Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

Sunum yükleniyor. Lütfen bekleyiniz

SOSYAL DESTEK VE ÖNEMİ Dr. Kâmile Bahar Aydın, Ph.D. YBÜ-İTBF Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi 6. Uluslar Arası Canik Sempozyumu: PDR-

Benzer bir sunumlar


... konulu sunumlar: "SOSYAL DESTEK VE ÖNEMİ Dr. Kâmile Bahar Aydın, Ph.D. YBÜ-İTBF Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi 6. Uluslar Arası Canik Sempozyumu: PDR-"— Sunum transkripti:

1

2 SOSYAL DESTEK VE ÖNEMİ Dr. Kâmile Bahar Aydın, Ph.D. YBÜ-İTBF Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi 6. Uluslar Arası Canik Sempozyumu: PDR- «Hedefe Doğru İnsan» Mayıs 2016 Samsun, Türkiye

3 TANIMI: Sosyal destek;
sevgi, güven ve saygı gibi duyguların eşlik ettiği ilişkilerde alınıp verilen maddi ve manevi yardımlardır. bireyin sevildiğine, korunduğuna inandığı bir sosyal gruba bağlılık geliştirmesi ve bu gruptan yardımlar elde etmesidir (1) sevgi ve empatinin bir ifadesidir. kişinin sosyal ihtiyaçlarını başkalarıyla etkileşimleri yoluyla gidermesidir (2) özürlülere, hastalara, yoksullara, kimsesizlere ve yaşlılara karşılıksız olarak yapılan yardımlardır. 1. Lepore, Evans ve Schneider, 1991, 2. Ben-David ve Leichtentritt, 1999

4 ÖRNEĞİN; Sosyal destek ağının üyeleri;
stres altındaki bir üyeye yararlı bilgiler sunar. uygun başa çıkma yöntemleri önerir. somut yardımlar da sunar: Örneğin, akademik başarısı düşük bir öğrenciyi etkili öğrenme yöntemleri kullanarak çalıştırmak, evi yanan bir insana geçici olarak bir barınak sağlamak gibi.

5 SOSYAL DESTEK KAYNAKLARI
Sosyal desteği veren kişilerdir. Destekleşme veya dayanışma içinde yer alan kişilerdir. aile üyeleri, akrabalar, arkadaşlar ve profesyoneller (Örneğin; doktor, hemşire, avukat, psikolojik danışman, öğretmen, din adamı) sosyal destek kaynaklarıdır.

6 En Önemli Sosyal Destek Kaynakları
Sosyal desteğin bütün çeşitlerinden yararlanıldığı için, Aile üyeleridir.

7 Tablo 1: Erikson’un Gelişim Dönemlerine Göre Sosyal Destek Kaynakları
Erikson’a göre, Gelişim Dönemleri ve Gelişimsel Özellikler Önemli Sosyal Destek Kaynakları Temel güvene karşı güvensizlik (0-1 yaş) Ana-baba ya da onun yerine geçecek kişiler Özerkliğe karşı kuşku ve utanç (1-3 yaş) Girişimciliğe karşı suçluluk (3-6 yaş) Ana-baba, okulöncesi öğretmeni Çalışmaya ve başarılı olmaya (yeterliliğe) karşı aşağılık duygusu (6-12 yaş) Ana-baba, ilköğretim öğretmeni Kimlik karşı kimlik karmaşası (12-18 yaş) Aile, okul, akranlar Yakınlığa karşı yalıtılmışlık (20-40 yaş) Eş, yakın arkadaş, öğretim elemanları Üretkenliğe karşı durgunluk (40-65 yaş) Aile, arkadaş, iş dünyası Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk (65 yaş ve üstü) Aile, arkadaşlar Sternberg, R.J. ve Williams, W.M. (2008)’den uyarlandı.

8 SOSYAL DESTEĞİN TÜRLERİ
4 TÜRLÜDÜR: 1. Araçsal/Elle Tutulur Destek: Alet, eşya, para, zaman ve iş gibi meta cinsinden yardımların yanı sıra; çocuk bakımı, alışveriş yapma, ev içindeki ve dışındaki işleri üstlenmek gibi yardımlar. (Cohen ve Wills, 1985).

9 SOSYAL DESTEĞİN TÜRLERİ
2. Duygusal Destek (Değerlilik, Yakınlık Desteği): Bir insanın sevildiğini, değerli olduğunu, anlaşıldığını, kabul gördüğünü, korunduğunu, güven ve emniyet altında olduğunu hissetmesine yol açan davranışlardır. Örneğin, sevilen ve güven duyulan bir insana içini dökmek, başarılarından, mutluluğundan, amaçlarından, hayallerinden, korkularından, zayıf ve güçlü yanlarından olabildiğince bahsetmektir. Sarılmak ve dokunmak gibi temel bir ihtiyacımız olan “fiziksel temas” da bu yardım içindedir. Bu davranışların içten geldiği gibi yapılması ruh sağlığımız için şifa kaynağıdır…

10 SOSYAL DESTEĞİN TÜRLERİ
3. Bilgisel/Profesyonel Destek: Bireye sorunlarının çözümüne ve ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik; bilgilendirici, eğitici, geliştirici ve terapötik yardımlardır. Örneğin, özürlü ve hasta bireye özrü ve hastalığı hakkında bilgi vermek, stres altındaki bir insanı dinlemek, onunla çözüm önerileri üzerinde konuşmak gibi profesyonel yardımlardır. Psikiyatrist, psikolojik danışman, hekim, hemşire, avukat, öğretmen gibi profesyonellerden alınan yardımlar bu grupta yer almaktadr.

11 SOSYAL DESTEĞİN TÜRLERİ
4. Yaygın Destek: Boş vakitlerde diğer insanlarla zaman geçirmek, eğlenmek, çevre ve kültür gezilerine, kulüp faaliyetlerine katılmak, sosyal arkadaşlık yapmak bu türden yardımlardır

12 SOSYAL DESTEĞİN ETKİLERİ
1. Güvenilir bir sosyal destek ağının üyesi oldunu bilmek bile «kaygı» düzeyini düşürerek, yaşam kalitesini yükseltir. AİLE en güvenilir sosyal destek ağıdır. AİLESİ olmayan insanların stres düzeyi yüksektir. 2. Güvenilir bir sosyal destek ağından alınan yardımlar, stres düzeyini düşürür ve stresle başa çıkmayı kolaylaştırır. (Cohen, 2004; Martin ve Brantley, 2004; Bolger ve Amarel, 2007; Akt: Feldman, 2013).

13 SOSYAL DESTEĞİN ETKİLERİ
SOSYAL DESTEK PROBLEM ÇÖZMEYİ KOLAYLAŞTIRIR Bireyin kendini destekleyici sosyal ilişkiler ağının değerli bir üyesi olarak algılaması, tehlikelere karşı güven ve emniyet duyguları hissetmesine ve benlik saygısının yükselmesine yol açar. Bu duygulara bağlı olarak, kaygı ve korku düzeyleri düştükçe, bilişsel etkinlik ve problem çözme gücü de artar. Sosyal destek, en etkin stresle başa çıkma stratejisi olan “problem çözmeyi” kolaylaştırır. Aile ve yakın çevrenin sağlayacağına inanılan destek özellikle hayatın güç ve krizli dönemlerinde büyük önem taşır.

14 SOSYAL DESTEĞİN ETKİLERİ
3. Beynin faaliyetini etkiler: stres altındaki bir insanın elinin tutulması bile, stresi azaltma yönünde beyinin faaliyetini etkilemektedir. 4. SOSYAL DESTEK BENLİK SAYGISI

15 SOSYAL DESTEK VE SAĞLIK

16 Stres ve Sağlık Arasındaki İlişkide Sosyal Desteğin Rolü
Şekil 1

17 Sosyal Destek ve Kanser
Kanser, psiko-sosyal sorunların en fazla yaşandığı süreğen bir hastalıktır. Sağlığın giderek bozulması, sosyal desteği daha gerekli hale getirmektedir (1). Destek gruplarına katılan kanser hastaları katılmayanlara oranla, iki kat daha uzun yaşamaktadırlar (2) Kanser hastalığının özellikle erken dönemlerinde en etkili destek duygusal destektir (2) Aile en önemli duygusal destektir. Hekimler en önemli bilgi desteğidir (3) Akraba ve arkadaşlar, hastalık tanısı aldıktan sonra uzaklaşmaktadırlar (4) 1. Firshein, Dunkel-Schetter,1984). 3. Dakof ve Taylor, 1990, 4.Tuna,1993; Özyurt, Kriz Dergisi.

18 Sosyal Destek ve Kanser
Hastalar; birinci sırada eşlerinden (%67.1), ikinci sırada ise çocuklarından (%35.8) destek almaktadırlar. (1) Kanser hastaları için manevi danışmanlık da oldukça etkili olabilir. Tuna’nın (1993),

19 Sosyal Destek ve Travma
Travmaya uğrayan bazı bireylerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) gelişirken, bazılarında gelişmemektedir (1) Sosyal destek; --akut TSSB’nin kronikleşip kronikleşmemesini belirlemektedir. --ikincil travmanın da oluşmasını engellemektedir. İkincil travma, travma yaşayan bireye sosyal çevrenin ve profesyonellerin olumsuz yaklaşımlarından kaynaklanan travmadır. Örneğin, tecavüze uğramış bir bireyi saldırganı tahrik ettiği yönünde eleştirmek. (Halk arasında bir söz var “dişi köpek kuyruk sallamazsa, erkek köpek gelmez.” Gece geç saatte eve dönetken tecavüze uğrayan bir bayanın, eve geç saatte dönmesinin saldırgana fırsat verdiği şeklinde yorumlanması ve bu yönde kurbanın yoğun olarak eleştirilmesi. 1. Sungur, 1999.

20 Sosyal Destek ve Psikolojik iyilik
Psikolojik/öznel iyiliği artırmaktadır. Mutluluğu artırmaktadır: Mutlu insanlar, yüksek kalitede arkadaş ilişkilerine, aile desteğine, akrabalarla ilişkilere ve romantik ilişkilere sahiptirler. (1) Öznel iyilik de; sosyal destek vermeyi artırmaktadır. (Yani, olumlu ruh halinde olan insanlar daha yardım severdirler.) 1. Diener, Diener ve Tamir, 2004

21 Sosyal destek ve kendini gerçekleştirme-Psikolojik Sağlık-
Maslow’un öne sürdüğü temel ihtiyaçları karşılanan insan, kendini gerçekleştirmeye güdülenebilir. KGİ, psikolojik olarak sağlıklıdır . «bir gruba ait olma, sevme ve sevilme» temel bir ihtiyaç ve sosyal destek olup. Yeterince karşılandığında psikolojik sağlığa yol açmaktadır.

22 Sosyal Destek ve Psikolojik Sağlık
Şekil 1. Maslow’un Kendini Gerçekleştirme Hiyerarşisi

23 Sosyal Destek ve Kişilik Gelişimi
Sigmund Freud’un ( ) İlk 5 yılda en önemli sosyal destek anne-babadır. Sosyal desteği demokratik yollarla sunan anne baba yetişkinlikte sağlıklı kişiliğe yol açar. Erik Erikson ( ): Sağlıklı kişilik gelişimi için en önemli faktör hayat boyu değişen sosyal destek kaynakalrıdır. Tablo 2’yi inceleyelim.

24 Tablo 1: Erikson’un Gelişim Dönemlerine Göre Sosyal Destek Kaynakları
Erikson’a göre, Gelişim Dönemleri ve Gelişimsel Özellikler Önemli Sosyal Destek Kaynakları Temel güvene karşı güvensizlik (0-1 yaş) Ana-baba ya da onun yerine geçecek kişiler Özerkliğe karşı kuşku ve utanç (1-3 yaş) Girişimciliğe karşı suçluluk (3-6 yaş) Ana-baba, okulöncesi öğretmeni Çalışmaya ve başarılı olmaya (yeterliliğe) karşı aşağılık duygusu (6-12 yaş) Ana-baba, ilköğretim öğretmeni Kimlik karşı kimlik karmaşası (12-18 yaş) Aile, okul, akranlar Yakınlığa karşı yalıtılmışlık (20-40 yaş) Eş, yakın arkadaş, öğretim elemanları Üretkenliğe karşı durgunluk (40-65 yaş) Aile, arkadaş, iş dünyası Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk (65 yaş ve üstü) Aile, arkadaşlar Sternberg, R.J. ve Williams, W.M. (2008)’den uyarlandı.

25 Sosyal dresteği kimler en yüksek verebilir?
Alfred Adler ( ) : Sosyal İlgi Sosyal Destek Sosyal ilgi, sosyal duygu, yardımlaşma, dayanışma, başkalarını anlama, başkalarıyla bütünleşebilme gibi anlamlara gelmektedir. Toplumsal ilgi yükseldikçe psikolojik sağlık da yükselmektedir. Sosyal ilgili ile yalnızlık (Leak & Williams, 1989) ve stress düzeyi (Crandall,1984) arasında yüksek düzeyde ve ters yönde ilişkiler vardır. Diğer insanlara güven (Crandall 1980) ve yardım eğilimi arasında (Crandall ve Harris 1991) pozitif ilişkiler vardır.

26 SOSYAL DESTEK VE MEDENİ STATÜ
Evli Boşanmış Eşi Ölmüş/Dul BEKÂR Hiç Evlenmemiş

27 SOSYAL DESTEK VE MEDENİ STATÜ
Tüm dünyada insanları evlenmeye iten nedenler: Sevdiği kişi ile birlikte olma cinsel doyum sağlama karşılıklı dayanışma /sosyal destek çocuk sahibi olma toplumun beklentilerini yerine getirme içinde bulunduğu aileden uzaklaşma (1) İlişki kurma Sizce yukarıdakilerden en önemli doyum kaynağı hangisidir? Kültürümüzde yukarıdaki medeni statülerden hangisinde yer alanlar bu doyumdan/lardan yoksundur? Freedman, 1981

28 Evliliği/Aileyi Destekleyen Sistemler:
Evlilik ve Aile Danışmanlığı Teori ve Uygulamaları Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kültürümüzde bekarları, özellikle hiç evlenmemişleri destekleyen hangi sistemler var? Devlet desteği ile, STK’lar aracılığıyla ve başka?

29 KÜLTÜRÜN KURBANLARI Yüz yıllar boyu gözardı edilen ve baskılanan popülasyon: Hiç evlenmemişler (never married) Sosyal politikaların dışında bırakılan: Hiç evlenmemişler Eş desteğinden yoksun kaldığı için çocuk desteğinden de mahrum bırakılanla popülasyon: Hiç evlenmemişler Bekârlıkla ilgili Atasözleri ve deyimler söylemlerimizi desteklemektedir!

30 Bekârlıkla İlgili Atasözleri
“Bekâr gözü kör gözü” “Bekârın parasını it yer, yakasını bit” “Bekârlık maskaralıktır” “Varsa eşin rahattır başın, yoksa eşin zordur işin” “Evlenenle ev alana (yapana) Allah yardım eder” “Bekârlık sultanlıktır” gibi Türk atasözleri ve deyimlerinde genellikle evli olma teşvik edilen, bekârlık ise arzu edilmeyen bir statüdür.

31 Hiç evlenmemiş insanlar hakkında, bazı kalıp yargılar (stereotipler):
rastgele cinsel ilişkiye girme, çaresizlik, intihara eğilimli olma, bencillik, sorumsuzluk, acizlik, cinsel soğukluk, haz yönelimli olma, olgunlaşmamış kişilik gibi. patolojik kişilik de bekâr kalmaya yol açmaktadır . bekâr insanların mutsuzluğu ve doyumsuzluğu onların evliliğin sunduğu zevklerden mahrum kalmalarıyla açıklanabilir: Dostluğun, paylaşılan aktivitelerin, saygının, dostça ve içten bir temasın yokluğu mutsuzluğa yol açmaktadır. (Garfield ve Sundland, 1966) ; (Ward, 1979; Gubrium, 1975).

32 Evli ve Bekârları Karşılaştıran Araştırmalar
EVLİLER BEKÂRLAR ruhsal hastalıklar daha az ruhsal hastalıklar daha fazla ekonomik zorluklar daha az ekonomik zorluklar daha fazla Depresyon daha az Depresyon daha fazla Daha fazla mutlular Daha az mutlular Daha uzun yaşıyor Daha kısa yaşıyor daha uzun yaşam beklentilerine sahiptir Daha kısa yaşam beklentilerine sahip ekonomik, sosyal ve psikolojik açılardan koruyucu etkileri yüksek ekonomik, sosyal ve psikolojik açılardan koruyucu etkileri düşük Sigara ve alkol gibi olumsuz sağlık davranışları daha az Sigara ve alkol gibi olumsuz sağlık davranışları daha yüksek Ölüm oranı daha düşük Ölüm oranı daha yüksek Fakirlik düşük Fakirlik bakımından hiç evlenmemişle en yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. fiziksel ve psikolojik sağlık bakımlarından daha düşük risk fiziksel ve psikolojik sağlık bakımlarından daha yüksek risk gbn olştmaktad Bachrach, 1975; Glenn, 1975; TÜİK, 2010; TÜİK, 2012; Schulz, 1978; Waite, 1995; Rogers, Hummer ve Nam, 2000; ;Schoenborn, 2004; Brown, Bulanda ve Lee 2005; Elwert ve Christakis, 2006; Goldman, Korenman ve Weinstein, 1995; Lillard ve Waite 1995; Rogers, Hummer ve Nam 2000; Waite ve Gallagher,2000

33 Evlilik Statüsünün Etkileri
-----bireyin ekonomik kaynakalarını -----sağlık profilini -----emeklilik zamanını etkilemektedir. -----evli olmak; prostat kanserli, göğüs kanserli, rahim kanserli, baş ve gırtlak kanserli hastalarda daha iyi bir yaşamla ilişkilidir (Sammon ve diğ., 2012). . (Waite ve Gallagher, 2000; Butrica ve Iams, 2000) ,; (Schoenborn, 2004; Lillard ve Panis, 1996), ; (Morgan, 1992; Gustman ve Steinmeier, 2000; Pienta ve Hayward, 2002)

34 Evlilik Statüsünün Etkileri
-----Ayrı yaşayan, boşanmış ve dul erkekler ve kadınların evli olan akranlarına göre, habis bir idrar kesesi tümörü ameliyatından sonra, ölüm oranları daha yüksektir. Habis tümör ameliyatından sonra ortaya çıkan kötüleşme aşaması (Unfavourable stage) en yaygın olarak hiç evlenmemiş erkeklerde görülmektedir ----Hiç evlenmemiş olanlarda aktivite düzeyi daha düşüktür. -----Bir başka araştırmaya göre bekâr kadınların evli kadınlara göre daha iyi bir ruh sağlığı profili gösterdikleri, daha fazla hareket özgürlüğüne sahip oldukları, eğitsel ve mesleki olarak daha iyi bir durumdadırlar. (Sammon ve diğ., 2012) ; (the National Health Interview Survey-NHIS in the US; Akt: Schoenborn’nun (2004) ) (Bernard, 1972),

35 Evlilik Statüsünün Etkileri
-----Bekâr olmak ve düşük gelirli bir işe sahip olmak birlikte, iyilik halini olumsuz etkilemektedir. (Baruch, Barnett ve Rivers, 1983).

36 Türkiye İstatistik Kurumunun Memnuniyet Araştırmaları:
2009 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması, toplam 3561 hane halkında bulunan 18 ve daha yukarı yaştaki 7546 birey ile görüşülerek gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın bulgularına göre, Evli bireylerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görülmektedir. Evli bireylerin % 57,3’ü mutlu iken, evli olmayanlarda bu oran % 46,8’dir. Bireyleri en çok aileleri ve sağlıklı olmak mutlu etmektedir. Kendilerini en çok ailenin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı % 71,2 iken, kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı % 70,7’dir (Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu Haber Bülteni, 2010, Sayı 27).

37 TÜİK yaşam memnuniyeti araştırmalarının sonuçları
Tablo 2. Yıllara Göre Yaşam Memnuniyeti Araştırmalarının Sonuçları Mutluluk Kaynağı Yıllar 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Mutluluk kaynağı olan kişiler Tüm aile 69,5 68,2 67,3 70,1 71,2 Çocuklar 13,2 13,9 14,0 12,7 8,2 9,3 9,4 7,2 6,9 Anne/baba 3,1 3,8 3,2 Kendisi 2,0 1,7 1,5 2,4 Torunlar 1,8 Diğer 2,3 2,2 2,6 1,9 Mutluluk kaynağı olan değerler Sağlık 67,1 69,2 72,1 71,1 70,7 Sevgi 14,6 11,9 11,2 11,8 Başarı 6,1 5,5 6,3 5,7 6,6 Para 5,9 4,7 5,4 5,2 İş 4,3 5,0 3,9 3,5 2,5 0,8 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2010

38 Türkiye İstatistik Kurumunun Memnuniyet Araştırmaları:
TÜİK’in 2012 yılında yaptığı aynı araştırmada da evli bireylerin (%63.9) evli olmayanlardan (%52.9) daha mutlu oldukları bulunmuştur. İnsanlar, kendilerini en çok mutlu edenin aileleri olduğunu belirtmişlerdir.

39 Genç Yetişkinliğin Gelişim Görevleri
Gelişim psikoloğu Robert Havihurst’a (1972) göre, gelişimsel ihtiyaçlar bireye huzur ve sağlık verir. Erik H. Erikson’un (1980) psiko-sosyal gelişim kuramına göre de, “evlenme, çocuk sahibi olma, aile kurma gibi “gelişim görevleri” “genç yetişkinlik” döneminde kritik bir öneme sahiptir. ortalama olarak veya yaşlar aralığı genç yetişkinlik yıllarıdır.

40 Genç Yetişkinlikte Kritik Görevler Karşılanmadığında:
yani çekirdek ailesini kuramamış bireylerin yaşam memnuniyetlerinin çok düşük olabileceği anlaşılmaktadır. Hiç evlenmemişliğe fiziksel engel, süreğen hastalık, yaşlılık ve travma gibi değişkenler de eklendiğinde, aşırı stres ve buna bağlı olarak bazı fiziksel ve ruhsal hastalıkların ortaya çıkması oldukça muhtemel görünmektedir.

41 En yüksek değişim yaratan olaylar:
Değişim-----strese yol açara Değişimin miktarı arttıkça -----stres de artar. en yüksek değişim yaratan olaylar: Birinci sırada “eşlerden birinin ölümü”, ikinci sırada ise “boşanma”dır. (Holmes ve Rahe, 1967; Akt: Morris, 1996) Tüm bunlar göstermektedir ki, bekâr insanlar en önemli sosyal destek kaynağından -aileden- ve onun sunduğu her türlü destekten yoksundurlar. Foley’in (1979) öne sürdüğü doğal ihtiyaçları karşılayamamaktadırlar.

42 Bekar İnsanları Aileler Aralarına Almamaktadırlar:
Bekâr insanların yaşamlarını zorlaştıran ve kültürden kaynaklanan başka etkenler de mevcuttur. Bunu şöyle açıklamak mümkündür: İç grup-dış grup ayrımı daha geleneksel ve toplulukçu kültürlerde daha fazla göze çarpmaktadır. Aile bir iç-gruptur. Güçlü iç-grup bağları olan insanlar kendi gruplarına tamamen güvendikleri için, yardıma ihtiyaçları olduğunda grup dışı insanlardan yardım aramaktansa, kendi gruplarından almaktadırlar. (Belki de bu yüzden böyle bir kültürde, sosyal destek/güç elde edebilmek için daha fazla çocuk sahibi olunmaktadır. ) İç-gruplara hem güvenilir, hem de bu gruplar destek güvencesi algısı uyandırır. Bunların hiçbiri dış gruplar için geçerli değildir (Yama-gishi vd., 1998). Diğer taraftan, bireyci ortamlarda iç grup-dış grup ayrımı daha az belirgindir. Bu da Batı'da daha fazla gözlemlenen genişletilmiş güvene, risk almaya ve dış gruplara güvenmeye; fakat destek vermedikleri takdirde onlardan uzaklaşmaya sebep olabilmektedir (Kağıtçıbaşı, 2012). Bu durumda, kolektivist, geleneksel bir kültüre sahip olan Türkiye’de bekâr insaların iç-gruplara girmesi oldukça zor görünmektedir. Gözlemlerimiz de göstermektedir ki, aileler bu insanları aralarına almak istememektedirler. Bu insanlar, yalnız olduklarından dolayı, bir çok sosyal faaliyetlere katılamamaktadırlar. Türkiye’de bekâr insanların sosyal sağlık ve sosyal doyumlarının yükseltilebilmesi için, rahatça girebilecekleri ve sanki “aile havası” hissedebilecekleri güvenilir sosyal organizasyonlara ihtiyaç duyulmaktadır.

43 Tüm Dünyada «Yalnızlık» Artmakta, Bundan da en çok bekarlar etkilenmektedir.
Dünyadaki genel oluşumlar da bekâr insanların yaşamını zorlaştırmaktadır. Kapitalist sistemin etkisiyle, paranın “ilişki” ihtiyacına göre çok daha önemli hale gelmesi, şehirleşmenin artması, eğitime verilen önemin artması ve iş yaşamında uzamlaşmanın önem kazanması ve internetin temel bir ilişki aracı haline gelmesi yüz yüze ve yakın ilişkileri sınırlandırmaktadır. Tüm bunlar, bekâr insanların “kronik yalnızlık” “ilişkisizlik” “yalıtım”, “kronik depresyon”, “madde bağımlılığı” ve “intihar” gibi risklere daha açık hale getirmektedir.

44 Eğitim Evlenme Yaşını Yükseltmekte, Bu da Kadın Açısından Doğurganlığı Olumsuz Etkilemektedir.
Geleneksel ve toplulukçu kültürlerde ve özellikle Türkiye’nin bazı bölgelerinde daha yoğun olarak çocuk gelinlere rastlanmaktadır. Bu kişiler, yaşlarında görücü usulüyle komşuların ve ailelerin kararıyla evlenip çok sayıda çocuk doğurmaktadırlar. Böylece, toplumun baskın demografik yaspısını, yeterli kişisel olgunluğa erişemeden, okul eğitimi görmeden “anne” olmuş kadınların yetiştirdiği çocuklar oluşturmaktadır. Öte taraftan, eğitim düzeyi yüksek kadınlar; aile kurmada daha seçici davranmaları, eğitimlerini yükseltmek için aile kurmayı ve çocuk sahi olmayı ötelemeleri nedeniyle doğurganlığa çok düşük oranda katkıda bulunmaktadırlar. Daha güçlü bir Türkiye ve iyi bir gelecek için eğitim düzeyi yüksek popülasyonu devlet kaynaklı sosyal politikalarla desteklemeye ihtiyaç duyulmaktadır.

45 Türk kültüründe bekâr insan hayatı boyunca en önemli 2 destekten yoksun: Eş ve Çocuk
Ayrıca, Türk kültüründe bekâr insanlar eş desteğinden yararlanamadıkları gibi, yaşamları boyunca çocuk desteğiden de mahrum kalmaktadırlar. Çünkü evlenmemek, otomatikman çocuksuz kalmaya yol açmaktadır. Bu da insanları göz göre göre en önemli aile desteğinden mahrum bırakmaya, kronik yalnızlığa ve kronik depresyona itmektedir.

46 2012 İstatistiklerine göre Türkiye’de 30 yaş ve üstü bekar sayısı: 7
2012 İstatistiklerine göre Türkiye’de 30 yaş ve üstü bekar sayısı: ’dir. TÜİK’in 2012 verilerine göre, Türkiye’de yaşayan otuz yaş ve üstü toplam bekâr saysı ’dur. Bu sayının ’u kadın, ’ı erkektir. Otuz yaş ve üstü hiç evlenmemiş, boşanmış ve eşi ölmüş toplam insan sayısı ise, ’dir. Bu popülasyon, sosyal drestek yoksunluğunun yanı sıra, toplumsal baskılara maruz kalmakta, milli gelirden de yeterince yararlanamamaktadır. Osaki, demokratik bir ülkede devlet hizmetleri bütün kesimlere yönelik olmalıdır.

47 BEDAP: Aydın (2015) Gözlemsel ve deneyimsel tüm bulgular temel alınarak, Türkiye koşullarında yaşayan bekâr popülasyon için Aydın (2015) tarafından “Bekâr Dayanışma Projesi-BEDAP” geliştirildi. BEDAP aşağıda özetlenmektedir.

48 BEKÂR DAYANIŞMA PROJESİ (BEDAP): BİR SOSYAL DESTEK AĞI

49 BEDAP bir sosyal destek projesidir. Evlendirme projesi değildir.

50 BEDAP, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü tarafından “Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescili Hakkında Yönetmelik” uyarınca tescillidir.

51 BEDAP’ın Genel Amacı: sosyal destek ve bireysel gelişim olanakları
yaşam kalitesini yükseltmektir. sosyal destek ve bireysel gelişim olanakları

52 Tanımlar: Bekâr: Eşi ölmüş, boşanmış ve hiç evlenmemiş insan (toplumun ve bilimin belirlediği evlenme çağını (genç yetişkinlik çağını) geçmiş kadın ve erkek. Dayanışma:Bekâr bireylerin üyeliklerinden oluşan, üyelerin kaynaklarıyla faaliyetlerini yürüten, üyelerin birbirlerinden destek almalarına yönelik kendi kendine yardım grubu ve sosyal destek ağıdır.

53 Projenin Niteliği: 1. Bilimsel: Araştırma grubunun bazı psikolojik ve demografik özellikleri, geçerlik ve güvenirlik özellikleri taşıyan ölçme araçları ile tespit edilmektedir. Proje bağlamında hizmetler sunulmadan önce ÖN-TEST ve hizmetler sunulduktan sonra SON-TEST uygulamaları yapılmaktadır. Bu şekilde, sunulan hizmetlerin etkililiği test edilmektedir. İstatistiksel analizler sonucunda, kitap, makale gibi bilimsel ürünler elde edilmektedir. 2. Boylamsal: Araştırma grubunun çeşitli özellikleri uzun dönem içinde periyodik olarak incelenerek zaman içinde ortaya çıkan ortak değişiklikleri kuramsal olarak ifade etmektir. Amaç, Türk kültürüne özgü “bekâr profili” ortaya koymaktır. 3. Toplumsal: Toplumsal duyarlılık projesidir. Bekâr popülasyon için devlet eliyle etkin sosyal politikalar üretmeye yöneliktir.

54 Sunulan Hizmetler: 1. Eğitim: Kişisel gelişim hayat boyu devam eden bir süreçtir. İlgili popülasyonun, değişen koşullara uyum sağlamaları ve potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için eğitimler sunulmaktadır. Örneğin, sağlıklı yaşam becerileri, iletişim becerileri, sosyal destek, yardım becerileri gibi. 2. Psikolojik Destek: Bireylerin, kendilerini ve başkalarını da ilgilendiren güncel sorunlar üzerinde konuşarak çözüm üretmelerine yönelik grup rehberliği, daha özel ve ortak sorunlar üzerinde ise grupla psikolojik danışmanlık yapılmaktadır. Bununla birlikte, Tanrıyla bağlantının daha dengeli ve sağlıklı olabilmesi için manevi danışmanlığa da yer verilmektedir. 3. Sosyal-Kültürel: Boş zamanları değerlendirmek, eğlenerek vakit geçirmek ve yeteneklerini geliştirmek için hobi kulüpleri mevcuttur. Bununla birlikte; oryantasyon, çevre gezileri, düğün törenleri, bayramlaşma, cenaze törenleri ve taziye gibi hizmetler sunulmaktadır. Tüm hizmetler gruplar şeklinde yürütüldüğünden sosyal destek etkisi sağlanmaktadır.

55 BEDAP LOGOSU ÖZERK-İLİŞKİSEL BİREY
Projenin Logosunun İfade Ettiği Anlam: Hem bireysel gelişim desteklenmekte, hem de sağlıklı ilişkiler içinde dayanışma sağlanmaktadır. Bireysel gelişim bireye temel bir ihtiyaç olan “özgürlük” imkanı vermektedir. Böylece, hem Batı ve Amerika Birleşik devletlerinde yaygın olan “bireyci”değerlerlerin gelişimi, hem de Ortadoğu, Asya ve Türkiye’de yaygın olan “toplulukçu” kültürel değerler birlikte aktive edilmekte ve geliştirilmektedir. Bu yaklaşım da zaman içinde Çiğdem Kağıtçıbaşı’nın (2012) çağın en sağlıklı benlik modeli olarak önerediği “özerk-ilişkisel” birey kültürünün ortaya çıkmasına yol açacaktır. Özerk-İlişkisel kültürün yaygınlaşabilmesi için, Türk kültürünün egemen olduğu her çevrede (iller, ülkeler gibi) BEDAP model alınarak Bekâr Dayanışma Dernekleri kurulmalıdır.

56 BEDAP İLETİŞİM: Daha detaylı bilgi için : http://bekârdayanisma.com/

57 SONUÇ Literatür bulguları göstermektedir ki, sosyal destek; fiziksel ve ruhsal sağlığı koruyucu, geliştirici ve iyileştirici etkilere sahiptir. Kişilik gelişiminde önemli role sahiptir. En önemli sosyal destek ailedir. Aile, özellikle kanser gibi süregen hastalıklarda ve travmatik durumlarda en etkili duygusal destektir. Medeni duruma göre bekârlar evlilerle karşılaştırıldıklarında; bekârlar daha az mutlular ve bir çok dez avantaja sahiptirler. Bekârların mutsuzluğunun ve çeşitli dez avantajların en önemli nedeni evlliğin sunduğu olanaklardan mahrum kalmalarıyla açıklanabilir. En önemli sosyal destek olan aile desteğinden yoksundurlar. Devlet imkanlarından yeterince yararlanamamaktadırlar. Toplumsal baskıya maruz kalmaktadırlar. Devlet, STK’lar ve üniversiteler sosyal destek projeleri bağlamında Türk kültüründe bekâr popülasyon için sosyal destek ağları oluşturmalıdır. Kamile Bahar Aydın (2015) tarafından hazırlanan BEDAP, bekâr popülasyon için sosyal destek projesidir.

58 ÖNERİLER 1. Kanser ve diyaliz hastalığı gibi kronik hastalıklarda ve çeşitli travmalarda stres yükü oldukça çok yüksektir. Hem hastalara hem de onlara sosyal destek sunan kişilere yönelik devlet eliyle sosyal destek sistemleri kurulmalıdır. 2. Çekirdek ailesi olmayan, kronik yalnızlığa sahip bekârlar için devlet, STK’lar ve üniversiteler aracılığıyla BEDAP tarzı projeler ve her ilde sosyal destek ağları kurulmalıdır.

59 ÖNERİLER 3. Evlilik çağını geçmiş orta yaş ve üstündeki bekâr insanlar eş desteğinden yoksun kaldıkları gibi çocuk desteğinden de otomatikman yoksundurlar. Devlet, her ay bu popülasyona yaşam kalitesini yükseltebilecek oranda parasal yardımda bulunmalıdır. 4. 30 yaşına gelmiş ama çekirdek ailesini kuramamış bekâr bireylere Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi çocuk sahibi olmaları sağlanmalıdır. Bu amaçla, bekâr popülasyonun toplumsal bütünlüğünü ve uyumunu bozmayacak şekilde devlet eliyle etkin sosyal politikalar üretilmelidir.


"SOSYAL DESTEK VE ÖNEMİ Dr. Kâmile Bahar Aydın, Ph.D. YBÜ-İTBF Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi 6. Uluslar Arası Canik Sempozyumu: PDR-" indir ppt

Benzer bir sunumlar


Google Reklamları