalıktan 37 kişinin ölmüş olduğu, kişinin de felç, süregen (kronik) nörolojik sorunlar, ağrılı yutma ve deri yakınmaları, kalp rahatsızlıkları, ışığa duyarlılık ve otoimmün bozuklukların da aralarında yer aldığı ciddi hastalıklara yakalandığı anlaşıldı. Şirket "L-Tryptophan" bakterisini hemen yok etti. Bu yüzden, hastalığa karşı sağaltım geliştirebilmek için bakteri üzerinde çalışma olanağı kalmadı. (Dr. Kenan Ateş, ) “Amaçları daha önceki despot ve diktatörlerin hayal ettikleri gibi mutlak dünya egemenliğidir. Kontrol edilmezlerse yıl içinde bu hedeflerine ulaşmaları işten bile değildir. Bu nedenle bu gerçeğin duyurulması ve herkes tarafından bilinmesi büyük önem arz etmektedir.” F. William Engdahl. Ölümün Tohumları: Genetik Manipülasyonun Gizli Tarihçesi. (Bilim+Gönül Yayınları, İstanbul, 2009) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

105 Tehlike büyük: Sorumlu vahşi kapitalizm-1
Örnekler, genetik yapısı değiştirilmiş yiyeceklerin insan sağlığına verdiği zararın yalnızca bir bölümü. Ancak tehlikenin boyutlarını göstermeye sanırız yeter. Görüldüğü gibi, çokuluslu emperyalist tekeller, daha çok kâr uğruna insanlığı bir yıkıma sürüklüyor. Ürettikleri ne idüğü belirsiz yeni yiyecekleri, insanda ne gibi olumsuz etkilere yol açacağını test etmeden, üstelik üzerlerine genetik yapısının değiştirilmiş olduğunu belirten bir etiket bile koymadan alelacele piyasaya sürüyorlar. Apar topar bir test yapılmış olsa bile kimi etkilerin uzun yıllar sonra ortaya çıkabilme gerçeği karşısında bu testlerin fazla bir değeri de kalmıyor. Açık ki, insan ve sağlığı, gözleri paradan başka bir şey görmeyen tekellerin hiç de umurunda değil.(Dr.Kenan Ateş, ) Dünyadaki askeri hareketler, ozon tabakasına zarar veren artıkların % 70’inin oluşmasına neden oluyor. Yalnızca Amerikan askeri gücü, dünyadaki en büyük 5 kimyasal şirketin fabrikalarının toplamından fazla kimyasal artık üretiyor. (Yaman TÖRÜNER, Dünya hakkında, , MİLLİYET) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

106 Tehlike büyük: Sorumlu vahşi kapitalizm-2
Batı’nın emperyalist kapitalist hükümetlerinin tutumu ise bundan farklı değil. Bu ülkelerde bu tekelleri ve yiyeceklerini denetleyecek bir kurum yok. Olan kimi göstermelik kurumlarda çalışan uzman ve "bilim adamları" ise ya doğrudan bu tekellerin adamları ya da bu tekellerle çok sıkı çıkar ilişkileri içindeler. (Dr.Kenan Ateş, ) Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Ziraatçılar Derneği'nin hazırladığı "Sofradaki SOS Raporu"na göre, kanser olgularının artışında büyük payı olan 'pestisitler' adı verilen tarım ilaçlarının Türkiye'de aşırı, zamansız ve uygunsuz kullanıldığını.. ( Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

107 Tehlike büyük: Sorumlu vahşi kapitalizm-3
Böyle olunca, İngiltere'de bu kurumların BSE-Deli Dana Hastalığını, Belçika'da tüberkülozlu sığır etini ve Fransa'da yabancı madde karışmış Coca Cola'yı saklamak için niçin bu denli çaba harcadıkları ya da Türkiye'de radyasyonlu çayları TV ekranlarından niçin içtikleri daha iyi anlaşılıyor. Görülen o ki; insanlar daha fazla paradan başka bir şey düşünmeyen emperyalist tekellerin insafına bırakılmışlar. (Dr.Kenan Ateş, ) Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Ziraatçılar Derneği'nin hazırladığı "Sofradaki SOS Raporu"na göre, kanser olgularının artışında büyük payı olan 'pestisitler' adı verilen tarım ilaçlarının Türkiye'de aşırı, zamansız ve uygunsuz kullanıldığını.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

108 GDO’lu Yiyeceklerin Üretimini Durdurun! (1)
GDO’lu Yiyecekler Ciddî Sağlık Riskleri Barındırıyor!. GDO’ların Tehlikeleri Nelerdir ??? Halen saptanmış riskleri şöyle sıralayabiliriz : Gıdalarda yeni toksinler (zehirli maddeler) ve alerjenler (alerjilere sebep olan etmenler) ortaya çıkabilir. •Doğal olmayan gıdalarda şimdiden öngörülemeyen tehditler insanlara geçebilir •Gıda üretiminde kimyasalların kullanımının artması, su ve toprak kaynaklarının kirletilmesini hızlandıracaktır. Dr. John B. FAGAN, Besin güvenliğinde biyolojik riskler yanında kimyasal tehlikeler de bulunmakta ve halk sağlığı açısından önem taşımaktadır. Besinlerin kimyasallarla kirlenmesi hava, su ve toprak = çevre kirliliği düzleminde oluşmaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

109 GDO’lu Yiyeceklerin Üretimini Durdurun! (2)
GDO’ların Tehlikeleri Nelerdir ??? • GDO’lara aşılanan ilaç direnci zararlı otlara geçebilir. Böylelikle, yaban otu öldürücü kimyasaldan etkilenmeyen zararlı bitkiler tarım alanlarını işgal edebilirler. • Türler arasında var olan hastalık bariyerlerinin (bir türü etkileyen hastalık genellikle öbür türler için tehdit değildir, ama genetik transfer ile bu sınırlar ortadan yok olabilir) kırılması. • Ekin ürünlerinde canlı çeşitliliğinin yitirilmesi (herkes aynı tip ekini ekince pek çok tür yok olacaktır) Dr. John B. FAGAN, Türkiye’de kanser olguları arttıkça, gıdaların insan sağlığına etkileri önemli kazanmaya başladı. Sofraları süsleyen sosların, çeşnilerin sayısı giderek artıyor; damak tadı zenginleşiyor. Ama obesiteden kansere, saç dökülmesinden uykusuzluğa dek.. sağlık sorunlarındaki patlama, sofradaki S.O.S.’e dikkat çekiyor. (Sofradaki SOS Raporu, Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Ziraatçılar Derneği yayını) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

110 GDO’lu Yiyeceklerin Üretimini Durdurun! (3)
GDO’ların Tehlikeleri Nelerdir ??? • Ekolojik dengenin zarar görmesi. • Canlılara yapay olarak eklemlenmiş özellikler ve bunların kaçınılmaz yan etkileri, hem o canlının gelecek kuşaklarına, hem de bu canlı ile beslenen veya ilişkili öbür canlılara da geçecektir. Bu tür sakıncalar bir kez ortaya çıktığında artık geri çevrilemeyecek ve değişimler sınırlanamayacaktır. Bu tür sonuçların negatif etkilerini tam olarak bu günden hesaplamak veya öngörmek olanaklı değildir Dr. John B. FAGAN, Domates, patlıcan, patates, kabak, üzüm, elma, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltik üretiminde hormon kullanılıyor. Tarım ilaçları (pestisitler) kanser yapıyor! Özellikle çocuklar risk altında. İlaç firmaları bilinçsiz ilaç kullanımını körüklüyor. Türkiye’de denetim “gözle” yapılıyor... Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

111 S. aureus meydan okuyor! (1)
İngiltere'de yapılan bir çalışma, Hastane İnfeksiyonlarına yol açarak her yıl trafik kazalarında ölenlerden daha çok insanı öldüren S. aerus’un, neredeyse bilinen bütün antibiyotiklere direnç geliştirdiğini gösterdi. Aynı biçimde, E. coli ve Salmonella typhimurium gibi bakterilerin de, bilinen antibiyotiklerin çoğuna önemli ölçüde direnç kazandığı görüldü. (Dr. Kenan Ateş, ) 1980’lerde CDC kaynaklı bir makalede, 1929’da Alexander Fleming, Penicilium notatum’dan Penisilin adlı ilk antibiyotiği üreterek pre-antibiyotik çağa son vermiş ve tıpta antibiyotik çağını başlatmıştı.. Böyle giderse, tüm antibiyotikler elden çıkabilecek ve yeniden antibiyotiksiz ama bu kez post-antibiyotik çağa girmemiz söz konusu olabilecektir! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

112 S. aureus meydan okuyor! (2)
Bugün giderek, düşünülmesi bile korkunç bir durum ortaya çıkmaktadır. Antibiyotikler her gün bakterilere karşı daha etkisiz duruma gelmektedir. Böyle giderse, insanlık ve insan sağlığı için büyük bir kazanım olan antibiyotikleri -artık bir değeri kalmamış olacağından- sağaltım şemalarından çıkarmak gerekecektir. Bu ise bir yıkım olacaktır. (Dr. Kenan Ateş, ) Tüm hekimlerin genel anlamda akılcı ilaç kullanımı, özelde ise akılcı antibiyotik kulanımını çok iyi öğrenip uygulaması, küresel ölçekte gerekli olduğu gibi; ülkemiz açsısından çok yüksek ilaç harcamaları dikkate alındığında ayrıca kritik önemdedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

113 Çözüm : Vahşi kapitalizmden kurtulmak..
Karl Marks'ın çok yerinde tanımlamasıyla "bütün gözeneklerinden kan ve pislik damlayarak gelen" vahşi kapitalizmin artık insanlığa yıkımdan başka verecek bir şeyi kalmamıştır. Bu yüzden insanlığın kurtuluşu ancak emperyalist kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür, başka da yolu yoktur. (Dr. Kenan Ateş, ) “Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı ulusça savaşımı gerekli gören bir mesleği izleyen insanlarız. Biz; yaşamını, bağımsızlığını kurtarmak için çalışan emekçileriz.” Gazi M. Kemal ATATÜRK O halde anti-emperyalist bir kurtuluş savaşı ile kurulmuş ülkemizde, 2 sonsuz (kadim) düşman olan emperyalizm (mahvedici) ve kapitalizm (yutucu) ile savaşım, herkesin MESLEK edinmesi ile her yerde ve zamanda sürdürülmelidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

114 ZOONOZLAR ARTIYOR-1 “Sonunda olan oldu. Yıllardır yaptığımız uyarılara karşın geliyorum diyen tehlike artık kapımızda. Hayvancılığa yalnızca parasal destek yapmanın yeterli olmadığını, aynı zamanda kurumsal yönden önemli düzenlemelerin yapılması gerektiğini kezlerce söyledik. Ülkemizde ‘deli dana’ vardı yoktu derken önce Tokat'ta 2001 yılında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi denen zoonoz hastalık patladı. Çok hafif geçirilen ve o yıl can yitiği yaşanmadan atlatılan hastalık, daha sonraki yıllarda hem çevre illere sıçradı hem de can yitiğine neden olmaya başladı.” (Bildirimi zorunlu!) "Tek dünya tek sağlık!“ (ANKA, 30 Nisan 2009) Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Türk Veteriner Hekimleri Birliği(TVHB), "tek dünya tek sağlık" kavramıyla zoonotik hastalıklara karşı uyardı. TTB Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ile TVHB Başkanı Dr. Mehmet Alkan, Tarım ve Köyişleri ile Sağlık Bakanlıkları arasında tek sağlık kavramına uygun etkin bir sistem oluşturulması gerektiğini belirtti. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi için : “Türkiye hayvanları neden kene kaynıyor? sorusu anahtar işlevli olabilir. Kamusal veteriner hizmetlerinin yeterli verilMEmesi, hayvan stokunun dağınıklığı, veteriner ilaçların pahalılığı ve hayvan bakıcılığının ekonomik olarak çekici olmayışıyla.. Hayvan hijyeni bozlulmakta ve kene parazitiyle yüklanmaktedirler.. Bu durumun, bir okulun öğrencilerinin bitlenmesi ya da bir kışlada askerlerin uyuza yakalanmasında farkı yoktur. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

115 ZOONOZLAR ARTIYOR-2 “... Hastalık Karadeniz illerinin neredeyse hepsine yayıldı ve en son Kastamonu'da görüldü. Az gelişmiş veya hiç gelişmemiş ülkelerde görülen bu hastalığın Ankara'ya varmasına az kaldı. Yetkililer kenelerden uzak durmamızı öğütlüyor. Sağ olsunlar biz kenelerden uzak durmasına dururuz da, keneler bizden uzak duracak mı onu bilmiyoruz...” Prof.Dr.A. FİLAZİ, Ankara Bölg. Veteriner Hekimler Oda Bşk. Cumhuriyet Tarım ve Hayvancılık eki, AB Veteriner Hekimler Platformu'ndan uyarılar : (ANKA, 25 Nisan 2009) AB Veteriner Hekimler Platformu'nun, Veteriner Hekimler Günü kutlamaları çerçevesinde yaptığı açıklamada, "Sağlıklı insanın sağlıklı gıdaya ulaşması sağlıklı hayvandan geçer. Bunun sigortası ise veteriner hekimlerdir." denildi. Dolayısıyla ülkemiz, hayvan stoku için de etkin bir veteriner SÜRVEYANS hizmeti yürütmelidir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile başeedebilmek için sorulacak akıllıca soru : “Türkiye hayvanarı neden kene kaynıyor?? “ olmalıdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

116 ASGARİ ÜCRET 2009 = YİNE SEFALET!
Milyonlarca çalışanı ve ailelerini yakından ilgilendiren asgari ücret, 16 + yaş için Ocak-Haziran döneminde net 527 TL. Temmuz-Aralık döneminde 548 TL oldu. Buna göre asgari ücrete ilk 6 aylık dönemde % 4.27, izleyen 6 ayda ise % 4.05 zam yapıldı. Asgari ücretin brüt tutarı ilk 6 ayda 666, 2009’un 2. yarısında brüt 693 TL oldu. Türkiye, net asgari ücretin, % 42’sini keserek OECD birincisi! Oysa şirketler vergisi % 20! Mart 2009; 4 kişilik aile için açlık sınırı 841 TL! 2009 için açıklanan asgari ücret, yılın ilk 6 ayı için aylık net 527 TL! Asgari ücret saptanmasında Hükümet kanadı adına TÜİK’in sunduğu 4 kişilik ailenin Aralık 2008 için 719,77 TL olan net (dolaysız vergi-prim ödemesi içermeyen) yoksulluk sınırı neden temel alınmıyor? Buna 2009 enflasyon farkını da ekleyip olması gereken rakamı bulabilirsiniz.

117 İçmek ya da içmemek?! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Ekvador’un faiz ödemesi, bütçesinin 1/3’ünü oluşturuyor. Nüfusunun 2/3’ü ciddi biçimde yoksul olan bu ülkede, sosyal harcamalar dışarıya aktarılan faiz tutarının yarısı denli. Dünyadaki tahıl üretiminin satın alımı ve dağıtımının %80’ini bir tek şirket kontrol ediyor. Cargill! Bu bilgilerden sonra dünyaya bakışınız biraz değişti mi? (Yaman TÖRÜNER, Dünya hakkında, , MİLLİYET) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

118 Bakteri Kaynakları ve Bulaşma Yolları
Giriş Yolu Sindirim Sistemi Kaynak Besin maddeleri Tüketici hataları ile oluşan hastalık ve gıda bozulmaları, besin zincirinin önceki aşamalarında yer alan sektörleri de etkilemekte ve kuşku altında bırakmaktadır. “Kuş gribi, Şarbon, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, Brusella, Kuduz.. gibi hastalıklar ancak Veteriner Halk Sağlığı hizmetleriyle çözümlenebilir. Ülke hayvancılığını yıllardır perişan eden şap hastalığı gibi hayvan hastalıklarıyla etkin bir savaşım yapılmadan hayvancılık yapılamaz, Halk Sağlığı ko-ru-na-maz!” (Prof.Dr. Ayhan Filazi, Ankara Üniv. Vet. Fak. Cumhurşyet Tarım ve Hayvancılık eki, ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

119 Besinlerle Bulaşan Hastalıklar
Besinlerin hazırlanmasında ve saklanmasında gerekli kurallara uyulduğunda, bu hastalıklardan korunulabilir. Gıda maddelerini gözle ya da sözle değil bilimsel yöntemlerle denetmeliyiz. Tüketici, “merdiven altı” üretilen gıdalara ilgi göstermemeli. İç piyasaya sürülen gıda maddeleri yeterince denetlenmiyor; Tarım ilaçları da veteriner ve beşeri ilaçları gibi reçeteye bağlanmalıdır. Bu kasap eldiven giymeli, yüz siperli baret takmalıdır. Umumi Hıfzıssıhha Yasası’nın maddelerine göre de 3 ayda bir yetkili hekimlerce dönemsel (periyodik) muayenesi yapılarak Esnaf Muayene Kartı’na işlenmelidir. Kasabın eldiveni yok.. Yüz siperi yok !?.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

120 Besinlerle Bulaşan Hastalıklar
PARAZİT Askariyazis, Teniyazis, Giardiyazis, Hidatidozis, Amipli Dizanteri VİRÜS Hepatit A, Hepatit E, Çocuk Yaz İshali Tüketicilerin; besinlerin bulaşı (kontaminasyonu) ve besin kaynaklı patojenlerin üremesinin engellenmesi için kullanım, koruma ve hazırlama koşulları açısından besin hijyeni konusunda yeterli ve doğru eğitimi gerekir. BAKTERİ Tifo, Basilli Dizanteri, Gıda Zehirlenmesi, Tüberküloz, Brusella Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

121 Besin Zehirlenmeleri Neden : Salmonella, Stafilokok, E. coli Bulaşma Yolu : Gıdaya bulaşan bakteriler Belirtiler : Ateş, İshal, Karın ağrısı, Üşüme, Bulantı, kusma. Sağaltım : Sıvı destek sağaltımı; ORS! Türk halkı, artık sofradaki gıdanın sağlıklı olup olmadığını sorguluyor. Halk arasında “eski toprak” olarak da adlandırılan yaşlı kuşağın sağlıklı ve uzun ömürlü oluşunun sırrı, doğal gıdalarda aranıyor ve sağlıklı beslenme bilinci her geçen gün gelişiyor. Salam’dan çıkan fare! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

122 Manyas Kuş Gribi Salgını / Ekim 2005
Dünya Bankası'nca (DB) yayınlanan “Ülke Ekonomik Memorandumu” raporunda Türkiye, gıda sektörünün 600 milyonluk Avrupa gıda pazarına arz fırsatı bulunmasına karşın AB ülkeleri (Azerbaycan dışında) ve komşusu Bağımsız Devletler Topluluğu içinde gıda güvenliğinde son sırada olduğu belirtildi. ( ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

123 Avian influenza epidemisi 09.01.06, http://www.msn.com.tr/news4/
“Türkiye’de Şap Hastalığının Kontrolü Projesi çerçevesinde ilimizde 1 Mart- 31 Mayıs 2008 arasında yaklaşık büyükbaş ve küçükbaş hayvan şap aşısıyla aşılanmış ve bu aşının rapeli sonbaharda yapılacaktır. Türkiye’de Kuduz Hastalığının Kontrolü Projesi kapsamında 10 Mart-31 Mayıs 2008 arasında adet kedi-köpek aşılanmıştır. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşine neden olan kenelerle mücadele etmek için ilk adımda büyükbaş ve küçükbaş hayvan, 2. adımda ise büyükbaş hayvan kenelere karşı ilaçlanmıştır..” (Devamı, izleyen yansının dipnotundadır...) (Prof. Dr. Ayhan Filazi, Ankara Üniv. Veteriner Fak. Cumhruriyet Gıda-Tarım eki, ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

124 Avian influenza epidemisi 10.01.06, http://www.msn.com.tr/news4/
Önceki yansının dipnotundan devam : “...Bu arada kuş gribi ile ilgili özel eğitim almış 2 veteriner hekim ile 2 tabip tarafından da ilimizin merkez ve ilçelerinde başta öğretmenler, imamlar, muhtarlar, sağlık ve teknik personel olmak üzere yaklaşık kişiye kuş gribi önlemleri ve korunma konularında eğitim verilmiştir. Bütün bunlar ilde bulunan veteriner hekim ve sağlık teknisyeni norm kadrosunun yalnızca 1/3’üyle yapılmıştır. Bunların da çok değil sanırım 5 yıl içinde yaklaşık yarısı ya emekli olur ya da başka bir ile tayini çıkar. Bu denli az insanla yalnızca ilkbahar döneminde küçük bir ilde böyle bir organizasyonun yapılması, personel, araç, gereç, aşı dağıtımı, sahada tek tek köylerin ve ahırların dolaşılması, hayvanların aşılanması, küpelenmesi ve bunların kayda geçirilmesi, verilerin toplanarak Bakanlığa iletilmesi başlı başına bir sorundur. Ancak bu çalışmaların hayvancılığa ve hayvan sağlığına yararı olduğu da kesin. Yoğun çalışmalar sonunda bu yıl için ilde şap hastalığı sorunu kalmadı, ama yarın başka bir yerden kaçak sevkle hayvan gelirse bütün emekler boşa gidecektir.” (Prof. Dr. Ayhan Filazi, Ankara Üniv. Veteriner Fak. Cumhruriyet Gıda-Tarım eki, ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

125 Avian influenza epidemisi, 18 Ocak 2006, http://www.msn.com.tr/news4/
Türkiye, doğu-batı boyutu kuş uçuşu 1500 km olan bir ülkedir. Dolayısıyla güney-kuzey-güney göçmen kuşlar, çok sayıda sulak alanda konaklar. Bu sırada Veteriner Halk Sağlığı Uzmanları göçmen kuşları incelemeli; hayvan haklarına saygılı biçimde tuzakladıkları hayvanlardan dışkı, idrar, salya, doku vb. örnekler alarak laboratuvarlarda kapsamlı çözümlemelidirler. Mikrobiyolojik (Bakteriyel, viral, riketsiyal, paraziter, mikotik) ve kimyasal (toksik maddeler açısından kütle spektrofotometresi MS’de tarama) ve fiziksel (radyasyon gibi!) açıdan değerlendirilmelidir. Diyelim H5N1 virüsü üretildi ise, kümes hayvanlarını korumak için, bu enfekte sürüler ülkeden ayrılana dek kümes hayvanları açık alana çıkarılmalaıdır. Bulaşlı göçmen kuşların virüs taşıyan dışkıları, açık havada kısa süre sonra zararsızlaşacaktır. Böylece gereksiz kanatlı itlafı yapılmayacak, sonuçlarla uğraşmak (reaktif tavır) yerine neden odaklı (öngelen, proaktif) davranılacaktır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

126 TAVUĞUNU VERMEYEN VATANDAŞA CEZA!
Iğdır'ın Aralık İlçesi bağlı Gödekli Köyü'nde itlafı için tavuklarını vermek istemeyen 2 kişiye, Kabahatler Yasası’nın 32. maddesi gereğince 100'er YTL para cezası verildi. Tavuklarında kuş gribi bulunmadığını iddia eden vatandaşlar, ”Tavuklarımızı kümesten çıkarmıyoruz. Ancak yine de yetkililer tavuklarımızı almak istediler. Vermek istemediğimiz için bize tutanak tuttular.” diye konuştular. Böylece, etkin SÜRVEYANS (iz sürme, izleme) hizmeti verilmiş olacaktır. Zoonoz ortaya çıkmadan engellenebilecek ya da yayılmadan erken tanı konabilecektir. Bilimsel sağlık yönetimi, Epidemiyoloji temelli olmak zorundadır. Türkiye, Batı’da olduğu gibi, Veteriner Fakültelerinde hızla Halk Sağlığı Anabilim Dalları açmalıdır. Kuş gribiyle baş etmede sorulacak ve gereği yapılacak kritik soru : “Türkiye sulak alanlarda göçmen kuşlara sürveyans uyguluyor mu?” olmalıdır.. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi için ise : “Türkiye hayvanları neden kene kaynıyor? sorusu anahtar işlevli olabilir. (İlgili yansılara bkz.) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

127 Yanlış politikaların geciken ağır bedeli..
Kuş sürülerini izlemeyen, Manisa’da aşı üretim laboratuvarını “kâr getirmiyor” (?!) diye kapayan Gıda ve Tarım Bakanlığı’nın yaşamsal, bağışlanmaz savsaklaması, kamusal sorumluluğu ne olacak?? “Türkiye'de sağlıkta güvenli olmayan gıdayla bağlantılı ortaya çıkan tehlikeler, yüksek ekonomik maliyete yol açmaktadır. Bu maliyet ulusal ve uluslararası gıda piyasalarında gıda ürünlerinin sınırlı rekabetine bağlı gelirin azalmasından, hastalık ve ölümlerden, sağlık harcamalarının artmasından gelmektedir. Gıda güvenliğindeki bu olumsuz durumun temelde, gıda zincirindeki hijyen uygulamaları kadar, evlerdeki koşullara da bağlı olduğu kesindir. Gıda güvenliğinin önemi konusunda farkındalık oluşturulması, eğitim ve gıda zincirinde bozulmaya karşı önlemler, gıda güvenliğinin artırılmasında en önemli ögelerdir.” ( ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

128 TABLO VI : DSÖ’nün, Besin Hazırlanmasında
Uyulmasını Önerdiği 10 Altın Kural. Kaynakta güvenli besin üretim tekniğinin seçilmesi Besinin doğru biçimde pişirilmesi Besinin hemen tüketilmesi Besinin dikkatli bir biçimde depolanması Besinin doğru olarak ısıtılması Pişmiş besinin ayrı tüketilmesi El temizliğine dikkat edilmesi Mutfağın ve tüm gereçlerinin temiz tutulması İnsektisit, kemirici ve öbür hayvanlardan korunma Temiz su kullanılması… Tüketicinin evde gıda güvenliği için uyulması gereken hijyen kuralları hakkında bilinçlenmesi dışında; nitelikli ve güvenilir gıda üretimi için besin zinciri üzerinde oluşturacağı baskı, öbür önemli işlevidir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

129 Besin Zehirlenmesi Sürveyansı
Besin zehirlenmesi sürveyansında hastalık denetimi amaçlanmaktadır : Bulaşlı (kontamine) besin maddesinin satış yerlerinde tanımlanması ve piyasadan çekilmesi; Satış ve üretim yerlerinde güvenli ve temiz besin maddesi üretilmesini ve satılmasını sağlamak; Olguların ve taşıyıcıların (portörlerin) tanımlanması ve sağaltımı; (Umumi Hıfzıssıhha Yasası md ) Hastalık etkeni, tipleri ve besinler hakkında bilgi sağlanması. İzlenebilirliğin (Sürveyansın) sağlandığı ve sağlıklı kayıtların tutulduğu ülkelerde bildirilen besin kökenli hastalıklar incelendiğinde, epidemiolojik ve istatistiksel veriler doğrultusunda mikrocanlılardan kaynaklanan hastalık insidensinde artış gözlenmektedir! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

130 Bildirimi zorunlu A Kümesi Bulaşıcı Hastalıklar
AIDS Akut Kanlı İshal* Boğmaca Bruselloz* Difteri Gonore HIV Enfeksiyonu Kabakulak Kızamık Kızamıkçık Kolera* Kuduz ve Kuduz Riskli Temas Meningokokkal Hastalık Neonatal Tetanoz Poliyomyelit* Sıtma Sifiliz Şarbon* Şark Çıbanı [kutanöz leishmaniazis] Tetanoz Tifo* Tüberküloz* A, C.. Viral Hepatitler* [akut] * Besinlerle bulaşanlar... Besin kökenli hastalık olgularında özellikle Salmonella, Campylobacter ve enterohemorajik Escherichia coli gibi patojenler; cryptosporidium, cryptospora ve trematodlar gibi parazitler hastalık etkeni olarak sıklıkla görülmektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

131 Bildirimi zorunlu C Kümesi Bulaşıcı Hastalıklar
Akut Hemorajik Ateş Sendromu : Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Creutzfeldt Jakob Hastalığı [nvCJD]. Ekinokokkoz Haemophilus İnfluenza Tip b [Hib] Menenjiti İnfluenza [grip] Kala-azar Tularemi [visseral Trahom Leishmaniasis] Doğumsal kızamıkçık Lejyoner Hastalığı Lepra Leptospiroz Şistozomiyazis [üriner] Toksoplazmozis SUBAKUT SKLEROZAN PANENSEFALİT (SSPE) * Altı çizili olanlar besinlerle bulaşıyor.. ATO’nun ve Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD)’nin hazırladığı “Sofradaki SOS Raporu”na göre; hormon, tarım ilacı, antibiyotik, katkı maddesi ve kimyasal gübreler ölçülü kullanılmaz ve denetimi iyi yapılmazsa insan sağlığını tehdit ediyor, hastalıklara, sakatlıklara, erken ölümlere davetiye çıkarıyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

132 Bildirimi zorunlu D Kümesi Bulaşıcı Hastalıklar
Campylobacter jejuni / coli Chlamydia trachomatis [CYBE etkeni olarak ] Cryptosporidium sp. Entamoeba histolytica [amipli dizanteri etkeni olarak] Enterohemorajik E. coli [ehec] Giardia intestinalis Listeria monocytogenes Salmonella Sp. [non-typhoidal salmonelloz etkeni] Shigella sp. * Altı çizili olanlar besinlerle bulaşıyor.. Türkiye’de 27 bin gıda sanayi işletmesinin 10 bini denetlenemiyor! Çünkü bunlardan yalnızca 17 bini Tarım Bakanlığı’nın gıda siciline kayıtlı. Yaklaşık 400 bin gıda satış ve toplu tüketim yeri olduğu dikkate alındığında, insan sağlığının ne denli bir tehdit altında olduğu ortada. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

133 BULAŞICI HASTALIKLARDA BİLDİRİM ve KARANTİNA
Besin zehirlenmelerinin bildirimi Umumi Hıfzıssıhha Yasası’nın 57. maddesi gereğince tüm sağlık personeli için zorunludur (Form 014 doldurularak). Bu durumlarda alınacak önlemler için anılan Yasa’nın maddesi de özenle anımsanmalıdır. Bulaşıcı hastalıklara ilişkin önlemlere aykırı davranma TCY MADDE (1) Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına ilişkin yetkili makamlarca alınan önlemlere uymayan kişi, aydan 1 yıla dek hapis cezası ile cezalandırılır. 2001 yılında Antalya’dan Fransa’ya satılan biberde kanserojen etkili “methamidophos saptandı. Aynı yıl Almanya’ya ihraç edilen Çarliston biberde de aynı madde yüksek oranda bulundu ve biberler imha edildi. Biber üreticisinin o yıl, yalnızca tütün ve pamuk üretiminde kullanımına izin verilen bir tarım ilacını, “Trips” adı verilen bir böcekle mücadele etmek için kullandığı anlaşıldı. İlaç kalıntısı nedeniyle yurtdışına ihraç edilemeyen yaş sebze ve meyvenin imha edilmeyip iç piyasaya sürüldüğü iddiaları endişeleri artırdı. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

134 Yeni Türk Ceza Yasa’sında Durum-1
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar Zehirli madde katma MADDE (1) İçilecek sulara veya yenilecek veya içilecek veya kullanılacak veya tüketilecek her çeşit besin veya şeylere zehir katarak veya başka yollarla bunları bozarak kişilerin yaşamını ve sağlığını tehlikeye düşüren kimseye 2 yıldan 15 yıla dek hapis cezası verilir. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen fiillerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak işlenmesi durumunda, 3 aydan 1 yıla dek hapis cezasına karar verilir. ODTÜ Gıda Bölümü, 9 kentte üretilen 28 domates örneğinden 22’sinde “kanamisin”e dirençli bakteri geni saptandığını açıkladı. Mısır örneklerinde ise hem antibiyotiğe karşı direnç geni, hem de mısıra ait olmayan birtakım DNA’lar bulundu. Bu sonuçlar “Türkiye’de kaçak ekim mi yapılıyor?” sorusunun sorulmasına yol açtı. Tüketici Dernekleri Federasyonu da “Mısır ve soya yağı, glikoz şurubu içeren gıdalar almayın” uyarısı yaptı. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

135 Yeni Türk Ceza Yasa’sında Durum-2
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların ticareti MADDE (1) Kişilerin yaşamını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeyleri veya ilâçları satan, sağlayan, bulunduran kimseye 1 yıldan 5 yıla dek hapis ve binbeşyüz güne dek adlî para cezası verilir. (2) Bu suçun, resmi izne dayalı olarak yürütülen bir meslek ve sanatın yürütümü kapsamında işlenmesi durumunda, verilecek ceza 1/3 oranında artırılır. 100’e yakın üretici ve tüketici örgütünü bünyesinde bulunduran “GDO’ya Hayır Platformu” Türkiye’ye 1996’dan bu yana denetimsiz GDO’lu ürünler girdiğini, tüketicilerin bu ürünleri bilmeden tükettiğini savlyor. İddia bununla da kalmıyor. Platform sözcüleri kaçak GDO’lu tohumların Türkiye’de ekim alanı bulduğunu da söylüyor. Üreticilerin “yeşil devrimin hediyesi”, çevrecilerin ise “Frankeştayn gıdalar” olarak tanımladığı Genetiği Değiştirilmiş Organizmalı ürünlerin anavatanı ABD. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

136 Yeni Türk Ceza Yasa’sında Durum-1
TCY Md. 85 : (1) Taksirle (kusurlu olarak, kasıt olmadan) bir insanın ölümüne neden olan kişi, 2 yıldan 6 yıla dek hapis ile cezalandırılır. (2) Fiil, 1’den çok insanın ölümüne ya da 1 veya 1’den çok kişinin ölümü ile birlikte 1 veya 2’den çok kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi 3 yıldan 15 yıla dek hapis ile cezalandırılır. Gıda işleme sanayisinin bölünmüşlük ve kayıtdışılık gibi sorunları bulunduğu belirtilen rapor özetle şöyle tamamlanıyor : “Ülkedeki tarım gıda kuruluşlarının kesin sayısı bilinmemektedir, çünkü istatistikler bir kaynaktan öbürüne büyük ölçüde değişmektedir. TÜİK yalnızca 27 bin 543′ü vergiye tabi 40 bin işletme kaydetmiş, bunun yanında TOBB, 50 kişiden fazla kişi çalıştıran kuruluş olduğunu açıklamıştır. Türk gıda tarım tesislerinin %90′ı KOBİ’lerdir.” ( ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

137 MENÜ ÖRNEĞİNİ 24 SAAT SAKLAYINIZ!
Toplu beslenme yapılan yerlerde, günlük menünün bir örneğinin, üzeri saydam örtü ile (stretch) kapatılarak 24 saat süreyle buzdolabında tutulması zorunludur.. Bu örnek gerektiğinde laboratuvar analizlerine (kimyasal, mikrobiyolojik ve toksikolojik..) yollanarak kesin kanıt aranır. Laboratuvara, etmeni bulma bakımından yol gösterilmelidir. Klinik tabloya göre olası etken hakkında kestirimlerde bulunulmalıdır. Yollanacak kültür örnekleri arasında mutfak yüzeyleri ve gereçlerden alınacak sürüntü örnekleri ile mutfak çalışanlarından alınacak organik materyal de bulunmalıdır. Bu arada, içme-kullanma suyunun sürekli olarak uygun aralıklarla (monitörizasyon!) denetimini yaptırma zorunluluğu akıldan çıkarılmamalıdır. Toksik metaller, polikarbonlu bileşikler ve dioksin veya yaygın kullanımı olan pestisitler, hayvansal ilaçlar ve öbür tarım ilaçlarının bulaşta (kontaminasyonda) büyük önem taşıdığı bilinmektedir. Yanı sıra, besin üretiminde ve hazırlanmasında kullanılan katkı maddeleri ve kontaminantlar da halk sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

138 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
G I D A D E N E T İ M İ Gıda sektöründe ürünlerin belli nitelik ölçütlerine göre üretilmesi ve bu niteliğin korunarak standartlaştırılması temel ilke olarak benimsenmelidir. Nitelik ögeleri yasal kurallar çerçevesinde piyasalarda izlenmelidir. Bu süreç gıda denetimidir. Türkiye’de gıda denetimi TSE standartlarını da içeren gıda mevzuatı çerçevesinde yürütülmektedir. Temel kaynak Gıda Kodeksidir. Denetimlerde yapılan nitelik denetimi (kalite kontrolü), son üründe yapıldığından; ortaya çıkan olumsuzlukların geriye dönüşü ve düzeltilmesi olası değildir. Ancak bu yolla gıdaların tüketimi engellenebilmektedir ve ekonomik yitikler ortaya çıkmaktadır. Dünyadaki tüm sebze ve meyvelerin %80'den çoğu tarım ilaçlarıyla (pesitisitlerle) kirlenmektedir. Sebze ve meyveler suyla yalnızca %5-20 oranında temizlenebilir. Sirke ve limon suyu gibi geleneksel yöntemlerle ise %20-25 oranında bir arındırma sağlanabilir. Tüketiciler sebze ve meyvelerini temizlemek için çamaşır suyu kullanımı, bulaşık makinesinde yıkama gibi ilginç yöntemlere de başvurmaktadır. Ziraat Mühendisleri Odası verilerine göre: esas tehlike hormon değil ilaç kalıntılarıdır (rezidü, rezidüel). Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

139 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
G I D A D E N E T İ M İ Piyasadaki gıda denetimlerinde böylesi yitiklere yol açılmaması için nitelik denetimi gıda endüstrisinin fiziksel olarak içine yerleştirilmeli ve üretim sürecinde yapılmalıdır. Bu süreç özdenetim’dir (oto-kontrol). Buna göre nitelik denetimi; 1. Üretim öncesinde 2. Üretim sonrasında, 3. Son üründe yürütülmelidir. Gıdalarda hormon kullanımı, halk arasında en çok tartışılan konuların başında geliyor. Kışın yaz sebzeleri yiyebilmemizin nedeni olan, salatalıkla başlayan hormon tartışması, giderek öbür sebze ve meyvelere doğru genişliyor. Hormonlu salatalıkların, taşınma sırasında, hatta buzdolabında bile birkaç santim büyüdükleri gözlemleri paylaşılıyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

140 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
G I D A D E N E T İ M İ Bunların kapsadığı “nokta analizleri” ise; Fiziksel, Kimyasal (Toksik), Mikrobiyolojik ve Nutrisyonel içeriklerin saptanmasıdır. Özdenetim, belirli nitelik değerlerinin disipline edilmesi ve sürekliliğini sağladığı için, piyasa denetimlerine gerek kalmayacak biçimde koşulların iyileştirilmesi ve ekonomik yitiklerin giderilmesini sağlar. Özdenetim’in temel koşulu, gıda sektöründe çağdaş teknolojilerin egemen duruma getirilmesi ve bu konudaki eğitimin yaygınlaştırılmasıdır. Bu aşamada tüketicilerin bilinçlendirilmesi, örgütlenmesi ve tüketici haklarının yasal düzlemlerde tanınması önemsenmelidir. Kamusal sorumluluk sürdürülmelidir.. Tıp çevrelerindeki yaygın görüşe göre, hormonlu bitki ve etler, sürekli tüketildiğinde vücuttaki hormon dengesini bozuyor. Bunun sonucunda birçok hastalık ortaya çıkabiliyor. Vücudun bağışıklık sisteminin bozulması, yağlanma, hücrelerin zayıflayarak kansere çağrı çıkarması gibi kanıtlanmamış ancak ciddi kuşkulara yol açan sonuçlar bulunuyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

141 Mehdi Eker, Tarım ve Köyişleri Bakanı-1
Dünyada 850 milyon insan yoksulluk, bir o denli insanın da varlık ve obezite nedeniyle sağlıksız beslendiğini kaydeden Bakan Eker, hijyenik gıdaya ulaşmanın önemli olduğunu vurguladı. Bakan Eker, bakanlığının AB’ne uyum sürecinde gıda mevzuatında sürekli değişiklikler yaparak Gıda Kodeksi ve Tebliğleri yenilediğini söyledi. FAO’nun 2009 verileriyle AÇ insan sayısı, ne acı ki 963 milyon oldu! Her 7 insandan 1’i aç! FAO ve DSÖ’nün Besin Katkıları Uzmanlar Kurulu (JECFA), 1956’dan bu yana gıda katkısı olarak kullanılabilen maddelerin güvenirliliğini denetlemektedir. Günümüzde bu katkılar dışında, besinlerdeki kontaminantlar, doğal olarak bulunan toksik maddelerle veteriner ilaç kalıntıları üzerinde de değerlendirmeler yapılmaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

142 Mehdi Eker, Tarım ve Köyişleri Bakanı-2
Gıda denetimlerine hız verdiklerini bildiren Bakan Eker, “2002’de 30 bin dolayında olan gıda denetimi sayısını 300 bine çıkardık. Gıda denetiminde çalışan eleman sayısı da 5400 oldu. Hepimizin üzerine düşen, gıda denetimi konusunda ilgililere yardımcı olmak, toplumda bu konuda bilinç oluşturmak ve tüm kurumları bu yapıya uygun duruma getirmektir.” Bakan, geçiş döneminde ciddi boşluğu itiraf ediyor! Özellikle ABD’de üretilen ve dünyaya ihraç edilen hormonlu gıdalar ile kanser olgularında artış arasında bağlantı olduğu kuşkusu, pek çok ülkenin hormonlu ürüne veda etmesine, tüketicilerin ise “kurtlu elma”ya dönmesine neden oldu. Özellikle AB ülkeleri hormonlu gıdalardan kaçıyor. İthal ürünlere denetim getiriyor. Örneğin Almanya, hormonlu gıdaları ülkesine sokmuyor. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

143 Mehdi Eker, Tarım ve Köyişleri Bakanı-2
“Çiftlikten çatala veya tarladan sofraya” gıda güvenliği.. temel hedef.. Türkiye'de yılda 11,5 milyon ton süt üretiliyor, bu miktarın ancak % 30'u hijyenik koşullarda üretiliyor. Geriye kalanın bir bölümü aile içinde tüketiliyor, bir bölümü de sokak aralarında satılıyor. Eğitimli insanlarımız bile sokak sütü alıyor. Gıda güvenliğinin sağlanmasında, “çiftlikten sofraya” ilkesi bağlamında su ve toprak yönetimi, bitki ve hayvansal üretim, gıda maddelerinin üretimi, depolanması, işlenmesi ve atık denetimi büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla İyi Üretim Uygulamaları (GMP), İyi Hijyen Uygulamaları (GHP), İyi Veteriner Uygulamaları (GVP) gibi çeşitli rutin uygulamalar yapılmaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

144 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Her saat 23 ton çok zehirli atık doğaya !? .... Holding'in bahçesinde yapılan aramalarda dün 8 varil daha bulundu. Türkiye'de en büyük tehlikeli atık imha tesisi İZAYDAŞ, kapasitesinin dolduğunu açıkladı. Bu durumda , günde 550 ton tehlikeli atığın nereye gittiği bir bilmece! Çerkezköy'de İlaç Fabrikası'nın bahçesine gömülü 80 varilin ortaya çıkması, Türkiye'nin yıllardır çözemediği 'tehlikeli atık' sorununu yine gündeme getirdi. Özellikle organik tarım, damlama sulama, topraksız tarım, suda tarım önem kazanacak görünüyor. Gübre sektörü de gelişecek. Gıda sektöründe ISO 500‘e 3 firma girdi. Beyaz et sektörü 2007‘e 6 firma ile ISO 500‘de yer alarak iyi bir yıl geçirdi. Ancak, özellikle tehlikeli atık sorunu ivediliğini koruyor.. Türkiye'de yılda yaklaşık 300 bin ton çok tehlikeli atık üretiliyor. Ülkenin tek endüstriyel atık bertaraf tesisi olan İZAYDAŞ'ın 35 bin tonluk kapasitesi doldu. (Radikal, ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

145 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
TS HACCP : Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi. (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) HACCP konusundaki temel çalışmalar, 1959’da NASA’nın uzay programları için sağladığı gıdalardaki uygulamalarla başlamıştır. NASA bu çalışma ile uzaya astronotlarla birlikte yolladığı gıdaların % 100 güvenliğini sağlamayı amaçlamıştır. Gıda endüstrisinde HACCP uygulamaları 1993’te AB ülkelerinin yasalarına girmiş ve 1996’dan başlayarak zorunlu kılınmıştır. Türk gıda sanayisinde HACCP uygulamalarına, 1997’de yürürlük alan Türk Kıda Kodeksi ile zorunluk getirilmiştir. Son yıllarda güncel olan Tehlike Analizleri ve Kritik Kontrol Noktaları Sistemi (HACCP), gıda sanayisinde uluslararası standard programlarda ve ulusal mevzuatta yer bulmuştur. Ülkemizde, ulusal düzeyde Türk Gıda Kodeksi Komisyonu ve bağlı alt komisyonlar eliyle gıda güvenliği risklerinin tanımlanması, değerlendirilmesi ve yönetimi amaçlı mevzuat çalışmaları sürmektedir Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

146 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
TS HACCP : Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi. (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları) HACCP ilk kez, 1971’de uzaya gidecek astronotların gıdalarında mikrobiyolojik güvenliği sağlamak amacı ile Pillsburry firması ile NASA’nın işbirliği yapması ile uygulandı. Ardından 1988’de ICMSF (International Commission on Microbiological Specifications for Foods ) tarafından, 1992’de NACMCF (National Advisory Committee on Microbiological Criteria for Foods) tarafından, 1993’te de Codex Alimentarius Commission tarafından kabul edildi. Türkiye'de 2007’den bu yana %40 oranında üretim düşüklüğü yaşan gıda sektöründe en büyük düşüş “su”da yaşandı. Beslenme uzmanlarının, açıkladığı ortak görüş, insanların 1 yıl içinde ağırlıklarının 10 katı su içtikleri, 5 katı kadar da gıda maddesi tükettiği şeklinde. Bir ülkede yaşayanların su-gıda tüketim gereksinimi ile o ülkenin üretim hesaplamaları da bu ortalama verilerden yola çıkılarak yapıldığına göre, ülkemiz insanının beslenmesiyle ilgili ekonomik verileri iyi analiz etmek gerek. ( ) Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

147 HACCP Sistemi (Hazardous Action Critical Control Points)
HACCP sistemi, gıda zincirini hammadde üreticisinden tüketime dek kapsayan, her türlü olası tehlikenin önceden değerlendirilerek gerekli önlemlerinin alınmasıyla risklerin en aza indirildiği pro-aktif (öngelen) bir “risk yönetim” sistemidir. Başarılı bir HACCP uygulaması, üst yönetimden başlayarak her aşamada çalışan tüm personelin bu sistemi benimsemesi ve disiplinli bir ‘takım’ (ekip) çalışmasıyla sorumluluklarını sürekli olarak yerine getirmesini gerektirir. Dünya nüfusu ile gıda kaynakları arasındaki makas her geçen yıl artıyor. Bu da gıda arzı güvenliğini tehlikeye sokuyor. Küresel ısınma, su kıtlığı, tarıma dayalı alanların azalması gibi ögler Türkiye’nin bu alanda yıldızını parlatabilir. Sektöre verilmekte olan teşvikler ve yapılan yasal düzenlemelerin de katkısıyla ölçeklerin büyümesi, bilinçli tarım pratiklerine yer verilmesi umulur.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

148 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
HACCP Sistemi HACCP; İşlevleri birbirine bağımlı olan, birbirini etkileyen ve birbirinden etkilenen, Kendine özgü kurulu düzenekleri bulunan, İzlenebilen, denetlenen Örgütlü (Organize) ağyapılardan oluşmaktadır. Gıda üreten işletmelerde daha kuruluş aşamasında yerleştirilmiş olması gereken GHP (İyi Hijyen Uygulamaları), SSOP (Standart Sanitasyon Operasyon Prosedürleri) ve GMP (İyi Üretim Uygulamaları) gibi öngereksinim programları ise, HACCP sitemi için, hem etkilendiği, hem etkilediği, sürekli etkileşime (interaksiyona) girdiği, altyapı niteliğinde vazgeçilemez önkoşullardır. Gıda güvenliği ve hijyeni kapsamında göz önüne alınacak sorun alanları (tematik alanlar) geniş bir açıyla irdelenmelidir. BM-FAO’nun Dünya gıda üretim olanaklarıyla içilebilir tatlı su kaynaklarını dikkate alarak hazırladığı raporlara göre; Türkiye olanaklarının (Tahıl üretimi rekoltesi %50 arttırılıp 50 milyon tona çıkarılması koşuluyla) 116 milyon 500 bin, şu andaki varolan gıda maddeleri üretimiyle ise ne yazık ki, ancak 77,6 milyon nüfusu besleyebilecek kapasitede! Aynı Raporda, beslenebilecek dünya nüfusu da 7,1 milyar! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

149 Mikroorganizmalar Üzerine Etkili Olacak Klor Miktarları (mg/L = ppm)
Klor çok etkili, ucuz bir dezenfektandır. Kullanımı yaygındır. Özellikle % 5 NaOCl (sodyum hipoklorit) çamaşır suyu (Javel suyu) olarak bilinir. 1/10 sulandırılarak (% 0,5 veya binde 5) mutfaklarda yüzey temizliği, araç-gereç temizliğinde, WC-banyo, lavabo dezenfeksiyonunda güvenilirlikle kullanılabilir. Kolera, shigella, tifo vb. gıda kökenli hastalıklarda çiğ yenen sebze ve meyveler % 0,5 yoğunluklu klorlu suda 20 dk. bekletilip temiz suyla durulanarak tüketilebilir. Klorun etkili olmadığı yerler de iyi bilinmelidir. (ppm : Milyonda kısım, parts per million) Gıda İşletmelerinde HACCP Uygulamaları ve Denetimi, Sağlık Bakanlığı, TSH Gn. Mdl. 2003 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

150 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Temel Yönetmelikler.. Gıda Işınlama Yönetmeliği (20-50 kGy) (İçme suyu, atık su dezenfeksiyonu; 1-10 kGy) Gıda ve Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemeleri Üreten İşyerlerinin Çalışma İzni ve Gıda Sicili ve Üretim İzni İşlemleri ile Sorumlu Yönetici İstihdamı Hakkında Yönetmelik Gıda ve Gıda ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü ve Denetimi ile İşyeri Sorumluluklarına İlişkin Yönetmelik Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine İlişkin Yönetmelik Gıda mevzuatımız (mevzuat : yazılı hukuk kuralları) oldukça varsıldır ve AB ile büyük ölçüde uyumludur. Önemli metinleri temel düzeyde bilmek, görevlerimizi yapabilmemiz için büyük önem taşımaktadır. Bir başka önemli boyut da, çağdaş da olsa, gıda mevzuatının yaşama geçirilebilmesidir. Bu başarı, tüm toplumsal kesilerin sorun hakında eğitilmeleri ve sorunu sahiplenmeleri ile yakalanabilir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

151 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Toplu beslenme sağlanan bir yerde kuşkulu bir menüden sonra, olası zehirlenme kaynağını bulmak için biyoistatistik tekniklerden de yararlanılır. Aşağıda bir örnek sunulmaktadır. Gözlere gerekli veriler yerleştirildikten sonra, Mantel-Haenszel X2 tekniği ile çözümlemesi yapılarak “biyoistatistik olarak” kuşkulu yemek ya da yemekler belirlenir. Bunlar, Epidemiyolojik verilerle yorumlanır ve laboratuvar analizleri ile de kesin yargıya ulaşılır. Mantel-Haenszel X2 Y e m e y e n l e r T o p l a m Menü Ögeleri Y i y e n l e r Zehirlenen Zehirlenmeyen Sayı % Çorba 50 250 30 70 400 100.0 Etli yemek 100 20 Pilav 60 140 150 Meyve 25 275 Toplu beslenme yapılan yerlerde menü örneğinden bir örnek 24 saat buzdolabında saklanır. Bu örnek yetkili laboratuvara yollanır. Mikrobiyolojik-toksikolojik-radyoaktif kirlenme kaynakları belirlenen dek, ilgili laboratuvar ve Tarım-Sağlık Bakanlığı, Savcılık, Kolluk güçleri ile istatistik test sonucu paylaşılarak, diyelim Mantel-Haenszel X2 testinde “kuşkulu” çıkan etin alındığı yere gidilerek ivedi önlemler alınabilir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

152 UZEM : Ulusal Zehir Merkezi
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı'na bağlı Zehir Araştırmaları Müdürlüğü bünyesinde 1986 yılında kurulan Ulusal Zehir Merkezi (UZEM), 1988 yılından bu yana 24 saat kesintisiz hizmet veriyor. Merkezin olan uzun numarası kısaltılarak, 1 Ocak 2006 tarihinden başlayarak ücretli 114 numaraya geçiş yapıldı. Merkezin adresini ziyaret etmeli ve bu Merkez’den nasıl yararlanılabileceğini görmelisiniz. Arşivinden yararlanmalısınız. Gıda zehirlenmeleri ile ilgili istatistiksel verilerimiz ne boyutlarda?? Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

153 UZEM : Ulusal Zehir Merkezi
Adres : Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Cemal Gürsel Cad. No: 18 Sıhhiye, Ankara Telefon : 114 ve Belgegeçer :   e-posta : Web : Zehirlenmeler ile ilgili broşürler (PDF) var. İzmir Zehir Danışma Merk UZEM erişim bilgileri acil servislerde ve gerekli yerlerde el altında-göz önünde bulundurulmalıdır. Zehirlenmeye yol açan kimyasal maddenin prospektüsüne erişildi ise, mutlaka okunmalı ve antidot bilgisi, sağaltım yaklaşımında yararlanılmalıdır. UZEM’e danışırken bu tür prospektüsler elde olmalıdır. Türkiye’de organik fosforlu böcekkıran (insektisit) zehirlenmesi sıktır ve öldürücülüğü (fatalitesi) yüksektir. Bu konuyu iyi öğrenmelisiniz. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

154 özlemle (!?!) koşullanan genç kuşaklar.. Kuran kurslarının
21. yüzyılda, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün laik, çağdaşlaşma savaşımı veren Türkiye’sinde, 1400 yıl öncesinin “Asr-ı Saadet” ine özlemle (!?!) koşullanan genç kuşaklar.. Kuran kurslarının işlevi bu mu? Dürüstçe mi, İslama uygun mu? Halkın vergisiyle Ulusa düşmanlık?? Gıda hijyeni nerede?? Hangi din, hangi tanrı, hangi ilahi akıl yukarıdaki gibi bir buyruk verebilir? ELLERİYLE yemek yemekteler! Ortak kaplar kullanmaktalar ve yerde oturmaktalar.. Kız ve erkekler de ayrı ayrı.. Doğada olanın tam tersine! Bu kabul edilemez durumun tek bir açıklaması vardır : Dine sokulan hurafeler. Eğitilmiş insanlar, namuslu din adamları hızla bunları ayıklamalı. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

155 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Kendi Frankeştayn’ımızı kendimiz yarattık. Trakya’da yüzeyel yeraltı sularını kullanıp, boşalan lakünalara tekstil sanayisinin arıtılmamş atıklarının doldurulması nasıl açıklanabilir? Din-iman-Allah korkusu da yetmemektedir. Gıda hijyeni bakımından Kamu eliyle, halk adına etkin denetim ve yaptırımın kaçınılmaz olduğu anlaşılmaktadır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

156 Aşık Veysel Şatıroğlu (1894 - 1973)
Çiçek hastalığı yüzünden 7 yaşında 2 gözünü de yitiriyor.. Doğa bizlere çok cömert ve verici davrandı. Çok kredi verdi. Ancak hoyratça tükettik çoğunu. Bitki ve hayvan türleri olarak binlercesini geri dönüşümsüz biçimde yitirdik. Hâlâ çok geç değil. Aşık Veysel’in doğa sevgi ve saygısı örnek! Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim kara topraktır Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

157 “Genes load the gun. Lifestyle pulls the trigger.”
Lifestyle Factors “Genes load the gun. Lifestyle pulls the trigger.” Bellli bir genetik kodlama yükü ile doğuyoruz. Ancak genotipteki her özellik fenotipe yansımayabilir. Yaşam biçimimizle pek çok patolojinin tetiğini çekmekteyiz. Örn. Fenilketonüride Türkiye Dünya birincisi! Neden? Her 5 evlilikten 1’inin akraba evliliği olmasının bedeli. Erken tanı koşulu ile yaşamın ilk 5-6 yılında özel ve çok pahalı bir diyet ile ancak mental gerilik önlenebiliyor.. Dr. Elliot Joslin Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

158 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO:Food & Agricultural Organisation) web sitesinde yer verdiği AÇLIK HARİTASI, KüreselleşTİRmecilerin (=Yeni Emperyalistlerin) insanların zihnine kurdukları retorik (sözel) tuzaklarla yalan düzeninin daha fazla sürdürülmesi olanaksız. KüreselleşTİRme açlık, işsizlik, yoksulluk, eşitsizlik, savaşlar.. getirdi. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

159 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Son yıllarda güncelleşen “tek tıp tek sağlık” kavramı dikkate alındığında, Veteriner Halk Sağlığı kapsamında çiftlikten sofraya gıda güvenliğinde mutlak bir rol üstlenen Veteriner Hekimler ile halk sağlığı konusunda hizmet veren başta İnsan Hekimleri olmak üzere öbür meslek üyelerinin eşgüdümlü çalışması kaçınılmazdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

160 FAO : Mali kriz, küresel açlığı ağırlaştırabilir!
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel mali krizin, varsıl ülkelerin yardım vaatlerinden vazgeçmeleri durumunda dünyadaki açlık durumunu ağırlaştırabileceği uyarısında bulundu. FAO Başkanı Jacques Diouf, Haziran ayındaki BM Gıda Zirvesi’nde, zengin ülkelerin milyarlarca $ vaadinin çok azının ulaştığını söyledi. Diouf, borçlanma ve banka kredileri ile resmi yardımların, doğrudan, yabancı yardımların, işçi dövizlerinin, derinleşen küresel kriz nedeniyle tehlikeye girebileceğine dikkati çekti. 925 milyon aç insanın açlıktan ölmemesi için günlük en temel gıda gereksinimi için DB verilerine göre 1 Dolardır. 1 yılda 352 Milyar $ tutmaktadır. Bu para, ABD’nin 2008 savunma (gerçekte saldırı!?) bütçesinin yaklaşık yarısıdır.. Tüm dünyadaki silahlanma harcamalarının (yaklaşık 1,5 trilyon $) neredeyse ¼’ü düzeyindedir. İnsanlık neden böylesine kör-sağır, vicdanı nasırlaşmış acaba? Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

161 FAO: Mali kriz, küresel açlığı ağırlaştırabilir!
Gıda fiyatlarındaki artıştan önce, açlık rakamlarının 2007 yılı sonuna dek 850 milyondan yaklaşık 925 milyona yükseldiğini kestiriyor! 2009 başında 963 milyon oldu! DB’nın Ekim 2008 ortasında açıkladığı bir raporda, Afrika, Asya ve Ortadoğu’daki 28 ülkenin sıkıntıya düşebilecekleri, yüksek gıda ve yakıt fiyatlarının 100 milyon kişiyi derin bir yoksulluğa itebileceği uyarıılmıştı.  FAO tarafından BM Genel Kurulu’na 2004’te sunulan ve 110 ülkenin destek verdiği plan, izleyen 10 yılda, 2015’e dek 852 milyon aç insan sayısını yarıya indirmeyi önermekteydi. Stratejik (Trajik?) müttefikimiz ABD bu tasarıyı veto etti (parasal katkıdan kaçındı!)! Fransa Başkanı J. Chirac, isyan eden bir konuşma yaptı ve “Böyle bir küreselleşmenin geleceği yoktur..” dedi. Başta ABD, Dünya 2007 ortasından bu yana giderek derinleşen bir finansal bunalım yaşanmakta ve reel sektöre de yakıcı biçimde yansımakta.. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

162 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Sanatçılar, yaşadıkları çağın tanıklığını yaparlar ürünleri üzerinden. Üyesi oldukları toplumlarının nabzını tutar ve ürünlerine yansıtırlar. Yukarıdaki gibi karikatürlerin çiziliyor olması, çok anlamlı işaretler olarak görülmelidir. Türkiye’de ve Dünya’da insanlığa utanç veren açlık rakamları başlardaki yansıaltı notlarda sunulmuştur.. Cumhuriyet, Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

163 Son sulak alan da kurudu ..
Cumhuriyet, Eskişehir Porsuk çayı da kurudu.. Yatağında hayvanlar otluyor. 2030’a dek ülkemizdeki tüm sulak alanların kuruyacağından ciddi biçimde endişe edilmektedir ’e doğru Türkiye’nin önemli ölçüde çölleşeceği, NASA’nın uzay fotoğraflarından öngörülebilmektedir. Dolayısıyla bırakalım gıda hijyenini, kuraklık ve AÇLIK gündemdedir! Son sulak alan da kurudu .. Son 90 yılda %85 küçülen Tuz Gölü’nün çevresindeki Küçük Göl’ün de kurumasıyla sulak alan kalmadı. Yapılan araştırmalara göre son 90 yılda Tuz Gölü’nün suyla kapladığı alan 32 bin hektara kadar geriledi. Havzanın son sulak alanı olarak kalan, geçen yıl flamingoların akın ettiği, beslendiği 200 hektarlık Küçük Göl de fazla dayanamadı. (Fotoğraf: AA)

164 Alibeyköy barajı = Suyun YOK hali! Cumhuriyet, 16.07.08
“World Water Forum: the world's largest water event” Mart 2009’da İstanbul’da toplandı. Küresel su kaynaklarının, özellikle sınır aşan suların “stratejik” önem kazandığı, paylaşımları için “su savaşları” nın bile gündeme geleceği anımsanmalıdır. AB “İlerleme Raporu” nda (?!) 3 Ekim 2005’te Türkiye’ye dayatılan metin dehşet vericidir! Başlardaki yansılarda bu içeriğe bir kez daha bakılmalıdır. Alibeyköy barajı = Suyun YOK hali! Cumhuriyet,

165 GÜVENLİ su; sağlığa zarar verebilecek tüm kirleticilerden arındırılmış sudur.
SAGLIKLI su; insan sağlığına zararlı olabilecek mikrocanlıları ve kimyasalları içermeyen ancak sağlık için gerekli mineralleri yeterli ve dengeli miktarda içeren renksiz, kokusuz ve berrak olan sudur. 16-22 Mart 2009 İstanbul; 5. Dünya Su Forumu’nda Küresel Değişimler ve Risk Yönetimi, İnsani Kalkınma ve Bin Yıl Kalkınma Hedefleri, İnsani ve Çevresel İhtiyaçlar Dikkate Alınarak Su kaynaklarının Korunması ve Yönetimi, İdare ve Yönetim, Finans ve Eğitim, Bilgi ve Kapasite Geliştirme temalarında toplam 23 konuda en az 100 oturum yapıldı.

166 Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD
Kaynaklar... (seçilmiş) MMWR (Morbidity and Mortality Weekly Report), Diagnosis and Management of Foodborne Illnesses. A Primer for Physicians and Other Health Care Professionals, April 16, 2004 / Vol. 53 / No. RR-4 ULUSAL GIDA ve BESLENME STRATEJİSİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU. DPT, 2001. Saltık, A. Toplumsal Beslenme Sorunlarımız. AÜTF Ders Notları, 2006 Saltık A. İşçi Beslenmesi. İşyeri Hekimliği Ders Notları içinde. syf , Türk Tabipleri Birliği Yayını, 1. Bs., Ankara, ve 2. Bs. syf , Ankara 1998. Food standards agency Çevre İçin Hekimler Derneği Environmental Protection Agency / USA Çevre ve Orman Bakanlığı Gıda İşletmelerinde HACCP Uygulamaları ve Denetimi. Prof.Artemis Karaali, İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü, Sağlık Bakanlığı, 2003 (pdf, 213 sayfa) CDC (Centers for Disease Control & Prevention) SAFER • HEALTHIER • PEOPLE Tarım ve Köyişleri Bakanlığı web sitesi. (Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü) 15. Çalınan Hasat (STOLEN HARVEST). Vandana Shiva, South End Press, Cambridge, USA, 2000 16. F. William Engdahl. Ölümün Tohumları: Genetik Manipülasyonun Gizli Tarihçesi 17. Sofradaki SOS Raporu. Ankara Ticaret Odası ve Türkiye Ziraatçılar Derneği yayını 18. Metinde gösterilen seçilmiş web siteleri ve kaynaklar.. 2 sayılı kaynak indirilerek arşivlenebilir. Öbür kaynakların da sitelerinin ziyaret edilmesi ısrarla önerilmektedir.. Bu kurumların etkinlik alanları, işleyişleri, olanaklarının sitelerinden öğrenilmesi bir ufuk derinliği sağlayacaktır. Ayrıca, Dr. Filiz SOYDAL’ın “Mor Gıda” adlı yapıtı da ısrarla önerilen kaynaklar içindedir. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

167 Lütfen, Sigara içmeyiniz..
Türkiye’de kadınların ¼’ü sigara içiyor ve kadınlarda da a k c i ğ e r k a n s e r i başta olmak üzere kanser hızla artıyor.. © GVS Sabrınız için teşekkür ederiz; ADALET, Ülkenin temelidir.. Lütfen, Sigara içmeyiniz.. Sigara, saymakla bitmez sağlık sakıncalarının yanı sıra, kimi besin ögelerinden yararlanımı da olumsuz etkilemektedir. İçicilerde C Vitamini açığı oluşmakta, günlük 50 mg dolayında ek alım önerilmektedir. Ayrıca, sigara içiminden kaynaklanan sağlık sorunlarının sağaltımında ulusal sosyal güvenlik fonları kullanılmaktadır. Bu fonlar herkesin ortak varlığıdır. Sigara içimi bir “hak”, “özgürlük” olarak görülüyorsa, olumsuz sonuçlarına da içiciler tek başlarına katlanabilirler mi? O halde, özellikle Hekimler bu konuda da topluma öncü ve örnek olmalıdır. Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

168 Dr. Ahmet SALTIK, www.ahmetsaltik.com
Teşekkür ederiz. Soru ve katkılarınızı bekliyoruz.. Dr. Ahmet SALTIK, Doğanın bizlere cömertlikle sunduğu eşsiz güzelliklere saygı göstermek etik-ahlaksal bir sorumluluk olmanın ötesinde; Ekolojik bir zorunluluktur da.. Çünkü O’un bir parçasıyız.. Aslolan Dünya’ya egemen olmak (hükmetmek!) değil, O’nun yasalarını (gizlerini değil!) öğrenmek ve birlikte barış içinde dayanışmacı / simbiyotik (sömürgen değil!) yaşam sürdürmektir : Peacefull co-existence! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD

169 Eğitim yönlendiriciniz;
Katılım, katkı ve sabrınız için içtenlikle teşekkür eder.. Sizleri sevgi ve saygı ile selamlar.. Dr. Ahmet SALTIK Bu dosyayı, web sitemizden indirebilirsiniz.. Sürekli güncellendiğinden, sınav öncesi son içerikten sorumlusunuz.. Hep anımsayalım : Peacefull co-existence! Co-existence pacifiqué! Barış İçinde Birlikte! Prof. Dr. A. Saltık, AÜTF Halk Sağlığı AbD


"Ne yazık ki hem yeterli-güvenli besin sağlanması hem de atıkların küresel ölçekte ekosistemi bozmayacak biçimde yönetimi ciddi ve başedilemeyen bir sorundur." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları