Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Edebi Türler Türleri Düz Yazı.

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "Edebi Türler Türleri Düz Yazı."— Sunum transkripti:

1 Edebi Türler Türleri Düz Yazı

2 Düz Yazı Türleri DENEME MAKALE FIKRA RÖPORTAJ SOHBET BİYOGRAFİ
TİYATRO a.Trajedi b.Komedi c.Dram d.Çağdaş Tiyatro e.G.Türk Tiyatrosu f.M.Türk Tiyatrosu ROMAN► ÖYKÜ ► DESTAN (NAZIM-NESİR KARIŞIK) ► DENEME MAKALE FIKRA RÖPORTAJ SOHBET BİYOGRAFİ OTOBİYOGRAFİ GÜNLÜK ELEŞTİRİ HATIRA(ANI) GEZİ (SEYAHAT) YAZISI

3 DENEME Herhangi bir konu üzerinde yazarın kesin sonuçlara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini anlattığı yazı türüne deneme denir. 16. yüzyılda yaşayan Fransız yazarı Montaigne (Monteyn)'den beri, bağımsız bir edebiyat türü olarak biçimlenmeye başlayan deneme, "yazara göre yazı" diye anlatılabilir. Bu çeşit yazılarda konu derinlemesine ele alınmaz. Edebiyatımızda, eskiler, denemeye "kalem tecrübesi adını vermişlerdir.

4 Denemede, konu özgürce seçilir
Denemede, konu özgürce seçilir. Ölüm, aşk düşünce, özgürlük ve doğa sevgisinden alışkanlıklarımıza değin her şey denemeye konu olabilir. Deneme, okuyucuyu etkileyen ve düşündüren bir yazı türüdür. Denemeci, kendisiyle konuşur gibi, bundan da öte, karşısında biri varmış da onunla dertleşiyormuş gibi yazar. Denemecinin inandırıcılığı, onun ele aldığı konuyu içtenlikle anlatmasından kaynaklanır.

5 Denemecinin öne sürülen her düşünce ya da savı doğrulama, kanıtlama gibi bir kaygısı yoktur. Denemenin makale ve eleştiriden ayrılan yönü budur. Denemede bilgilendirme ve öğretme başta gelen amaç değildir. Bu bakımdan denemeci bir bilim adamı ve felsefeci gibi davranmaz. Deneme yazarı da birtakım öğretilerden, bilgilerden, bilimsel verilerden yararlanır. Ancak işlediği konular, kişisel görüşlere açık konulardır. Yalnız bu bilgiler denemeye dönüşürken yaşamın bir öğesi hâline gelir. Bu da büyük ölçüde onun yaratıcı olmasına bağlıdır.

6 Deneme yazarı ele aldığı konuyu, geleneksel bakıştan farklı bir yaklaşımla işler. Kendi görüş ve düşüncelerini düşünürlerin, ünlü kişilerin özdeyişleriyle destekleyebilir. Denemeci, dilin anlatım inceliklerini tanımalı, anlattıklarını özenle işlemelidir. Usta işi denemeler kalıcılığını korur.

7 Deneme türünün eski örneklerini "deneme" terimi daha kullanılmadan önce Eski Yunan ve Lâtin edebiyatlarında görmekteyiz. Bunlar; Epiktetos‘dan Sohbetler, Eflatun‘dan Kimi Diyaloglar, Çiçero‘dan, kimi eserleridir. Deneme türü 18. yüzyılda önemli bir gelişme göstermiş, daha sonra özellikle romantizm akımından (19. yüzyıl) bu yana yaygınlaşarak, çağdaş edebiyatın en önemli türlerinden biri hâline gelmiştir. Fransız edebiyatında, Montaigne, Alain (Alen); İngiliz edebiyatında Bacon (Beykın), Charles Lamb (Çarls Lamp) önemli deneme yazarlarıdır. Deneme türüne Cumhuriyet döneminde yazarların önem verdikleri görülür.

8 Edebiyatımızda deneme türünde eser veren yazarlar şunlardır:
Adnan Adıvar: Dur Düşün Nurullah Ataç: Günlerin Getirdiği Ahmet Hamdi Tanpınar: Yaşadığım Gibi Sabahattin Eyuboğlu: Sanat Üzerine Denemeler Suut Kemal Yetkin: Düşün Payı Melih Cevdet Anday: Konuşarak Mehmet Kaplan: Nesillerin Ruhu Ceyhun Atuf Kansu: Köy Öğretmenine Mektuplar Mermi Uygur: Güneşle Salâh Birsel: Kurutulmuş Felsefe Bahçesi Vedat Günyol: Daldan Dala Oktay Akbal: Yaşamı Yeniden Kurmak

9 MAKALE Yazarın herhangi bir konu üzerindeki görüş ve düşüncelerini kesin sonuçlara vararak ve bunları belgelere dayandırarak anlattığı yazı türüne makale denir. Makale türüyle yazılan yazılar denemeye göre daha bilimsel gazete yazılarıdır. Makalede denemeye göre daha resmi bir dil kullanılır. Makale nesnel( objektif) bakış açısıyla kaleme alınır; deneme ise öznel (subjektif) bakış açısıyla kaleme alınır.

10 Makalenin belirleyici özellikleri nelerdir?
Düşünsel plânla yazılır. Yazar anlattıklarının doğruluğuna güvenmeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir. Her anlattığı, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir. İşlenen konu kendinden önceki söylenmişlerden, yazılmışlardan ayrı olmalıdır. Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden yararlanmalıdır.

11 FIKRA ( KÖŞE YAZISI) Yazarın günlük olaylar hakkındaki görüş ve düşüncelerini kaleme aldığı gazete yazılarıdır. Samimi bir dille yazılırlar. Yazar görüşlerini kanıtlamak zorunda değildir.

12 Fıkranın belirleyici özellikleri nelerdir?
Makale gibi düşünsel plânla yazılır. Fakat makaleden kısa yazılardır. Yazar anlattıklarını kanıtlamak zorunda değildir. Bilimselden çok kişisel görüşünü açıklar, okuyucusunu kendisi gibi düşündürme kaygısı yoktur. Günübirlik yazılardır, en beğenileni bile birkaç gün sonra unutulur. Yazar, yapmacıklıktan uzaktır. Anlatım yalın ve sade bir dille yapılır. Anlatım yazarın kendine özgü olmalıdır.

13 RÖPORTAJ Güncel bir olayla ilgili karşılıklı konuşmaya dayanan yazı türüdür. Sorular ve bu sorulara ilgili kişilerin cevaplarından oluşur.

14 Röportaj türünün belirleyici özellikleri nelerdir?
Röportaj da düşünsel plânla yazılır. İşlenen konu; toplumsal, sanatsal olay ya da olgu olmalıdır. Yazar anlattıklarının doğruluğunu; konuşma, bilgi toplama ve fotoğraflarla desteklemeli, anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir. Her anlattığı, önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir. Röportaj yazarı; açıklayıcı anlatım, öyküleyici anlatım, betimleyici anlatım ve tartışmalı anlatım gibi bütün anlatım yollarından yararlanır. Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme, karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden de yararlanmalıdır. Röportaj yazıları zamanla tarihsel belge olabilir. Fotoğraf ya da belge kullanılabilir.

15 SOHBET ( SÖYLEŞİ ) Yazarın bir konu hakkındaki görüş ve düşüncelerini sanki biriyle konuşuyormuş gibi samimi bir üslupla kaleme aldığı gazete yazılarıdır. Yazar bu yazı türünde kendine bazı sorular sorar ve bunlara yanıtlar verir.

16 Söyleşinin belirleyici özellikleri nelerdir?
Düşünsel plânla yazılır. Yazar anlattıklarının doğruluğuna, okuyucusu ile olan bağına güvenmeli, anlattıklarını günlük konuşma havasıyla, fakat mantık çerçevesinden ayrılmadan anlatabilmelidir. Kolay okunabilir bir üslup yakalayabilmelidir.

17 BİYOGRAFİ Biyografi, ünlü sanatçıların, ülkesine ve insanlığa yararı dokunmuş kişilerin yaşam öyküsünü anlatan eserdir. Bazen bir makale kadar kısa, bazen bir kitap olacak kadar uzun çalışmalardır. Biyografiler sayesinde o kişinin sanatı, düşünceleri, yaptığı işler hakkında bilgileniriz. Biyografiler aynı zamanda iyi bir belgeseldirler. Edebiyat alanında çalışacaklara ve yaşadığı dönemin özelliklerine kaynaklık eder.

18 Biyografinin belirleyici özellikleri nelerdir?
Düşünsel plânla yazılır. Biyografi, belgelere dayanılarak yazılır. Rivayetlere ve tartışmalara yol açacak bilgilere yer verilmez. Kaynak olarak, eğer yaşıyorsa, ünlü kişinin kendisine ulaşılır; eserleri, anıları incelenir; sağ değilse onun yakınlarına, onu tanıyanlara ulaşılır. Varsa daha önce yazılmış biyografi ve inceleme yazıları incelenir. Biyografi yazarı objektif olmak zorundadır. Kendi subjektif olamayacağı gibi, derlediği bilgilerden de subjektif olanları ayıklar.

19 OTOBİYOGRAFİ Bir düşünürün, bir sanatçının kendi yaşam öyküsünü anlattığı eserdir. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Otobiyografi yazmak çok güçtür, çünkü insanın kendinden söz ederken objektif olması zordur. Otobiyografiler sayesinde o kişinin sanatı, düşünceleri ve imza attığı başarılı işler hakkında bilgileniriz. Otobiyografileri okumak, kendi deneyimlerimize bir yaşam deneyimini, yaşayanın ağzından katmak demektir. Sanatçıların nasıl başarıya ulaştıklarını bize otobiyografiler sunar.

20 Otobiyografinin belirleyici özellikleri nelerdir?
Otobiyografi düşünsel plânla yazılır. Otobiyografi, belgelere dayanılarak yazılır. Rivayetlere ve tartışmalara yol açacak bilgilere yer verilmez. Derlenen bilgiler bilimsel araştırma yöntemiyle bir araya getirilmelidir. Otobiyografi yazarı objektif olmak zorundadır.

21 GÜNLÜK Kişinin kendi başından geçenlerini günü gününe anlatmasıdır. Anı türüne göre daha öznel ve samimidir.

22 Günlüğün belirleyici özellikleri nelerdir?
Günlükler iddia ve ispat yazıları değildir. Günlüklerde yaşanmakta olan anlatılır. Yayımlandığında, artık geçmişi anlattığı için bu yazılar da tarihe ışık tutar. Kimi olaylar tarihi olaylardır.

23 ELEŞTİRİ Bir yazara veya esere yönelik olumlu veya olumsuz düşünce ve görüşleri içeren yazılara denir. Eleştiri de temeli düşünce olan yazı türüdür. Konu sınırlaması yoktur. Sanat, edebiyat ya da düşünce yazılarının içeriği ile bu içeriğin işlenişini, değerli ve değersiz yönlerini ortaya koyan bir yazı türüdür. Yazarın yazıyı kendine göre, yazıyı ilgilendiren topluma göre, kendi alanındaki diğer çalışmalara göre değerlendirdiği yazılardır.

24 Eleştirinin belirleyici özellikleri nelerdir?
Düşünsel plânla yazılır. Konu, yazının sonuna dek değerlendirilmesi yapılan esere bağlı kalmalıdır. Eser ile ilgili, değerli ve değersiz diye gösterilen yargılar, eserden alınacak örneklere dayandırılmalıdır. Yazar, yargılarında belirli ölçülere bağlı kalmalı, eleştirileri nesnel olmalı,"beğendim, hoşuma gitti"... gibi öznel değerlendirmelerden kaçınmalıdır. Bunun yanında eleştiri yazısını okutacak olan elbette eleştiri yazarının kendine özgü konuyu ele alış biçimi, kendine özgü yorumlayışı ve anlatımındaki üslûbudur. Eleştirisi yapılan çalışma, bütün boyutlarıyla ele alınmalı, kendi türü içindeki bilimsel, sanatsal, toplumsal yere oturtulmalıdır. Alanındaki diğer çalışmalarla karşılaştırılarak bu türe kattıklarıyla, kendisinden beklendiği halde katamadıklarıyla ele alınmalıdır.

25 HATIRAT (ANI) Sanat, bilim ve meslek dallarında ün yapmış kişilerin kendi başlarından geçen ve devirlerinde olup biten olaylarla ilgili duygu, düşüncelerini, bilgi ve gözlemlerini anlattığı yazılara anı denir. Anılardan ünlü kişilerin gizli kalmış yönlerini, tarihin bilinmeyen noktalarını öğreniriz. Anılarını anlatan kişi, kendi hayatını hikaye etmekten çok yaşadığı dönemin olaylarına ışık tutacak bir yol izler.

26 Anı, geçmişle ilgili olduğu için günlükle karıştırıldığı olur
Anı, geçmişle ilgili olduğu için günlükle karıştırıldığı olur. Günlük, günü gününe tutulur. Anı ise sonradan kaleme alınabilir. Günlükte yazar kendisini anlattığı halde, anıda başkalarına yönelik bir tutum izler. Anı, otobiyografiden de şu yönüyle ayrılır: Otobiyografi, doğrudan yazarın kendi yaşamını ele alır. Anı ise yazarın kendi yaşamı ile birlikte dönemini ve çevresini de ele alır. Anı anlatılırken içten, akıcı ve anlaşılır bir dil kullanılmalı, gereksiz abartılardan kaçınılmalıdır.

27 Anı, Batı edebiyatında en yaygın türlerdendir
Anı, Batı edebiyatında en yaygın türlerdendir. Saint Simon (Hatıralar), Jean Jack Rousseau (İtiraflar), Chataubriand (Mezar Ötesinde Anılar) vb. pek çok sanat, siyaset ve fikir adamı anı türünde eser vermiştir.

28 Edebiyatımızdaki en eski anı örneği Babür Şah’ın Babürname’sidir.
Tanzimat’tan sonra anı türü, yaygınlaşmaya başlamıştır. Birçok sanat ve düşünce adamımız anılarını yazmıştır: Akif Paşa (Tabsıra),Namık Kemal (Magosa Hatıraları),Ziya Paşa (Defter-i Amal),Ahmet Rasim (Şehir Mektupları, Falaka, Eşkal-i Zaman),Halit Ziya (Kırk Yıl,Saray ve Ötesi),Hüseyin Cahit Yalçın (Edebi Hatıralar),Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Zoraki Diplomat, Vatan Yolunda), Falih Rıfkı Atay (Çankaya), Halide Edip Adıvar (Türk’ün Ateşle İmtihanı, Mor Salkımlı Ev, Hayat Parçaları), Abdülhak Şinasi Hisar (Boğaziçi Yalıları, Boğaziçi Mehtapları), Yusuf Ziya Ortaç (Portreler, Bizim Yokuş), Halit Fahri Ozansoy (Edebiyatçılar Geçiyor), Samiha Ayverdi (İbrahim Efendi Konağı,Boğaziçi’nde Tarih), Nurullah Ataç (Günce, Sanatçı Dostlarım), Selim İleri (Hatırlıyorum)...

29 GEZİ (SEYAHAT) YAZISI Yurt içinde ve dışında yapılan gezilerde görülenlerin anlatıldığı yazı türüne gezi yazısı denir. Bu tür yazılar; gezilip görülen yerlere ilişkin bilgi vermek, o yerlerin güzelliklerini ve görülmeye değer yanlarını göstermek amacı taşır. Bu türde bir yazı okuyan kişi, anlatılan yerler hakkında bilgi sahibi olur.

30 Dünya edebiyatında bu türde eser verenlerin başında Herodotos (Heredot), Marco Polo (Marko Polo), İbn-i Batuta gelir. Türk edebiyatında, 16. yüzyılda Babürşah’ın Doğu Türkçesiyle yazdığı Babürname’si ve Seydi Ali Reis’in Mir’atü’l-Memalik adlı eserleri gezi türünün ilk örnekleri kabul edilir. 17. yüzyılda yazılan Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si gezi türünün önemli eserlerinden biridir. 18. yüzyılda, Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet tarafından yazılan Sefaretname de gezi türünün örneklerindendir. Tanzimat’tan sonra, Avrupa’yı ve başka ülkeleri dolaşan yazarlar arasında gezi notlarını yazma merakı da artmıştır. Namık Kemal, Ali Suavi, Ziya Paşa gibi sanatçılar, yurt dışı gezilerini yazmışlardır.

31 Gezi türünde eser veren yazarlarımızdan bazıları şunlardır:
Ahmet Mithat Efendi: Avrupa’da Bir Cevelan Direktör Ali Bey: Seyahat Jurnalı Ahmet Ihsan Tokgöz: Avrupa’da Ne Gördüm Cenap Şahabettin: Hac Yolunda, Afak-ı İrak, Avrupa Mektupları Mehmet Akif Ersoy: Berlin Hatıraları Ahmet Haşim: Bize Göre, Frankfurt Seyahatnamesi Falih Rıfkı Atay: Denizaşırı, Zeytin Dağı, Taymis Kıyıları, Yolcu Defteri Selahattin Batu: Romancero, Isviçre Günleri Reşat Nuri Güntekin: Anadolu Notları Azra Erhat: Mavi Yolculuk Haldun Taner: Düşsem Yollara Yollara Oktay Akbal: Hiroşimalar Olnıasın Attila İlhan: Abbas Yolcu

32 TİYATRO (GÖRÜNÇ) TRAJEDİ VE KLASİK TRAJEDİNİN ÖZELLİKLERİ
KOMEDİ ve KOMEDİNİN ÖZELLİKLERİ DRAM ve DRAMIN ÖZELLİKLERİ GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU MODERN TÜRK TİYATROSU ÇAĞDAŞ TİYATRO

33 TRAJEDİ VE KLASİK TRAJEDİNİN ÖZELLİKLERİ
Yaşamın acıklı yönlerini, kendine özgü kurallarla sahnede yansıtmak; ahlâk, erdem örneği için yazılmış manzum tiyatro eserine trajedi denir. Trajedide üslup soyludur. Seçkin bir dil kullanılır. İzleyicide korku, heyecan, acındırma duyguları uyandırarak ders vermeyi amaçlar. Trajedilerde erdem ve ahlâka her şeyin üstünde yer verilir. Trajedi, konularını tarihten ve mitolojiden alır. Trajedilerde; çirkin sayılan vurma, yaralama, öldürme gibi olaylar, sahnede, seyircilerin önünde sergilenmez, bu olaylar sahne gerisinden duyurulur.

34 Trajediler, manzum olarak yazılır.
Trajedi beş perdeden oluşur. Kahramanlar olağanüstü varlıklar veya soylulardır: Tanrılar, tanrıçalar, yarı tanrılar vb. Trajedilerde üç birlik kuralı vardır. Bir eserin zaman, mekân (yer), olay birliği içinde verilmesine üç birlik kuralı denir Zaman Birliği: Eserin konusunu oluşturan olay, 24 saat içinde geçer. Yer Birliği: Olayın baştan sona kadar aynı yerde geçmesidir. Olay Birliği: Piyesin tek bir ana olay çevresinde gelişmesidir. Klâsik trajedinin önemli yazarları şunlardır: Aiskhylos (Eşil-M.Ö. 6. yüzyıl), Sophokles (Sofokles-M.Ö.5. yüzyıl), Euripides (Öripides-M.Ö. 5. yüzyıl), Ennius (Enyus-M.Ö. 3. yüzyıl), Corneille (Korneyl-M.S. 17. yüzyıl), Racine (Raşin-M.S. 17. yüzyıl).

35 KOMEDİ ve KOMEDİNİN ÖZELLİKLERİ
İzleyiciyi güldüren, eğlendiren ve eğlendirirken düşündüren tiyatro türüne komedi denir. Klasik komedinin özellikleri şunlardır: Komedide kişilerin ya da toplumun gülünç yanları ortaya konularak seyirciyi güldürme yoluyla düşündürme ve doğru yola yöneltme amacı güdülür. Konular günlük yaşamdan alınır. Kişiler çoğunlukla halk kesiminden kimselerdir. Acı veren olaylar (vurmak, yaralamak vb.) seyircinin gözü önünde gerçekleştirilebilir. Üslûpta soyluluk aranmaz; her türlü kaba sözlere ve şakalara yer verilir. Nazımla yazılır. (17. yüzyıl klâsik edebiyatında nesirle yazılmış komediler de vardır.)

36 Başlıca Komedi Çeşitleri:
Trajediler gibi komediler de birbiri arkasından sürüp giden "diyalog" ve "koro" bölümlerinden oluşur. Eser ara vermeden oynanır, perde arası yoktur. Komedide de üç birlik kuralına uyulmuştur. Sonraları bu kuraldan vazgeçilmiştir. Başlıca Komedi Çeşitleri: Karakter Komedisi: İnsan karakterinin gülünç ve aksak yanlarını konu alan komedidir. Moliere'in Cimri, Shakespeare’in Venedik Taciri adlı eserleri karakter komedisidir. Töre Komedisi: Toplumun gülünç ve aksak yanlarını konu alan komedidir. Moliere'in Gülünç Kibarlar, Gogol'un Müfettiş, Şinasi'nin Şair Evlenmesi adlı eserleri töre komedisidir. Entrika Komedisi: Olayların şaşırtıcı biçimde düzenlendiği, çoklukla güldürmekten başka bir amaç güdülmeden yazılan komedidir. Moliere'in Scapin'in Dolapları, Shakespeare'in Yanlışlıklar Komedisi adlı eserleri entrika komedisidir. Entrika komedilerine vodvil de denilmektedir. Klâsik komedinin önemli yazarları şunlardır: Aristophanes, Menandros, Terentius, Plautus, Moliere…

37 MOLİERE (Molyer) ( ) Fransız komedisinin kurucusudur. Güldürürken düşündüren bir komedi anlayışını benimsemiştir. Moliére, insanın doğası gereği olan kusurlarının ancak komedinin gücüyle düzeltilebileceğine inanır. Önemli Eserleri: Gülünç Kibarlar, Kocalar Okulu, Kibarlık Budalası, Hastalık Hastası, Zoraki Tabip, Tartüffe (Tartüf).

38 DRAM ve DRAMIN ÖZELLİKLERİ
Yaşamın acıklı ve gülünç yönlerini bir arada yansıtan tiyatro türüne dram denir. Komediler yalnız gülünç, trajediler de yalnız acıklı olayları canlandırmak için yazılmıştır.19. yüzyılda Fransa'da, yaşamın hem acıklı hem de gülünç yönlerini birlikte işleyen dram türü ortaya çıkmıştır. Dram türünün gelişimine 16. yy.da yaşayan İngiliz Shakespéare (Şekspir)'in önemli katkıları olmuştur. "Dramın özelliği gerçektir. Gerçek, yaratılışta, yaşamda olduğu gibi dramda da karşılıklı iki tipin; yüce ile gülüncün birleşmesinden doğar. Drama göre Doğada olan her şey sanatta da vardır."

39 Dramın özellikleri Üç birlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur. Hem acıklı hem de gülünç olaylar, yaşamda olduğu gibi bir arada bulunabilir. Olay, tarihin herhangi bir devrinden ya da günlük yaşamdan alınabilir. Kişiler halkın her kesiminden seçilebilir. Klâsik trajedi ve komedilerdeki Eski Yunan mitolojisine yönelik değerler yerine ulusal değerlere yönelme görülür. Acı veren olaylar (vurma, öldürme vb.) sahnede gösterilebilir. Perde sayısı yazarın isteğine bağlıdır. Hem şiirle hem düz yazıyla yazılabilir. Dram türünün önemli yazarları şunlardır: W. Shakespeare (16. yüzyıl), Goethe (Göte, 18.yüzyıl), Schiller (Şiller, 18.yüzyıl) Victor Hugo (19. yüzyıl).

40 WİLLAM SHAKESPEARE (1564-1616)
Shakespeare, dram türünün kurucusudur. İngiliz ve dünya edebiyatının en büyük sanatçılarından olan Shakespeare’in ayrıca öyküleri ve sone tarzında yazılmış şiirleri de bulunmaktadır. “To be or not to be (olmak ya da olmamak.)” Önemli Eserleri: Yanlışlıklar Komedisi, Kuru Gürültü. Beğendiğiniz Gibi, Hırçın Kız, Venedik Taciri, Fırtına, Romeo ve Juliette (Romeo ve Jülyet), Hamlet, Julius Caesar (Jul Sezar), Machbet (Makbet), Othello (Otello), Kral Lear (Kral Lir).

41 GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU
MEDDAH: Tek kişilik gösteriye ve bu gösteriyi yapan kişiye verilen addır. Meddah bir mendil, sandalye ve bastonla gösterisini sunar. ORTA OYUNU: İzleyici ile çevrili bir alanda doğaçlama olarak oynanan oyuna denir. Orta Oyununun önemli iki kişisi Kavuklu ve Pişekar’dır. Ayrıca Arap, Kürt, Laz, Çerkez gibi tipler de vardır. Bölümleri: Mukaddime (Giriş)Muhavere (Söyleşme), Fasıl(Oyun), Bitiş KARAGÖZ: Gölge oyunu ve Küşteri Meydanı adını da alır. 17. yüzyılda yaygınlık kazanmıştır. İki önemli kişisi vardır. Karagöz; okumamış ama arif halk kişisini; Hacivat ise yarı aydın kişileri temsil eder. Ayrıca oyunda Zenne, Tuzsuz Deli Bekir, Matiz,Çelebi,Rum,Acem,Laz,Bebe Ruhi… gibi tipler bulunur.

42 Türk tiyatrosunun önemli yazarları ve tiyatro eserleri:
MODERN TÜRK TİYATROSU Türk tiyatrosunun önemli yazarları ve tiyatro eserleri: Şinasi: Şair Evlenmesi (Batılı Anlamda İlk Tiyatro Eseri) Namık Kemal: Vatan Yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celaleddin Harzemşah, Karabela Ahmet Vefik Paşa: Zor Nikah, Zoraki Tabip, Azarya (Adaptasyon)… Recaizade Mahmut Ekrem: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik… Orhan Asena: Hürrem Sultan, Tohum Ve Toprak, Tanrılar Ve İnsanlar… Faruk Nafiz Çamlıbel: Canavar, Akın, Kahraman, Yayla Kartalı

43 Necip Fazıl Kısakürek: Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Sabır Taşı, Nam-ı Diğer Parmaksız Salih, Reis Bey… Reşat Nuri Güntekin: Balıkesir Muhasebecisi, Tanrı Dağı Ziyafeti, Hülleci, Yaprak Dökümü Recep Bilginer: Gazeteciden Dost, Sarı Naciye, Parkta Bir Sonbahar Günüydü… Turan Oflazoğlu: Deli İbrahim, Dördüncü Murat, Yine Bir Gülnihal, Cevat Fehmi Başkut: Harput’ta Bir Amerikalı, Büyük Şehir… Necati Cumalı: Boş Beşik, Susuz Yaz, Nalınlar, Mine…

44 Turgut Özakman: Pembe Evin Kaderi, Ah Şu Gençler, Ben Mimar Sinan (Şu Çılgın Türkler’in Yazarı)
Aziz Nesin: Toros Canavarı, Gol Kralı Sait Hopsait, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Sen Adamı Deli Edersin… M. Cevdet Anday: İçerdekiler, Mikado’nun Çöpleri, Dikkat Köpek Var,Müfettişler… Tarık Buğra: Akümülatörlü Radyo, Ayakta Durmak İstiyorum, İbiş’in Rüyası.

45 ÇAĞDAŞ TİYATRO Çağdaş tiyatroda, tiyatro gelenekleri ve kuralları değişmiştir. Tiyatro artık, yaşamı olduğu gibi değil, görünmeyen iç yüzüyle yansıtır. Sanat, doğayı olduğu gibi tarif etmez. İnsanın çok zengin bir iç dünyası vardır. Bu iç dünya toplum ve doğa mantığına uymayabilir. Bu nedenle sahnede saçma gibi görünen sözler söylenebilir, dengesiz hareketlerle karşılaşılabilir. Ana çizgileri, yukarıda belirtilen tabloya uymakla birlikte günümüz tiyatrosu, görünüş amaçları birbirinden farklı iki kola ayrılmış bulunmaktadır.

46 a)Absürd (Uyumsuz/Saçma)Tiyatro: Absürd tiyatro, bir bakıma geleneksel tiyatronun kurallarını ve düzenlerini hiçe saymıştır. Olaylar arasında bağ kurulması her zaman şart olmayıp oyun, birbirine ilgisiz görünen sesler, sözle eylemler halinde sürüp gitmelidir. Absürd tiyatronun önemli yazarları şunlardır: Eugene lonesco (Ojen lyenesko), Samuel Beckett (Samuel Beket), John Osborn (Con Ozborn). Türk tiyatrosunda Güngör Dilmen’in “Canlı Maymun Lokantası” adlı eseri bu türün bir örneğidir. b) Epik (Destansı) Tiyatro: Bu tiyatro türünün önderi, Alman yazar Berthold Brecht(Bertol Bireht)’tir. Epik tiyatro, oyunun izleyiciyi büyülemesine karşıdır; temsil sırasında, izleyicinin oyuna kendini kaptırmasını ve büyülenmesini önlemek ister. Bunun için sahne, dekordan ve olaylardan uzak tutulur. İzleyiciye de temsilde gördüklerinin gerçek değil, bir oyun olduğu hatırlatılır. Epik tiyatronun önemli yazarları şunlardır: Arthur Adamov (Artur Adamov), Max Frisch (Maks Firiş), Frederich Dürrenmatt (Frederik Düremant). Türk tiyatrosunda Haldun Taner, “Keşanlı Ali Destanı” adlı eseriyle epik tiyatro örneği vermiştir.

47 HALDUN TANER (1915—1986) Haldun Taner’in eserlerinde gözlemin, mizahın ve yerginin önemli yeri vardır. Büyük şehrin düzensiz ve çelişkilerle dolu yapısını yansıtan öyküleriyle tanınmıştır. Öykülerindeki yapıyı çağdaş tiyatro anlayışıyla birleştirerek sahneye taşımıştır. Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nu kurmuştur. Tiyatro Oyunları: Dışarıdakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın, Günün Adamı, Huzur Çıkmazı, Keşanlı Ali Destanı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı.


"Edebi Türler Türleri Düz Yazı." indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları